Yıldıray OĞUR
Gezi Parkı ayaklanması, dindarlar ve Kürtler tarafından sessiz bir devrimle yıkılmakta olan Birinci Cumhuriyet’e siyaseten veya sosyolojik olarak bağlı Kemalistlerin, solcuların, liberallerin (hatta bir grup dindarın) kurduğu yeni ittifakın soft bir karşı devrim girişimidir. Aslında direnen Gezi değil, Birinci Cumhuriyet’tir... O halde bize de şöyle demek düşer: #direndemokrasi
Tencerelerle tavalarla gürültü çıkararak yapılan protestonun orijinal adı Caceroloza. 1971’de Şili’de Allende’ye karşı kadınlar ellerinde tencereler ve tavalarla sokağa çıktıklarında bütün dünya onları çok sevmişti. Kıtlığı protesto eden sivil kadınlar yüzde yüz haklıydı çünkü. Sonra devletleştirmeye isyan eden kamyoncular çıktı sokaklara, korna seslerinin duyulmasını istemeyen Allende geri adım atmadı, ülkedeki radyo ve televizyonlardan penguen belgeseli değil belki ama bangır bangır müzik çaldı. Ülkedeki sanatçılar, aydınlar ve Batı, Castro’nun dostu “diktatör Allende”ye karşı bu sivil direnişin yanında durdu.
Sonuç için Pinochet’in o kibirli fotoğraflarından birini ve Victor Jara’nın bir daha gitar çalamasın diye stadyumun ortasında kırılan parmaklarını hatırlamak yeterli.
Benzetmek gibi olmasın ama 1929 Nazi protestolarında da Naziler, Weimar Almanyası’nın sert politikalarına karşı ayaktaydılar, haklıydılar, halk bu yüzden onların yanındaydı, yürüyüşlerde bandolar çalıyor, kadınlar ve gençler şarkılar söylüyordu.
27 Mayıs’a beş kala 28 Nisan 1960’da Ankara ve İstanbul’da meydana gelen olaylarda DP iktidarının antidemokratik uygulamalarını protesto eden gençler de haklıydı. Menderes’in polisi o gün meydanları dolduran ve sadece demokratik protesto hakkını kullanan öğrencilere kan kusturmuştu, ölenler ve yaralılar olmuştu.
31 Mart İsyanı’nı tetikleyen de muhalif gazeteci Hasan Fehmi’nin Galata Köprüsü üzerinde öldürülmesi ve İttihatçı iktidarın katilleri bulma konusundaki gönülsüzlüğüne dönük haklı tepkiydi. Hukuk Fakültesi ve Mülkiye öğrencileri ile birleşerek Bab-ı Ali’nin kapısına dayanmış, önce cılız olan grup büyümüş, sayı 50 bine kadar varmıştı. Gençlerin tek bir isteği vardı: 1908’deki devrimin unutulduğunu düşündükleri sloganları: Özgürlük ve adalet.
Yani bir protestonun, tepkinin yüzde yüz haklı, ahlaken doğru bir nedenden ortaya çıkması, onun sonuçlarının siyaseten doğru, ilerici, demokrat olacağı anlamına gelmez.
Bu kez farklı olabilir, bilmiyoruz. Toplumsal olayların iyi ki bir kanunu yok. Verilere, alametlere bakılır ve karar verilir. Ama onu görebilmek için de gözlerinizin devrimci romantizmden, barikattan demokrasi çıkmasını bekleyecek kadar şirazesini kaybetmişlerin AKP karşıtlığından kapalı olmaması gerekir.
‘Gezi Harikalar Diyarı’
Belki de ben yanılıyorum, benim gözlerime bir perde indi. Ama gördüğüm, beni endişeli bir demokrata çeviren resim şudur: Gezi Parkı protestoları yüzde yüz haklı bir tepkiden ortaya çıktı. Polisin gaddarlığına karşı gösterilen tepki de sivil sınırları içinde kaldıkça yüzde yüz haklıydı. Söylenecek hiçbir şey yok.
Ama son 10 gündür gerisini söylemeye de zaten cesaret etmek zor. Çünkü son 10 gündür şu sözün ne anlama geldiğini bizzat yaşayarak öğrendik: Faşizm susma değil, konuşma mecburiyetidir.
Şimdi her yeri Gezi Parkı analizleri kapladı. Kuşak analizlerinin sonu “bu mesaj alınmalı”larla bitiyor. İslami kesimi en iyi bildiği söylenen sosyologlar Gezi’de “mevlid simidi” dağıttırıp heyecanlarına sosyolojiyi alet ediyor. Erdoğan’a bir ders verilmesi gerektiğini düşünen liberaller, demokratlar bile bunun için birazcık şiddetten zarar gelmeyeceğine ikna olmuş durumda.
