Hasan CEMAL
Herhalde farkındasınız, kaç aydır silahlar susmuş durumda, dağdan ölüm haberleri gelmiyor, analar ağlamıyor. Daha ne olsun?.. Oturup daha iyisini özgürce, serbestçe konuşmak, tartışmak için bundan daha iyi bir ortam olabilir mi?
Aman dikkat! Bugün Türkiye’de barış meselesi, ‘iktidar-muhalefet meselesi’ değildir, olmamalıdır da… Barış, bugün Türkiye’de herkesi, hepimizi doğrudan ilgilendiren ve iktidarla muhalefetin ortak sorumluluk duygusuyla birlikte sahip çıkmaları gereken yaşamsal bir konudur.
Diyarbakır, 21 Mart 1994.
Polis Evi’nin sekizinci katında upuzun bir masa, etrafında devlet sıralanmış:
Olağanüstü Hal Bölge Valisi Ünal Erkan, Diyarbakır Valisi İbrahim Şahin, Diyarbakır’ın SHP’li Belediye Başkanı Turgut Atalay, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar, 7. Kolordu KomutanıKorgeneral Metin Sağlam, Jandarma Asayiş Komutanı Korgeneral Hasan Kundakçı, İkinci Taktik Hava Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Ergin Cilasun, bölge MİT başkanı, DGM savcıları, vali muavinleri...
Bir de ben, Sabah’ta yazan gazeteci.
Akşam yemeğindeyiz.
Dikdörtgen masanın iki ucunda iki televizyon. Bir yandan rakılar yudumlanıyor, bir yandan elde kumanda aleti değişik kanalların televizyon haberleri izleniyor.
Bir ara Mehmet Ağar telefonla Show TV’nin akşam haberlerine katılıyor. Almanya’da sürgünde yaşayan Kemal Burkay’la da bir konuşma. Üst düzeyde bir devlet yetkilisi öfkeleniyor, resmi görüşü belirtiyor:
“Bölücü örgütle mücadele edilirken böyle şeyler yapılamaz. Önce bu örgütü çökerteceksin, sonra başka şeyleri düşüneceksin. Ama bu aşamada yapmaya kalkarsan, sonu gelmez, çorap söküğü gibi gider. Önce terörle mücadele...”
Bir generalin devletten yana, devlete karşı güçler tahlili yaparken iki dudağının arasından çıkan şu cümlesi belleğime saplanıyor:
“Anladım onun Türk olduğunu... Çünkü dedim ki gözlerinden hıyanet okunmuyor!”(Hasan Cemal, Kürtler, s. 215-219)
Türklük ve hıyanet!
Aradan neredeyse yirmi yıl geçti.
Ama ben sivil ve asker bürokratlardan oluşan o ‘devlet sahnesi’yle, karşımda oturan o paşanın bana bakarak söylediği cümleyi hiç unutmadım.
“Türk olduğunu anladım, çünkü gözlerinden hıyanet okunmuyordu!”
Bu cümle, Türkiye’de bugünlere kadar yaşanmış olan büyük acıların şifresiydi çünkü…
Bu şifreyi bugünlere kadar doğru dürüst çözemediğimiz içindir ki, oluk gibi kan ve gözyaşıyla birlikte Kürt sorunu ve PKK sahneye çıkmıştır.
Müslüman olmayan herkesi Türkleştirmek, asimile etmek isteyen Türk milliyetçiliği anlayışı ve ‘devlet zihniyeti’dir, bu ülkede demokrasi ve hukuk devletini ikinci sınıflığa mahkum eden…
Çözüm ya da barış sürecini savunanların bugün hâlâ saldırıya uğramaları da, vatan hainliğiile suçlanmaları da, beyinlerde yer etmiş bu devlet zihniyetinden kaynaklanıyor.
Yine aynı milliyetçilik anlayışı, demokrasi ve barış açısından CHP’de de acıklı görüntülere yol açabiliyor.
Yazık!
Kürt sorununda ‘asker
tekeli’nden kurtulmak…
Türkiye’de devlet ve toplum düzeni bugün artık “Türk olduğunu anladım, çünkü gözlerinden hıyanet okunmuyordu!” zihniyetinden 2000’li yıllarda sıyrılmaya başladığı içindir ki, bugün barış ve demokrasinin kapısı aralanıyor.
