Halil BERKTAY
“Ayna ayna, söyle bana, benden güzel var mı ?” Kötü Kraliçe böyle öğrenir, avcıbaşısına ormana götürüp öldürmesini emrettiği Pamuk Prenses’in sağ olduğunu. Birinci Mehmed de sorar, Hilmi Yavuz’un Bedreddin Üzerine Şiirler’inde : “Bedreddin yaşıyor mu hâlâ ?” Lalası Beyazıd Paşa’dan olacak, alır cevabını; evet, “Bedreddin yaşıyor hâlâ.” Benimkinin böyle sihirle, büyüyle, aynalarla, tarihte en son biz kazanacağız inancıyla pek ilgisi yok. Çok daha reel, maddî, şairanelikten uzak bir şey. Partilerin aday listeleriyle başka bazı belirtilere bakıp, bir umudu değil bir endişeyi sordum kendi kendime : Yaşıyor mu ? Evet, Ergenekon yaşıyor hâlâ.
Yaşıyor, çünkü bir kere toplumsal temelleri mevcut ve en azından bir siyasal parti kendini bu oy tabanından kopmamaya mecbur sayıyor, buna özen gösteriyor. CHP Tuncay Özkan ve İlhan Cihanerlerin adaylığını reddetti, doğru. Böylece, Ergenekon’la yüzde yüz örtüşmekten kaçınmış oldu. Ancak Sinan Aygün, Mehmet Haberal ve Mustafa Balbay’ı da mutlaka seçilecekleri yerlere getirdi. Haydi diyelim ki bunlardan Mustafa Balbay, oldukça naif, ne yaptığını bilmez, çapını çok aşan işlere batmış, sonra da darbe toplantılarında tuttuğu notlarla yakalanıvermiş bir... nedir ? Anladınız işte. Gelgelelim diğerleri çok daha korkunç isimler. Haberal’ın aslen ve ailecek MHP tandanslı olduğunu bilmeyen yok. Karnından yaralı ve peritonit tehlikesiyle yüzyüze Necdet Bulut’a Ankara uçağında sütlü kahve içirilmesinin (ve sonra da Bulut’un peritonitten ölmesinin, onu vuran ülkücülerin ise bu sayede cinayetten değil sadece “yaralama”dan yargılanmasının) şaibesi bile yıllardır üzerinde. Fakat demek ki bütünüyle Ergenekonlaşmak, Ergenekon’un ana gövdesiyle birleşmek değilse bile 2004-2007 mobilizasyonunun, Cumhuriyet ve bayrak mitinglerinin, “ordu göreve” çağrısının kitlesine sırt çevirmemek, bu kadar önemli, Kılıçdaroğlu için. Bu mesaj veya hatırlatmanın taşıyıcısı da muhtemelen Demirel. Tabii bu da, bitmek bilmez iktidar hırsı ve devlet damarıyla Demirel’in, bir kere daha ve bu sefer şapkasını alıp gitmeden, doğrudan doğruya darbeyle başbakan olma hayaliyle midir acep, nelere angaje olmuş olabileceğine işaret ediyor.
İkincisi, Ergenekon yaşıyor, çünkü fikrî planda ve sesini duyurabilme kapasitesiyle Ergenekon özgür aslında. Bakmayın, 12 Mart ve 12 Eylül zulmünü desteklemiş olanların şimdi attığı sahte hürriyet çığlıklarına, ya da Balbay’ın Zulümhane’si gibi şişirmelere. Siz zulüm görmemişsiniz; insan utanır böyle şeyler yazmaya-söylemeye. 1971 ve 1980’te dikta rejimleri vardı ve bütün ülkede sıkıyönetim hüküm sürüyordu. Dayağı, işkenceyi, askerî hapishane koşullarını geçtim. “İhtilâttan men” edilmemişsiniz, ancak aynı soyadını taşıyan yakın aileniz gelebiliyordu, haftada on dakika görüşe. Fotoğraf çektirmekmiş, sağa sola mektup yazmakmış, kamuoyuna seslenip kendinizi savunmakmış; ne mümkün ! Bütün basın sıkıyönetimin kontrolündeyken, kimi, neyle, nerede suçlayabilirdiniz, sizi birtakım “komplo”lara kurban etmekle ? Şimdiyse durum şöyle : görüş fiilen sınırsız ve kısıtsız (yakında Bekaa Vadisi gibi bir de Silivri ziyaretleri romantizmi başlarsa şaşırmayın): haberleşme serbest; isteyen mektup kaleme alıyor, isteyen makale, isteyen başyazı; hattâ artık günlük gazete bile yönetmek mümkün, içerden. Bununla birlikte, asıl destek Doğan medya grubundan gelmeye devam ediyor.
