Halil BERKTAY
Planlı yazmak istiyorum ama yazamıyorum bir türlü. Bir tür “inkâr cephesi” oluştu ya. Her gün bu cephenin yeni bir gafına tanık oluyoruz. Bu da “tartışmanın güncelliği”ni takip etmeyi gerektiriyor.
Nedir, gaf dediğim ? Ya Celâlettin Can gibi, 1 Mayıs 1977 “kahramanlık”larını anlatayım derken, benim “rezillik” diye tarif etmeme çok kızılan gerçekleri ortaya döküveriyor (ve bir yandan da pek yukarıdan konuşmaya devam ediyorlar, Can’ın “Berktaygiller”e çatmasındaki sahte üstünlük havaları gibi).
Ya da, Mustafa Yalçıner (Taraf, 19 Mayıs) gibi, başka türlü bir çelişkiye düşüyor; “devlet tertibi” iddiasının “dışarıdan saldırı” varyantını hiç değiştirmek ve yumuşatmaksızın, olduğu gibi tekrarlayayım derken, son üç haftada bile nelerin ortaya döküldüğünden tamamen habersiz olduklarını sergiliyorlar –ki bu da sonuçta bumerang gibi, dönüp dolaşıp o “dış saldırı” tezinin çürüklüğüne vuruyor.
Önce şunu hatırlatayım : Mustafa Yalçıner kim ? Halkın Kurtuluşu’nun o zamanki lider kadrosundan. Halkın Kurtuluşu ne ? 1 Mayıs’ı “revizyonist”lere bırakmayacağız diye Taksim meydanına dışarıdan, ayrı bir kortej olarak, illâ kendi sloganları ve pankartlarıyla girmekte sonuna kadar inat eden “Üçlü Blok”taki en güçlü, en kalabalık örgüt. Onların tutumunu (“devlet tertibi”nde israrlı olan) Mehmet Karaca bile “makinelerimizle geliriz...” diye özetledi (CNN Türk, 4 Mayıs). Başka konu ve noktalardaki ayrılıkları ne olursa olsun, herkes ilk silâhların Tarlabaşı tarafından gelen “Üçlü Blok” DİSK barikatına dayandığı sırada, Sular İdaresi’nin arkasında atıldığında; çatışmanın, kargaşanın, paniğin, her neyse, burada(n) başladığında hemfikir. Önümüzdeki günlerde, gene o zamanki “Üçlü Blok”un Halkın Yolu grubundan faraza Dilâra Kâhyaoğlu’nun çok uzun, Müfit Özdeş’in ise daha kısa fakat toparlayıcı tanıklıklarını (bir dizi TKP-DİSK tanıklığıyla yan yana koyarak) yayınlayacak ve satır satır tahlil edip yorumlayacağım.
Belki şimdiden görüldüğü (zaten bilindiği), ama o zaman daha da açıklık kazanacağı gibi, bütün bunların işaret ettiği çok bariz bir nokta var : hem 1 Mayıs 77 faciasından, hem hızla örtbas edilip bir “devlet tertibi” efsanesine dönüştürülmesinden, eh, derece derece bütün sol sorumlu –ama herhalde en fazla, hem de açık arayla en fazla “Üçlü Blok” sorumlu. Yeri gelmişken söyleyeyim; mütehakkim tavırlarıyla ideolojik katılaşma ve düşmanlaşmada (yani genel arkaplanda) ne rol oynadıkları bir yana, ben TKP ve DİSK yönetimini de eşit derecede sorumlu görmüyorum bu açıdan. Evet, daha yumuşak davranabilirlerdi. Ama unutmayalım, en azından yasal olarak (ki yasallık benim için çok önemli), onların mitingiydi sonuçta. Onlar insiyatif göstermiş, bir komite kurmuş, resmî makamlara başvurup izin almışlardı. Ulaşmış oldukları gücü ve DİSK’e hâkim olmalarını beğensin beğenmesin başka herkese, 1 Mayıs bizim de 1 Mayısımızdır (ve biz de o meydanda istediğimizi yaparız) diye tutturmaktansa, bu konumu kabullenip saygı göstermek düşerdi.
