Ali BAYRAMOĞLU
| Uzun süredir, ülkedeki iç siyasi dengelere, daha doğrusu siyasi parti yelpazesine bir durağanlık hâkim. | |
|
AK Parti’nin artan ve her geçen gün artma eğilimi gösteren oy oranı, CHP’nin kendisini belli bir yaşam biçiminin temsiline kilitledikçe kemikleşen yüzde 20-25 arasında sabitlenen potansiyeli, Kürt haretinin yüzde 5-6 civarındaki oyu, yüzde 10’larda seyreden milliyetçi MHP… Bu dengenin değişmesi kolay görünmüyor. Başka bir ifadeyle, sık belirttiğimiz gibi, Türkiye’nin AK Parti’li bir dönemi daha yaşaması kaçınılmaz duruyor. Bu işin sadece bir yanı… Durağan siyasi yelpazenin yanında belirleyeci diğer husus, liderlik kurumunun rolüyle ve siyasi arenadaki liderlerin mevcut durumuyla ilgili… Lider faktörü Türk siyasetinin özellikle belirleyici unsurlarındandır… Amerika, Fransa, İngiltere gibi ülkelerle karşılaştırıldığında dahi Türkiye bu konuda çok daha önde durur. Bizde liderleri oralarda olduğu gibi siyasi partiler üretmez, tersine siyasi partiler güçlerini ya da meşruiyetlerini önemli ölçüde liderlerinden alırlar. 12 Eylül sonrası partilerini yoktan var eden Ecevit ve Demirel örnektir, Özal başka bir örnektir. Tayyip Erdoğan en son ve en güçlü örnek. Partisinden daha önde duran, partisini kendi kişiliği ve kimliğiyle besleyen bir lider tipinden söz ediyoruz. Buna karşılık CHP gibi kökleri olan bir parti bile, kendisini belirli bir yaşam biçimine hapsetmesinin yanında, ancak liderinin gücü ya da siyasi özgül ağırlığı kadar anlam taşıyor, seçmenlerine umut veriyor. Gelelim sadede… Siyasi partiler yelpazesindeki durağanlık, iş liderlik meselesine gelince daha da derinleşiyor. Zira açıktır ki, Türkiye daha önceki siyasi dönemlere oranla lider rekabetinin çok düşük olduğu bir evreden geçmektedir. İsmet İnönü-Menderes-Bayar, Demirel-İnönü, Ecevit-Demirel-Erbakan, Çiller-Yılmaz tarzı rekabetlerin çok uzağında, siyasi alanın sadece tek bir isim, tek bir lider tarafından doldurulduğu bir dönemde yaşıyoruz. Bu durum, partilerin yukarıda belirttiğimiz dengeleri de göz önüne alınırsa, Türkiye’nin yakın geleceği iki hususa açık gönderme yapmaktadır. İlk husus, AK Parti’nin uzunca bir süre daha Türkiye’yi yöneteceğidir. İkinci husus ise Tayyip Erdoğan’ın uzunca bir süre âdeta tek başına ülkenin siyasi dümenini elinde tutacağıdır. Bu arada, liderlerin taşıdığı siyasi ve sosyolojik öneme, kurumsal bir önemin ve belirleyeciğin eklenmek üzere olduğunu da unutmamamız gerekir. 2014’te yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimleri, bir genel seçim seklinde olacak, halkın doğrudan seçtiği bir cumhurbaşkanının gücü, edineceği meşuriyetle sanılanın ötesine taşınacaktır. Bu ismin Tayyip Erdoğan olması hâlinde açıktır (ki beklenen, hatta kaçınılmaz olan bu) ülke lider merkezli bir rejim değişikliği yaşayacaktır. Başka bir ifadeyle böyle bir durumda parlamanter sistemden, üstelik bu sistemin özü değişmeden, fiilî bir başkanlık düzenine geçiş kuvvetli bir ihtimaldir. Ülkedeki ilgili aktörler hazırlıklarını buna göre mi yapıyor bilinmez ama, AK Parti’nin bu istikamette yol aldığı, stratejilerini bu istikamette geliştirdiği açıktır. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın HAS Parti’yi ve Numan Kurtulmuş’u kendi partisine katılmaya davet etmesi bu stratejinin göstergelerinden biridir. Bu strateji Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde alabileceği her oyu, kendisine destek verebilecek her grubu etrafında ve bünyesinde toplama arayışına dayanmaktadır. Taha Akyol’un birkaç gün önceki “2014: Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan” yazısı bu açıdan önemli ve dikkat çekici tespitler içeriyordu. Şöyle diyordu Akyol: 2014’te yapılacak cumhurbaşkanı seçiminde (…) Tayyip Bey, yüzde 50’nin az üstünde bir oy alırsa bu onu siyaseten çok güçlü yapmaz. Hatta yüzde 50’nin altında bir oy alarak ikinci tura kalması ihtimali de yabana atılamaz. İki adayın yarışacağı ikinci turda ise sağdan alacağı ilave oylarla elbette yüksek bir oranla seçilebilecektir, referandumda olduğu gibi... Fakat Tayyip Bey’in 2023 hedefi için sahip olmak istediği yüksek siyasi güç, birinci tur seçimlerde yüksek oy almasına bağlıdır... Sağdaki küçük partilerin oyları teker teker önemsizdir ama topluca bir anlam ifade ettiği gibi “birleşme” havasının yaratacağı sinerji belki daha önemlidir. Tayyip Bey yüzde 50’nin epey üzerinde bir oyla ilk turda cumhurbaşkanı seçilirse, partisindeki etkisi de devam edeceği için, Amerikan ve Fransız cumhurbaşkanlarında bile bulunmayan bir siyasi güce sahip olur.” İşin özünü ve AK Parti’nin ana stratejisini resmediyor Akyol… Evet, geleceğin resmi böyle... Aksiyon Dergisi |
Yazarlar
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.11.2025
8.11.2025
6.11.2025
1.11.2025
30.10.2025
25.10.2025
23.10.2025
28.09.2025
20.09.2025
18.09.2025