Hasan CEMAL
Pazar günü 15 Temmuz nutuklarına kulak verdim, 'Saray basını'nda çıkan yazılara göz attım.
Hiçbiri şaşırtıcı değildi.
Sonra, elimdeki kitaba daldım.
Demokrasi diye, özgürlük diye gelen faşizmleri anlatan bir kitap...
'Liberal demokrasi'nin kuyusunu kazan faşizm hayaletleri ile ilgili bir kitap...
Faşizm ve hümanizm üzerine bir kitap...
Bir zamanlar Avrupa'nın başına bela olan faşizmin yeniden nasıl yükselişe geçtiğine, faşizm mikrobunun nasıl ölmediğine ışık tutan bir kitap...
Bugün demokrasilerin yaşamakta olduğu krizi tarih ve felsefe çerçevesine oturtan, faşizme ilişkin uyarılarla dolu bir kitap...
Bu yılın başında New York'ta çıkan kitabın yazarı Rob Rieman, Hollanda'da yaşayan bir kültür filozofu ve yazar.
Kitabı okurken Türkiye'yi düşünüyorum.
Türkiye'de demokrasiyi yerle bir etmiş bir tek adam iktidarının ve sözcülerinin pazar günkü demokrasi nutukları ister istemez aklıma takılıyor.
Tabii canım sıkılıyor.
Kitabın girişin de şu satırlar var:
Faşist hareket yeniden yükseliyor.
Bu gelişme Hollanda gibi varlıklı bir refah devletinde yaşanıyorsa, faşizmin yirmi birinci yüzyıldaki geri dönüşü her yerde yaşanabilir.
Kitabın bir yerinde, 1909 doğumlu bir Rus Yahudisinin hayat hikâyesi var.
Adı, Leone Ginzburg.
Çocukken ailesiyle birlikte Rusya'dan İtalya'ya göç etmiş.
Daha on sekiz yaşındayken Tolstoy'un Anna Karenina'sını İtalyanca'ya çevirmiş.
Bir yayınevi kurmuş, bir de Kultura isimli bir dergi çıkarmaya başlarken Mussolini ve faşistleri İtalya'da iktidara el koymuş. Ginsburg'un hikâyesi kitapta şöyle anlatılıyor:
Mussolini, akademiyadaki tüm profesörlerin faşist iktidara bağlılık bildirisine imza koymalarını emreder.
İmza koymayanlar işlerini kaybedecektir.
1100 profesörden sadece 10'u bildiriyi imzalamayı reddeder, Ginzburg da bunlardan biridir.
Ginzburg, Mussolini'ye karşı yeraltı direnişine katılır.
Çünkü şunu iyi bilir:
Kültür ve özgürlük ancak birlikte yaşayabilir.
Şu gerçeğin de çok iyi farkındadır:
Her zaman özgürlük örtüsü altında, özgürlük diye diye gelen faşizmin tek hedefi özgürlüğü yok etmektir.
Ginzburg tutuklanır ve sürülür.
Mussolini 1943'de devrilince Roma'ya döner ve bu kez onun yerini alan Nazilerle mücadele etmeye başlar.
Yeniden tutuklanır. Ve Nazilerin işkencesinde 35 yaşındayken hayata veda eder. Hapishaneden karısı Natalya'ya gönderdiği mektubu şöyle noktalar:
- Cesur ol!
Dolce Vita, Amarcord filmlerinin yönetmeni Federico Fellini, Ginzburg'un karısı Natalya'nın yakın arkadaşıdır. Gençliğinde kısa bir süre İtalyan Faşist Gençler Birliği'nin üyesi de olan Fellini kitapta şöyle anlatıyor:
"Faşizm her zaman taşralı bir ruhtan yükselir, cahilliğiyle övünür. Hepimizin içinde gizli saklı bir faşizm vardır. Bir ses, bir otorite, bir güven buldu mu çıkar ortaya ve yapacağını yine yapmaya başlar."
Onun için bir raslantı değildir, faşist hareketin bir ülkeyi x, y veya yeniden büyük yapacağını ilan ederek sahneye çıkması...
Büyük bir güç, bir devlet olma iddiası ya da o hiç olmayacak şanlı bir geçmişi yeniden yaşatmaya dair içi boş sözlerle kapımızı çalan faşizm...
Yalan söyleme sanatı ve sözleri gerçek anlamlarından koparıp içini boşaltma becerisi de faşist karakterin bir parçasıdır.
Kitabın bir bölümünde faşizm sözcüğünün Avrupa'da bugün neden bir tabu olduğuna da değiniliyor:
Avrupa'da aşırı sağ var, radikal muhafazakarlık var, popülizm var, sağ kanat popülizmi var, fakat faşizme gelince, hayır, faşizm Avrupa'da yok. Bu doğru olamaz, biz demokraside yaşıyoruz, faşizm diye lütfen felaket tellallığı yapmayın, halkı incitmeyin!
Camus'nün 1947'te yazdığı Veba isimli romanı bir faşizm alegorisidir. Bir gün resmi bir bildiriyle vebanın terör döneminin sona erdiği açıklanır.
Ama doktor, büyük kalabalıkların yaptığı kutlamaya katılmaz.
Camus'nün Veba isimli romanının o bölümü şöyledir:
"Çünkü doktor, kitlelerin bilmediğini bilir: Veba mikrobu hiçbir zaman ölmez, kaybolmaz. Kuytuluklara siner, mobilyalarda, ketenlerin kırışıklıklarında saklanır. Yatak odalarında, bodrumlarda, sandıklarda büyük bir sabırla bekler. Ve bir gün veba, farelerini uyandırır, mutlu bir şehirde ölmeleri için yola çıkartır."
Albert Camus ve Thomas Mann, İkinci Dünya Savaşı sonrasında unutkanlığa karşı uyarmışlar, faşizm mikrobunun ölmediğini yazmışlardır.
İyi bir mücadele vereceksek, bugün faşizm mikrobunun toplumsal bünyemizde yeniden aktif hale geldiğini bilelim ve bunun adını koyalım. Bunun adı 'faşizm'dir, büyük bir sorundur, kaçınılmaz olarak despotizme ve şiddete yol açar.
Bu sorunu, bu tehlikeyi inkar etmek, kafamızı devekuşu gibi kuma gömmektir. Daha kötüsü, tarihten öğrenmeyenler onu tekrar etmeye, yeniden yaşamaya mahkumdurlar.
Kitabın bir yerinde faşist yöntemler anlatılır:
Faşist teknikler her yerde benzerdir:
Karizmatik, otoriter bir lider...
Kitleleri seferber etmek için popülizm...
Elit düşmanlığı...
Kriz...
Yabancı düşmanlığı...
Ve mutlaka bir düşman bulmak, yoksa yaratmak...
Thomas Mann, büyük Alman romancı, Hitler'in Almanya'da 1933'te darbesini yaptıktan sonra sürgünde yaşamayı seçer. 1940 yılında ABD'nin Los Angeles şehrinde Savaş ve Demokrasi başlıklı bir konferansta şöyle der:
Gelin size gerçeği söyleyeyim.
Faşizm günün birinde Amerika'ya gelirse, unutmayın, özgürlük adına geldiğini söyleyecektir.
15 Temmuz'da, geçen pazar günü, bol bol demokrasi ve özgürlük nutukları kulağıma çalınırken, ben de bu kitabın satırları arasında faşizm nedir diye düşünüyordum.
Yazarlar
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024