Ali BAYRAMOĞLU
Bugün 15 Temmuz Darbe girişiminin yıl dönümü.
Bu girişim “Türk siyasi hayatında nereye oturur” sorusu hala masada duruyor.
Türkiye’de askeri darbeleri kural olarak kısmi ya da topyekun anti-demokratik yasal yapılanmalar takip etmiştir. 1960 anayasası, Türkiye’yi Milli Güvenlik Kurulu’yla tanıştırmış, bu kurum vasıtasıyla askeri otoriteyi siyasi karar mekanizmalarının merkezine yerleştirmişti. Dönemi Başbakan Yardımcısı Turhan Feyzioğlu, kurulla ilgili olarak, anayasa meclis görüşmeleri sırasında, “askerî politika, dış politika, sağlık, ticaret politikası ile ilgili meseleler, sanayi, ziraat, ulaştırma, bayındırlık politikası ile ilgili meseleler bu kurulda görüşülecektir” derken geleceği bire bir doğru kestiriyordu. 1971 askeri muhtırasıyla, askeri yargının alanı genişlemiş, askeri mal ve harcamalar tümüyle denetim dışı bırakılmıştı.
12 Eylül darbesi güvenlikçi-otoriter bir anayasa yapımıyla, 11 ciltlik mevzuatın baştan aşağı bu gözle elden geçirilmesiyle sonuçlanmıştı. 28 Şubat ise, militan demokrasi iddialarıyla, Batı Çalışma Grubu ve EMASYA protokolüyle iz bıraktı.
Bu izler öyle derin olmuşlardır ki, ülke, yıllar yılı bu darbe düzenlemeleriyle boğuşmuş, demokrasi çabalarını bu düzenlemelerden geri dönüş arayışları oluşturmuştur.
15 Temmuz başarısız bir darbe girişimiydi. Doğal olarak, ilk adımda, askeri vesayet düzeni bakımından, başarılı askeri darbelere oranla tam zıt sonuçları oldu. Ordu yapısı elden geçirildi. Girişim sonrası ordu üst kadrolarının yarısı, genel kadroların yüzde 35’i tasfiye edildi. Askeri vesayet kalıntıları yasal düzenlemelerle ortadan kaldırıldı. Askeri mallar ve harcamalara denetim geldi, atama yetkisi sivil makamlara geçti, MGK sivilleşti, yüksek askeri mahkeme uygulamalarına son verildi, Genelkurmay Başkanı’nın komutan statüsü kaldırıldı, tüm birimler Milli Savunma Bakanlığı’na bağlandı.
Türk siyasi hayatına etkileri ve getirdikleri bakımından 15 Temmuz böyle özetlenebilir mi?*
Açık bir şekilde hayır.
15 Temmuz’un diğer boyutları askeri darbelerle gelen olumsuz sayfalardan ayrılamaz. Bu askeri darbe girişimine verilen sistem tepkileri, ‘adeta bir askeri darbe şiddetinde ve istikametinde” olmuş, bir başka anti-demokratik süreci başlatmıştır. Diğer bir ifadeyle 15 Temmuz askeri darbe girişimi siyasi iktidar tarafından tekçi ve otoriter bir yapılanmanın vesilesi yapılmış, gerekçesi kılınmıştır.
Bu bakımdan sonuçlar ortadadır.
İlk sonuç, 12 Eylül döneminde Milli Güvenlik Konseyi’nin yaptığı biçimde, olağanüstü hal uygulamasıyla, anti-demokratik, hatta anayasa karşıtı usullerle Türk mevzuatı kısmen güvenlikçi esaslarla elden geçirildi. Bu çerçevede devlet kurumlarında keyfi tasfiyeler yapıldı ve yargı siyasallaştı.
İkinci sonuç, dış dünyaya güvensizlik, tehdit-tehlikeye direnç ve sistemin güvenlikçi restorasyonu etrafında tüm siyasi aktörleri şu veya şu şekilde kuşatan bir siyasi iklim oluşması ve kurumlaşması oldu. 2017 Anayasası’nın hazırlanmasında ve onaylanmasında bu iklim önemli bir rol oynadı. Bu anayasanın değiştirilmesi hedefi, belli ki, aynı darbe sonrası düzenlemelerde olduğu gibi, yıllar yılı Türkiye’nin yeni demokratik hedefi olacaktır.
Üçüncü sonuç, kimi askerler dahil Kemalist ve modernist gruplarla AK Parti arasında güvenlik merkezli ve siyaset karşıtı bir hatta oluşan yakınlaşmaydı. Siyaset karşılığı Kürt meselesi üzerinden toplumsal düzeyde de normalleşme eğilimleri göstermeye başladı.
Türkiye bunlarla uzun yıllar boğuşacaktır.
15 Temmuz, o gece yaşanan sivil direniş itibariyle bir demokrasi bayramıdır, evet.
Peki sonrası?
***
Kaldı ki, askeri vesayet düzenine ilişkin kağıt üzerinde ideal görünen bu düzenlemelerin fiilen nasıl bir riskli yapıya yol açtığını bu köşede defalarca yazdım.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları







































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.12.2025
20.12.2025
18.12.2025
13.12.2025
11.12.2025
6.12.2025
4.12.2025
30.11.2025
27.11.2025
22.11.2025