Karşı cephede de durum parlak değil. Paslı testerelerden çıkma, yontma taş devrinden kalma komplo teorileri saf değiştirdi, Erasmus öğrencilerine şafak baskını yapmak, direnen liseli gençleri anlamaya tercih edildi.
Yani sosyolojik analiz, siyasi analizin, siyasi analiz sosyolojik analizin köküne kibrit suyu döküyor.
Evet, karşımızda doğduklarından beri Erdoğan’dan başka bir Başbakan tanımamış, söyleyecek yeni sözleri (epey küfürlü), mizah duyguları olan, bu eylemlerde politik bilincini ve heyecanını yakalamış bir nesil var. 2002’den beri aynı jargonla konuşan AK Parti onlar için fazlasıyla sıkıcı, eski, köylü, karşısında çaresiz hissettiren bir iktidar duvarı artık.
Ama 10 gündür sosyolojik tespitleri için pastanın bu en güzel yerini kesmelere doyamamışlar, yarattıkları Gezi Harikalar Diyarı’ndan çıkarlarsa karşılarında sadece Mustafa Keser’in Askerleri’ni değil, Mustafa Kemal’in Askerleri’ni de, söyleyeceği yeni bir söz kalmamış, sıkıcı yaşlı devrimcileri de, nefret suçu işleme rekorları kıran, öfkeli ulusalcı Beyaz Türkleri de görecekler. Hatta grubun sözcülüğünü hükümet programı ve kabine listesi eksik kalmış taleplerle iktidarla görüşen o içi geçmiş, fırsatçı yaşlı kuşak yapmakta. Taksim’de sadece yoga yapan çiçek çocuklar değil, 10 yıldır komplolar denizinde yüzen Beyaz Yakalılar, yaşam tarzı ideolojisi dışında hiçbir büyük toplumsal meselenin heyecanlandırmadığı Beyaz Türkler, Paris Komünü heyecanıyla bir daha çıkmamak üzere alana yerleşmiş her türlü değişime karşı sicili “hayır”larla dolu Beyoğlu solu da var.
Daha da kötü haber: Taksim dışında İstanbul’un, memleketin geri kalanın kontrolü Mustafa Kemal’in askerleri ile konfederasyon bayraklı (kalpaklı-Türk bayrağı) Kemalist teyzelerin elinde. Gezi eylemcileri adına New York Times’a verilen sonra da değiştirilen “Atatürk’ün mirasçılarıyız” yazan ilan kadar uzağınızda eski rejimin ittifak kurduğunuz güçleri. Eski rejimin sadık burjuvazisinden direnişçi yaratan karanlık ise sorgulanmayı bekliyor.
Belki bu heyecan içinde fark etmediniz. Özgürlük ve demokrasi ülkesi Taksim Meydanı’nın ortasında televizyon kanallarının para parça edilmiş canlı yayın arabalarının enkazı yatıyor. Medyaya baskıdan şikayet eden gazeteciler o enkazların fotoğraflarını paylaşıp, bunu yapan gençlere övgüler yağdırıyor. O meydanlarda saldırıya uğrayan, taciz edilen gazetecilerin bunu dillendirmesi bile bunca insan direnirken çok ayıp bulunmakta.
“Üslubu çok sert, bizi dışlıyor” diye Başbakan’ı haklı olarak eleştirenlerin direniş meydanlarının, caddelerinin duvarları o Başbakan’a edilmiş küfürlerle dolu. Başbakan’ın sert üslubuna çok kızıp barikatlara koşanlar gülerek ellerinde o Başbakan’a ve eşine en iğrenç hakaretler edilmiş pankartlar taşıyor.
Demokratik siyasetin eksikliğinden şikayet eden, gazeteciler, akademisyenler, sanatçılar günlerce barikatlardan, çatışmalardan halkı direnişe çağırdı, çatışmalarda öncü birlik ya da arkada istihkam kuvvetleri gibi çalıştı, kurtarılmış bölgelerden bildirdi, hatta kurmay heyeti edasıyla çatışmaları yönetti.
İktidarı totaliter yapan ne?
En iyi üniversitelerin akademisyenleri “Ülkemizin geleceği nottan da önemlidir” diyerek öğrencilerine finallerde tam not verip, Beşiktaş’a, direnişe gönderdi. Plazalardaki şirketler, özel üniversiteler direnişe servis kaldırdı. Sabaha kadar polisle çatışıp, sabah kalkıp takımlarını giyip plazasına giden yerli Tyler Durden’larımız oldu.
Ak Parti binalarını yakanlar ise ancak provokatör olabildi. Elleri bayraklı, Mustafa Kemal’in Askerleri tarafından taciz edildiğini söyleyen başörtülü kadınlara “Delilin ne, ispatla” diye hesap soruldu.