Özellikle Ak Parti döneminde, ‘askeri otorite’nin seçilmiş ‘sivil otorite’ye tabi kılınmaya başlaması bu yolu açmıştır.
Bu noktayı unutmamak lazım.
Asker bu ülkede Kürt sorununu Cumhuriyet’in kuruluşundan itibaren kendi tekeline almıştır. Bu konuda sivil siyasetçilere hiçbir zaman güvenmemiştir.
Kürt sorunu içinden çıkılmaz hale gelmişse, Türkiye bundan dolayı kanlı bir kısır döngünün kıskacında yıllar boyu cehennem azabı çekmişse, temelinde yatan gerçek neden ‘asker tekeli’dir.
İmralı’da askerden
sivile geçmenin önemi…
Örneğin, İmralı’da Öcalan 1999’la 2005 arasında ‘asker tekeli’nde tutulmuştur. Öcalan’ın MİT’in sivil kanadıyla bile görüşmesine izin vermemiştir Genelkurmay. Tek tük bazı görüşmeler de ancak ‘asker nezareti’nde mümkün olabilmiştir.
İmralı’nın sivile açılmaya başlaması, MİT’in inisiyatifi ve siyasal otoritenin, yani Başbakan Erdoğan’ın kararlılığıyla mümkün olabilmiştir.
Söylemek istediğim kısaca şu:
Askeri vesayet çözülemeseydi, Türkiye Kürt sorununda bugünkü çözüm süreci noktasına gelemezdi; Ankara-İmralı-Kandil üçgeninde bugün yaşanmakta olan barış trafiği hayal bile edilemezdi.
Elbette her şey bitmiş değil.
Henüz yapılan iyi bir başlangıç, o kadar.
Kalıcı ve gerçek bir barışa varmak için barışın altını demokrasi ve hukukla, insan hakları ve özgürlüklerle doldurmak gerekiyor.
‘Askeri vesayet’ten kurtulmak, bunu tek başına mümkün kılmıyor.
Bu bir süreç.
Sabır ve kararlılık gerektiren, inişli çıkışlı ve sancılı olabilecek uzunca bir sürece hazırlıklı olmalıyız. Her şeyin öyle tereyağından kıl çekercesine kolay olacağını sanmak gerçekçi bir beklenti değildir.
Analar ağlamıyor kaç aydır…
Herhalde farkındasınız.
Dört aydır dağlardan ölüm haberi gelmiyor. Kan ve gözyaşı akmıyor.
Klasik deyişle:
Analar ağlamıyor!
“Ne aldık, ne verdik?” tartışmaları yerine buna dikkat etmek gerekmiyor mu?
Analar ağlamıyor kaç aydır, insanlar ölmüyor dağlarda, bundan daha önemli ne olabilir ki Allah aşkına?..
Öcalan, artık “Silahlar değil fikirler konuşsun” dedi. Kandil ateşkes ilan etti, parmaklar tetikten çekildi. PKK’nın silahlı unsurlarının 8 Mayıs’tan itibaren sınır dışına doğru yola çıkacaklarını açıkladı Murat Karayılan.
Dudak bükülecek bir durum mu bu?
Tarihin eli ve barış…
Silahlar susmuş durumda!
Dağdan ölüm haberleri gelmiyor.
Analar ağlamıyor!
Daha ne olsun?..
Oturup daha iyisini özgürce, serbestçe konuşmak, tartışmak için bundan daha iyi bir ortam olabilir mi?
Hiç kuşkunuz olmasın, Türkiye tarihi bir dönemeçte. Başbakan Erdoğan “Tarih yazılıyor!” derken haksız değil.
Tarihin elini, barış konusunda samimi olan herkesin omuzunda hissetmesi gereken bir dönemden geçiyoruz.
Aman dikkat!
Bugün Türkiye’de barış meselesi, iktidar-muhalefet meselesi değildir, olmamalıdır da… Barış, bugün Türkiye’de herkesi, hepimizi doğrudan ilgilendiren ve iktidarla muhalefetin ortak sorumluluk duygusuyla birlikte sahip çıkmaları gereken yaşamsal bir konudur.
T24
http://t24.com.tr/yazi/basbakan-erdoganin-deyisiyle-tarih-yazilirken/6608
Yazarlar
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024