Mücahit BİLİCİ
Bu yazıda hükümetin Kürtlere ilişkin yaklaşımını, bir sonraki yazıda da Cemaat’in Kürtlere bakışını mukayeseli olarak tartışacağım.
Her ne kadar aralarındaki anlaşmazlığın önemli kalemlerinden biri (belki birincisi) sözümona “Kürt sorunu” olsa bile Kürtler üzerinden yaşanan tartışma, tarafların Türkiye vizyonlarından kaynaklanmaktadır. Yani bu iki aktörün Kürtler konusundaki yaklaşımlarının daha geniş Türkiye vizyonları içinde bir bahis olarak ele alınması gerekir. Bu iki vizyonu özetle tanımak, Kürtler açısından iki tarafın artı ve eksilerini ortaya koyacaktır. Peki, nedir hükümetin Kürt politikası?
HÜKÜMETİN KÜRT POLİTİKASI
Adı konulmamış kimlik politikası Müslüman milliyetçiliği olan hükümetin Kürt politikası, Türkiye’nin genişlemesi ve İslam dünyası ile entegrasyonu çerçevesindedir.
Statükodan uzaklaşma cesareti gösteren hükümetin kabul ettiği iki adım var:
(1) Türk milliyetçiliğinden kısmi fedakarlık yahut o milliyetçiliğin Türklüğün özdeşleştirildiği Müslümanlığa kaydırılması.
(2) Sınırların neo-Osmanlıcılık (yahut daha güncellenmiş hâliyle, bir Müslüman milliyetçiliği) çerçevesinde değişmesi gereğine duyulan inanç veya bu kaçınılmazlığa rıza.
Bu hâliyle hükümet, Kürtleri “Müslüman” olmaları şartıyla Türklükten azat edip (Anadolulu bir) Müslümanlığın içine salıvermeye ayarlı bir politika takip ediyor. Yani Müslümanlık üstşemsiyesini kabul etmek zorunda bırakarak ve ancak Müslümanlık içinde bir rahatlamaya müsaade eden bir yaklaşım var. Bu zahiren Müslümancı yaklaşım ne İslami açıdan ne de demokratik açıdan kabul edilebilir. Kürtlerin vatandaş (yani şimdi Türk olan devletin sahipleri) olarak ellerinde olması gereken haklarını onlara sadece Müslümanlık üzerinden vermek, demokratik değil. Çoğu dindar, Türk devletinin Kürtlerden gasp ettiği hakların iadesi noktasında Kürtlere Müslümanlık yahut dindarlık şartı koşmasını iyi bir tutum zannediyor. (Yanılıyorlar, ancak bu ayrı bir mevzu.) Kürtlerin bu Müslümanlık içi tanınması karşılığında, hükümet Kürtlerden teslimiyet bekliyor.
Mesela devlet, kendisini bir çözüme büyük ölçüde zorlayan (bir kısım) Kürdün silahlı örgütü PKK’yi bir yedek güç olarak istihdam ediyor. Hapisteki lideri Öcalan üzerinden PKK yeni birHamidiye Alayı veya bugünkü adıyla bir Tayyibiye Alayı olarak Türk devletinin hizmetine milis yani korucu yapılmıştır denebilir. Hatta Türkiye’nin Alevi, Kürt ve sol kesiminin devletin arzu ettiği çerçevede kalması noktasında da bir Türk Alayı da BDP dışında bir parti yoluyla inşa ediliyor denebilir. Böylece Öcalan’ın Nevruz konuşmasındaki neredeyse dindarane Misak-ı Milli’sinin dışında kaldıkları için küsen kesimlerin entegrasyonu hedeflenmiş görünüyor.
Şu hâlde eski hâlden açık bir depar noktasında hükümet son derece ilerici ilk adımlar atmıştır. Adımların kendisi cesurca, ancak çapları hep kısa kalmıştır. Kürtlere kaşıklasadaka gibi verilen hakların neden topluca verilmediğini tahmin etmek zor değil: Kürtler, Türk (kamu)oyu tehdidiyle tedriciliğe karşı ses çıkaramaz hâlde tutulurken, Türkler de Kürt barış süreci hassasiyetiyle bir nevi rehin alındılar. Bunların ikisi de oya, teslimiyete tahvil olacak şeylerdi. Yoksa Kürtlerin eşitliği kaderin def’aten verdiği bir alın-teri yahut yazısı iken bunun bedelinin o ter kurumadan verilmesi gerekmez miydi?
Hükümetin Kürtlere uzattığı ve Kürtlerin tuttuğu iplerin ikisi de “şahsi” iplerdir. Kürtlerin hukuk ve egemenliği kurumsal bir mahiyet kazanmış değildir. Yine de hükümet Kürtlerin hukuku konusunda olumlu anlamda pragmatist (değişime açık), Müslümancı bir politika izliyor. Parti liderinin manevi titr ve küresel kariyeri açısından da sorunun çözümü (veya sorunun çözümün bekleme odası olan bir barış süreci içerisinde tutulması) önemlidir. Çünkü hükümetin muazzam yatırım ve hizmetlerinin maddi ücretinin dışında manevi ücretinin (lidere hilafet payesi suretinde) ödenmesi için biraz da acelesi vardır.
Bir sonraki yazıda Cemaat’in Kürt politikasına bakalım.
Twitter: @mucahitbilici
Yazarlar
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları






























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.11.2025
12.11.2025
31.10.2025
20.10.2025
6.10.2025
28.09.2025
21.09.2025
6.09.2025
30.08.2025
12.08.2025