İslami sermayenin mağazaları, bankaları, dershaneleri, direnişçilere destek vermeyen restoranlar, cafeler direnişçi kalabalıkların saldırılarına uğradı, boykot edildi en şanslıları kapılarına, camlarına sarımsak niyetine astıkları bayraklarla kırmızı çarpı atılmaktan kurtuldular.
Liseli gençlerin direniş barikatları, devrimci hevesleri kursaklarına kalmış yazarları, aklına Bursa Nutku düşmüş Kemalistleri, Ortadoğu’daanıları canlanmış gazetecileri, Erdoğan’la başka iktidar ve şahsi hesapları olanları ergen heyecanlarla doldurdu. Çatışmalar yüzünden üç kişinin öldüğü, herkesin sükûnet çağrısı yaptığı günlerde emekliliği gelmiş liberaller cadde cadde, sokak sokak direnişe selam çaktı. Emekliliği çoktan geçmiş liberaller ise meşru Başbakanı hasta ilan edip çekilme çağrısı yaptı.
Kelebek ilavesi sevgilisiyle direnişe katılan ünlüler haberleriyle çıkıyor günlerdir. Demet Akalın’ı, Kıvanç Tatlıtuğ’u direnişçi yapan büyük dalgayla tatmin olmayanların “Konuşsana” faşizmi Panama kıyılarına kadar ulaştı, Acun Ilıcalı’nın, Murat Boz’un bile kapıları zorlandı, Mustafa Ceceli, Şahan Gökbakar direniş kırıcısı, yandaş ilan edildi. Ferit Şahenk neredeyse linç ediliyor, Orhan Pamuk ise aralarında eski TÜSİAD başkanının da olduğu eli meşaleli konuş diye bağıran kalabalığın baskılarına daha fazla dayanamadı.
Peki bunca şeyi hak edecek kadar ne yaptı bu hükümet ve bu Başbakan?
Bundan 20 yıl önce şimdi çapulcu pankartlarıyla avlandığı dağlardan düz ovaya inen Cem Boyner’in YDH’sının, aşkın ve devrimin partisi ÖDP’nin peşine takılanların muhtemelen ortak ütopyası olan askeri vesayeti yıkmak, sivil anayasa için masaya oturmak, Kürt sorununu siyasi müzakerelerle çözmek için adım atmak mı bu iktidarı totaliter yaptı?
Çözüm süreci ve Gezi süreci...
Şimdi televizyonlarda hala İslamofobik “biat kültürüyle yetişmiş iktidara karşı, haysiyet ayaklanması” analizleri yapanlar, diktatörlük, faşizm kelimelerinden kumdan kaleler yapanlar bundan dört-beş yıl öncesine kadar bu iktidara bunları yapmadığı için otoriter demiyor muydu?
Bundan sadece 10 gün öncesine kadar Türkiye’yi cesaretle barışa götüren, resmen ilan ettiği çözüm sürecinde ikinci aşama olan demokratikleşmeye geçmek üzere olan bir iktidar nasıl oldu da 10 günde toplumu düşmanlaştıran, totaliter bir iktidar ilan ediliverdi?
İlk kez olmayan ama nobranca ve akılsızca yönetilen bir asayiş skandalından, dünyanın her yerinde olan ama kötü bir dille anlatılmış içki satışına getirilen kısıtlamadan ve Başbakan’ın ilk kez duymadığımız sert sözlerinden hareketlebu Norveç Sosyal Demokrat Parti olmadığını bildiğimiz iktidardan artık ders verilmesi gereken zalim bir diktatörlük çıkarmak, “yeter bea” noktasına, barikatlara ulaşmak ileride hesabı verilemeyecek bir haksızlıktır, daha da önemlisi pek çok aktör için tarihe geçecek, unutulmayacak bir fırsatçılıktır.
Mısır’da Müslüman Kardeşler’e laiklik tavsiye eden bir lideri, 20 yıldır yönettiği, hatta daha önce “imamı” bile olduğunu ilan etmesine rağmen kimsenin hayatına karışmadığı bir şehirde nostaljik ve kaba laiklik histerileriyle 10 günde “İslamcı bir Ortadoğu diktatörü”diye paketlemeye çalışan Batı medyasının tavrı da en iyi niyetli olarak kötü niyetle açıklanabilir.
Herkes şu sorunun cevabını kendince bulmalıdır: Acaba Türkiye’yi bundan sonra Gezi Parkı Eylemi’ne destek verenler mi yönetse demokratik bir ülke olur yoksa Erdoğan’ı destekleyenler yönetse mi?
Şöyle de sorabiliriz: Askeri vesayeti yıkılmasına destek veren, referandumda evet diyen, 30 yıllık savaşı siyasal müzakerelerle çözülmesinin arkasında duran kalabalıklardan mı korkmalıyız yoksa bunların hepsine karşı çıkmışların da tam kadro içinde bulunduğu Gezi Parkı Koalisyonu’ndan mı?