Buradan Mustafa Yalçıner’e dönersek; sol için en büyük kırılma noktası olan, sonrasında her şeyin baş aşağı gittiği 1 Mayıs 1977’nin sorumluluğunu devlete yıkacak bir “susuş kumkuması”nda belki herkesin çıkarı olageldi; ama (zaten kendi icat ettiklerini göstereceğim) bu tertip hikâyesine Mustafa Yalçıner gibi bazı eski fraksiyon liderleri herkesten çok muhtaç. Açıkçası, yalanda çıkarı var. Bu da her dediğini şaibeli kılıyor.
Esasen Mustafa Yalçıner tanıklık değil bir kanaat sunuyor. “Dünya âlem biliyor ki” diyor, Amerikalılar geldi, CIA örgütledi, Kontrgerilla yaptı. Bu bir amentü tekrarı : Allahın tekliğine ve meleklerine ve kitabına ve resulüne ve kıyamet gününe inanırım. Aksi küfürdür. Her Müslüman için bunu çocuklarına öğretmek farz. Her solcu da 1 Mayıs 1977’nin Amerika-CIA-Kontrgerilla-devlet işi olduğunu aile içinde aktarmak zorunda.
Peki, devlet sol içi düşmanlıkları kullanmış olabilir mi ? Aynen Bülent Uluer’in (4 Mayıs CNN) “bizim mahalle” tavrı : “Bu ayrı bir tartışmadır. Bu tartışmayı yürütmeye gerek yok.” Suçluluk kompleksinden başka neden olabilir ?
Sular İdaresi üzerinden polislerin uzun namlulu silâhlarla ateş açtığı, kameralarda varmış. Hayır, yok. Sular İdaresi üzerinden sağa sola bakan eli tomsonlu polisler var, ama onları ateş ederken gösteren tek bir görüntü yok. 35 yıl önce icat ettikleri çarpıtmayı hâlâ tekrarlıyor.
Silâhlar. “Birkaç tane vardır sağdan soldan getirilmiş... bilmiyorum, vardır... Hadi 10 tane olsun, hadi 20 tane olsun...” Ayıp, hele artık iyice ayıp. Celâlettin Can, bir “saldırı”ya karşı hazırlanıp sadece Dev-Genç olarak en az yirmi kişilik bir “özel güvenlik birimi”yle geldiklerini ve kâh Sular İdaresi, kâh İntercontinental yönüne ateş ettiklerini tane tane anlatmış. O sırada Halkın Kurtuluşu, en silâhlı gruplardan biriydi. Mehmet Tav, Halkın Kurtuluşu’ndan bir arkadaşının kürsüye doğru hedef gözeterek ateş ettiğini ve tanındığını anlayınca silâhını beline sokup uzaklaştığını yazmış (Taraf, 13 Mayıs). Yalçıner ise saf havalarda “birkaç tane vardır sağdan soldan getirilmiş” diyor. Şaka gibi. Halkın Yolu tanıklıklarını yayınladığımda, ne diyeceğini çok merak ediyorum doğrusu.
Bir de Hüseyin Ergün var bu arada. Ben artık sosyalizm üzerine bir sol inşa edilemez dediğimde, (sosyalizm uygulaması derken herkes komünizmi anladığı ve komünistler için de sosyal demokrasi bizatihî döneklik demek olduğu halde), “sosyalizm = sosyal demokrasi” ve “dönen dönsün ben dönmezem yolumdan” havasında atlamıştı ortaya. Şimdi de (Taraf, 19 Mayıs) Celâlettin Can’ın açık ikrarına karşın “Sol gruplardan böyle bir şey gelmedi” demiş. Bu kadar garibi ve aşırısını kimse söylemedi. Kimbilir, böylece partisine akın akın solcu gelecek sanıyordur.
Nihayet kamyonet, illâ kamyonet.
Kamyonetsiz hiçbir şey olmuyor.
Yazarlar
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
8.03.2025
8.03.2025
6.03.2025
10.02.2025
29.01.2025
25.01.2025
16.01.2025
24.12.2024
20.11.2024