Aydın ENGİN
Evet, yine Reyhanlı üstüne.
Ama 51 (belki daha çok) yurttaşımızın, hem de herhangi bir çatışmanın, savaşın tarafı olmayan 51 (belki daha çok) yurttaşımızın, terörün sinsi saldırısında yaşamını yitirdiği gün ve izleyen günlerde “Ala ala ya hey”e ara vermeden “Vur patlasın çal oynasın” makamında devam eden TV kanallarının vicdansızlığı üstüne değil. Bu özellikle TV’lerde karar verici konumlardaki gazeteciler (Gazeteciler?) için silinmez bir kara lekedir. Onları ayıpları ve utançları ile başbaşa bırakalım.
Evet, yine Reyhanlı üstüne.
Ama Reyhanlı cankırımının en az Baas iktidarı kadar “olağan şüphelisi” olan ve AKP iktidarınca koşulsuz desteklenen Suriye muhalefetinin vahşetini (Daha iyi bir sözcük bulamadım. Aradım ama bulamadım) sergileyen iğrenç ve dehşet verici bir olaydan yola çıkıp Beşşar Esed’i ve Baas iktidarını kan içicilikle suçlayan, kanlı cinayetlerin suçlusu olarak mahkum eden, Reyhanlı’da bile onca cevapsız soru varken “Bu işte Hür Suriye Ordusunun parmağı olmadığı kesindir” diye demeçler verip HSO’yu aklamaya öncelik tanıyan Başbakan’a görmediyse eğer ya da görmezlikten gelmeyi yeğlediyse HSO’nun namlı elebaşılarından Faruk Tugayı'nın komutanı Ebu Sakkar'ın Suriye ordusuna mensup ölü bir askerin kalbini çıkarıp yediğini gösteren videoyu göstermek için de değil. (İçiniz kaldırıyorsa –benim kaldırmıyor- şu linki tıklayın:https://www.youtube.com/watch?v=4Lht8A2Afrs. İlkel kavimlerde bile böylesine bir vahşetin olup olamayacağını düşünün ve “Baas”ın yerine bunlar gelince Suriye ne olacak” sorusuna cevap arayın)
Evet, yine Reyhanlı üstüne ama yukarıdaki iki paragrafta özetlenmiş konu ve soruları cevaplamak üzere değil…
Çok yalın bir soruya cevap aramak için…
* * *
Suriye egemen bir devlet. Başında diktatörlüğü dönüşmüş bir Baas iktidarı ve iktidarı babadan oğula devralacak kadar demokrasiden nasipsiz Beşşar Esed var. Yıkılması Suriye halkının hem çıkarınadır hem onurunadır. Ama onu yıkacak olan da hiç tartışmasız Suriye halkıdır. Onu yıkmak üzere şiddete ya da şiddet dışı yöntemlere başvurmak ne ABD’nin, ne AB’nin, ne Rusya’nın, Ne Çin’in, ne Israil’in ve elbette ne Türkiye’nin haddidir.
Suriye bugün bir iç savaş yaşıyor. Bu iç savaşı sona erdirmek üzere diplomatik ve barışçı yöntemlere başvurmak ABD’nin de, AB’nin de, Israil’in de ve elbette Türkiye’nin hakkı, dahası ödevidir. Ama o kadar. Bundan ötesi egemen bir devletin içişlerine zorbaca karışmak olur. Sonucu da bellidir. ABD ve suç ortaklarının Irak’a askeri müdahalesinin sonunda ne olduysa, Suriye’de de o olur.
Bu görüşleri savunanlara dönüp, kaş çatıp parmak sallayıp “Hııııı… Demek siz Baas iktidarını, Esed diktatörünü destekliyorsunuz” diyen demagoglara metelik vermemek gerek.
“Irak’ta savaşa hayır” diye haykıran ve örgütlenip caydırıcı bir güce dönüşen ve 1 Mart (2003) Tezkeresi’nin reddini sağlayıp, Türkiye’yi bu kara lekeden kurtarmakta payı olanlar ne Saddam’ı destekliyorlardı, ne Irak’taki Baas diktatörlüğünü. Onlar “Irak’ı diktatörden kurtarma” palavrasının ardına gizlenip egemen bir devlete saldıran dünya jandarmalarına karşı çıkıyorlardı.
Bugün de Suriye için “Suriye’de savaşa hayır” diyen ve gelişmeler savaşa evrilecek olursa savaş şahinlerine dünyayı dar etmeye yeminli olanları harekete geçiren aynı mantık, aynı dünya görüşüdür: Amasız, fakatsız barış !
1950 ve 1960’larda çağın ruhuna uygun olan (ve bugün çağdışı kalan), Mişel Eflak ve arkadalarının geliştirdiği Arap sosyalizmi (=İştirakiyyun) ve tüm Arap ülkelerini Baas Partisi saflarında birleştirip antiemperyalist mücadeleyi yükseltme ideallerinin Enver Sedat’lar (Mısır), Habip Burgiba’lar (Tunus), Bumedyen’ler (Cezayir), Kaddafi’ler (Libya), Saddam Hüseyin’ler (Irak) ve Hafız Esed’ler (Suriye) eliyle nasıl hadım edilip birer diktatörlüğe dönüştürüldüğü başka bir yazının konusu olsun.
Biz şimdi Reyhanlı bağlamında o yalın soruya dönelim.
Reyhanlı’da 51 (belki daha çok) yurttaşımızın can verdiği saldırının asıl sorumlusu kimdir ?
Eğer egemen bir ülkenin (Suriye’nin) içişlerine pervasızca, fütursuzca karışıp, Baas diktatörlüğünü şiddet yöntemleri ile devirmek üzere silaha sarılan ve aralarında ölü askerin yüreğini söküp yiyecek kadar insanlık dışı köktendinci terör gruplarının da yer aldığı Suriye muhalefetini tam bir teslimiyetle bağrına basan, silahlandıran, besleyen, barındıran, Suriye sınırından girip çıkışlarını –galiba- örgütleyen, askeri ve siyasal anlamda koşulsuz destekleyen AKP iktidarının, mimarı Ahmet Davutoğlu, cazgırı Tayyip Erdoğan olan bu siyasal tercihiolmasaydı Reyhanlı’da o bombalar patlar ve 51 ve (belki de daha çok) yurttaşımız can verir miydi?
Uzun ve karışık formüle edilmiş bir soru mu oldu?
Peki kısaltalım.
AKP’nin iç savaşta taraf olmayı seçtiği şu uğursuz Suriye politikası olmasaydı Reyhanlı’da o bombalar patlar mıydı?
Bombaları “Kim patlattı, niye patlattı, hesabı neydi” soruları çok anlamlı değil.
Kim ve neden yaptıysa, buna AKP’nin Suriye iç savaşına boylu boyunca taraf olması yol açmadı mı ?
Rüzgar ekinin fırtına biçeceği bir halk bilgeliğidir ve bir kez daha doğrulandı.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları










































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021