Ve üçüncüsü, Ergenekon yaşıyor, çünkü bu ve benzeri olanaklar sayesinde hâlâ önemli bir propaganda ve dezenformasyon kapasitesine sahip. Dahası, birileri bu dezenformasyonu besteliyor; akordu ve orkestrasyonunu yapıyor; görünmeyen bir kürsüden, görünmeyen bir değnekle yönetiyor. Şeytana külâhını ters giydiriyor; akı kara, karayı ak, suçluyu suçsuz, suçsuzu suçlu gösterebiliyor. Şu Ahmet Şık ve Nedim Şener meselesini alalım. Ceza hukuku başka, vicdanî kanaatler başka. Ben en geniş basın ve ifade özgürlüğünden yanayım. Buna, talimatla kitap yazma özgürlüğü de dâhil. Ama müsaade edin de ne idüğü belirsiz talimatlarla kitap yazmayı ahlâken, dürüstlük açısından beğenmeme hakkım saklı kalsın. Ahmet Şık tutuklanınca iki tür kıyamet koptu. Biri basın özgürlüğü açısından; peki, tamam. İkincisi ise kişiliği ve siyasî duruşuna kefil olmak gibi. İşte ona, kendisini tanımamakla birlikte tamam diyemiyorum. Zira ortada basit bir gerçek var : Ahmet Şık en azından bazı noktalarda dürüst davranmıyor, doğruyu söylemiyor. İmamın Ordusu’nun bilgisayardaki metinlerine yer yer saplanmış “burada şunu yaz, bunu yazma” diye özetlenebilecek notların (= talimatın) önce tamamını üstüne aldı (ki bu, o aşamada bile inandırıcı olmaktan uzaktı). Sonra, ben onu sadece bazı notlar için dedim, diğerleri için demedim açıklamasında bulundu. Peki, hangileri bunlar ? Ve kimin ? Benim açımdan bu cevapsız sorular, gizlenen şeyler olduğu şüphesinin artmasına yol açıyor.
Ergenekon, savunmasını başından itibaren mahkeme değil kamuoyu üzerine kurdu. Evet, siyasî bir dâvâ : öncelikle savunma stratejisi yüzünden. Geçmişte sol siyasî savunma yaptı. Şimdi bu da Ergenekon’un siyasî savunması oluyor.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- PKK ve Türk solcuları (3) Silâh, savaş, “Önderlik
10.03.2025 - Yarısı biten sürecin kalan yarısına dair
8.03.2025 - PKK ve Türk solcuları (2) “Adam öldürmeyi oyun mu sandın?”
8.03.2025 - PKK ve Türk solcuları (1) Silâh ve şiddet fetişizmiyle dolu otuz yıl
6.03.2025 - Trump’ın, yeni tip Hitler ve bilinçsiz Leninist olarak portresi
10.02.2025 - Bir demokrasi ve mücadele alanı olarak “ahlâklı denetim”
29.01.2025 - Eksik ve kaygılı bir devrimperestlik: Amerikan Devrimi
25.01.2025 - Marksizmden önce devrim, terör, diktatörlük
16.01.2025 - “Bir günde giriverdik demektir Şamı Şerif şehrine”
24.12.2024 - Kültür Bakanına birkaç soru
20.11.2024
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
ulvi yücel
vataşdaş artık bıktı şu gezi isyancılarının hergün etrafı velveleye vermesinden. hem kendine çapulcu denildiğinde, bunu bir marifetmiş gibi kabul edeceksin, ben tepkimi ortaya koyuyorum, bu demokratik hakkım diyeceksin, etrafı yakıp yıkmakta hiçbir mahzur görmeyeceksin; sonra birileri senin yaptığına karşı çıkınca, yetti artık bıktırdınız deyince, onu yandaş diye afişe edip susturmaya çalışacaksın. tabii doğru bu ülkede bir de yoldaşlar, candaşlar var değil mi. onlar da bu çapulcuların yaptıklarını örtmeye, onları şirin çocuklar olarak göstermeye kendilerini adamışlar. o kadar sersemce işler yapıp vatandaşı kendinizden bezdirdiniz, ama hala bunu göremeyip size tepki koyanları yandaş olarak nitelendiriyorsunuz. Siz tepki koyunca demokrat, başkaları koyunca yandaş... alman nasyonal sosyalist partisi propaganda bürosu gibi çalışıyorsunuz maşallah...
Cemalettin ÖZCAN
Sn.Ahmet ALTANın 13.11.2012 tarihli köşe yazısına aynen katılıyorum ve kendisini kutluyorum.Bütün tesbitleri doğrudur.İnşallah insanlarımız gerçekleri öğrenir.
ahmetc
iyi guzelde ! mesela bundan bir muddet once bir sapik iki cocuga tecavuz etmis sonrada oldurmus tu.o adami idam etmekten daha guzel bir ceza olamazki.
Asi_isyankar
Ahmet ALTAN!.. Baştacısın!.. Keşke tüm köşe yazarları senin gibi cesaretle doğruları yazsaydı. Keşke yandaş köşe yazarları da senin gibi dürüst ve vicdanlı olsaydı!. En büyüyk seslerimizdensin sevgili Ahmet Altan!.. DüzceYerelHabere teşekkürlerimle...
Sağduyu
altan haklı.Hazır Numan bey gelmişken bence başbakan sağlığını da düşünerek artık yararlı olamayacağını görmeli ve köşesine çekilmelidir.
Ad Soyad Giriniz...
Altan in yazisi aşağı yukarı hep böyle... Bir paragrataanlatabilecekken bir yazı boyu sürdürüyor.. "Ceset, sopa, cenaze levazimatcisi" vs. Bu dil neye yarıyor..? Öncülerinden de; "Ibadethane ibrigi" de de misti Kotucul dil bu!...
Haymanalı..
Seçim yaklaşıyor malum milli duyguları nasıl kabartacak... Sağ oyları nasıl toplıycak kan kin göz yaşı üzerine mecbur başka yolu yok...Saygılar...