Halk Tv’den, Ulusal Kanal’dan canlı yayınlanan devrim mi daha hayırlıdır yoksa hükümete karşı diye protestoları canlı vermeyen kanallardaki penguen belgeseli mi?
Ben Menderes’in idamını radyodan ağlayarak dinleyen büyükbabamın yani sessiz çoğunluğun yanındayım. Kendimi, plajları doldurup vatandaşın denize girmesini engellediği için totaliter ilan edilenlere yakın hissediyorum.
Gezi Parkı Ayaklanması, dindarlar ve Kürtler tarafından sessiz bir devimle yıkılmakta olan Birinci Cumhuriyet’e siyaseten veya sosyolojik olarak bağlı Kemalistlerin, solcuların, liberallerin (hatta bir grup dindarın) kurduğu yeni ittifakın soft bir karşı devrim girişimidir.
Aslında direnen Gezi değil, Birinci Cumhuriyet’tir... O halde bize de şöyle demek düşer: #direndemokrasi
KAYNAK: STAR AÇIK GÖRÜŞ
http://haber.stargazete.com/acikgorus/direndemokrasi/haber-760923
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış, Demokratik Toplum ve Demokratik Sosyalizmin İnşası.. 31.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİPlazma Toplumu: Bir sinyal okyanusunda yüzen balıklar gibiyiz 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan çok beğenmiştir… 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasLiderleri neden ‘insan üstü’ gibi görüyoruz 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSurvivor entelektüel! 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÇözüm Süreci’nin künhüne vakıf kaç kişi var? 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKızışan Ortadoğu ve Amerikan sağında ihtilaflar 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUBir uğraktır sevgili… Bir durak olsa bile! 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRAktaş serbest, Özer niye tutuklu? İşte skandalın kanıtı 3 rapor 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunBarışın kaçınılmazlığı… 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon yol temizliği için harekete geçmeli 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSıfır oranlı gelir vergisi neden uygulanmıyor? 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYATürk futbolunun acı gerçeği: Kendimiz çalıp kendimiz oynuyoruz 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokratların çilesi 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRCezaevinden yükselen çığlık: Yaşamak istiyorum! 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBüyük hesaplaşmaya doğru 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİTasarruf edilecek makam aracı bulunamamış mı yani? 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANSiyaset kulislerinde konuşulan baskın seçim senaryosu… 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuAnkara neden huzursuz? 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Baba Evi’nde Yarenlik… 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluGerçekten “adrese teslim” kadro ilanı, memurken başka yerde okuma rahatlığı ve yandaş medyanın “ezbe 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİR"KILIÇ KININDAN ÇIKARSA!" 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKKM kasıtlı bir uygulamaydı, kastı da zengine servet transfer etmekti 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgünİsrail hedefine ulaşırken… 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİslam ülkelerinin liderleri de acaba bir gün utanır mı? 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden çürüyor ve çürüme neden durdurulamıyor? 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: İtalya-Güney Tirol Özerk Bölgesi 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNHepimize Yetecek Evrensel Bir Utanç 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciTefeci faizi gerçek ama nedeni ne? 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİsrail masasında HTŞ’ye Rus ruleti 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUAKP+MHP ‘koalisyonu’ da bozuluyor mu? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyolİslam düşüncesi nereye? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRDünyanın temel düzeni sarsılıyor: Yeni bir ütopya, krizlerden çıkışın anahtarı olabilir 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞFAİLİ MEÇHULLER BİR “DEVLET POLİTİKASI” MIYDI? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTKelbaşa Şimşir Tarak… 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKIlımlılar, İslamcılar, Fundamentalistler: “Batı Türkiye’ye Nasıl Bakıyor?” meselesi 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKGerçekten emperyalist güçler bölgede Kürdistan istiyor mu? Irak ve Suriye’de olanlar bu tezi yalanlı 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKardeşlik 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKalıcı toplumsal barış: Engeller, imkanlar 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇKudüs, ey Kudüs! 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNAK Parti’den yeni tarzı siyaset: seçmeni kazanamıyorsan seçileni kazan 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİller Bankası Genel Müdürü Recep Türk: Listemizde sadece Aydın yok 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMutlak kötülüğün mutlak zaferine doğru mu? 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. Yılmazİpe un serme komisyonu mu? 21.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu17 Ağustos ve 6 Şubat niye akılları başa getirmedi? 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANBitmeyen CHP tartışmaları (II): Yelin kayadan toz koparması 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayEnflasyon raporu: Faiz, fiyatlar, sofradan eksilen tabaklar 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçDiyanet anayasaya aykırı bir hukuk rejimi öğütleyemez! 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.08.2025
23.08.2025
20.08.2025
18.08.2025
16.08.2025
13.08.2025
11.08.2025
9.08.2025
4.08.2025
2.08.2025