Aydın ENGİN
Aşağıda okuyacağınız paragraf 2011 yılında, Anayasasında “Demokratik, laik sosyal bir hukuk devletidir” yazan bir ülkenin İçişleri Bakanı tarafından aynen söylenmiştir.
Birlikte okuyalım:
“...Bu ülkede bütün profesörler tutuklanmış olsa merak eder sorabiliriz ama binlerce profesörden bir profesör tutuklanmış olabilir...”
Anneeeeee !..
Ben değil, siz değil, bizim Manav Sabri hiç değil; bunu söyleyen İçişleri Bakanı. Ülkenin polisi ona bağlı. Polisin elindeki bütün istihbarat raporları, bilgiler, belgeler onun önüne geliyor. Bakanlar Kurulu toplandığında öteki bakanlar (Başbakan dahil) bu konularda bilgileri ondan alıyor.
Ve o İçişleri Bakanı böyle düşünüyor: Binlerce profesörden biri tutuklanmışsa merak edip sormaya gerek yok(muş).
Peki ikisi, üçü, dördü tutuklanırsa ? Yani merak etmemiz için kaç profesör tutuklanmalı?
Bu İçişleri Bakanı sadece bunları söylemiyor. Aşağıdaki paragrafı da onun sözlerinden aynen alıp aktarıyorum:
“...Sayın profesörümüzün anladığım kadarıyla bu yapıyla bir bağlantısı olduğu. Sanki dersimiz; siyaset konumuz da Türkiye Cumhuriyeti'nde halk nasıl ayaklandırılır sebepsiz yere, kandırılarak, Türkiye Cumhuriyeti nasıl bölünür derslerinin hocalığını yapmak durumundaymış diye duyuyoruz...”
İlkokul beşinci sınıfı öğrencisi kompozisyon dersinde böyle bir cümle kursa kırık not alır: “...sebepsiz yere, kandırılarak Türkiye Cumhuriyeti nasıl bölünür derslerinin hocalığını yapmak durumundaymış...”
Ama İçişleri Bakanının Türkçesini tartışmayacağım. Çünkü asıl sorun Bakanın Türkçesinde değil, zihniyetinde.
Bakan bu yargılarını temellendiriyor.
Nasıl?
Şöyle:
Önce “mış mış” kipiyle konuşuyor: “Durumundaymış”
Sonra da ekliyor:
“...diye duyuyoruz”
Bunu diyen İçişleri Bakanı. Oysa benim bildiğim içişleri bakanları “diye duymaz”; sağlıklı istihbarat bilgilerine dayanır. Çünkü savcıların önüne sağlıklı kanıtlar koymakla yükümlü bir örgütün en tepesindeki yetkili kişidir o.
İçişleri Bakanının böyle düşünüp böyle konuştuğu bir ülkede ben korkup “Anneeeee” diye feryat edersem haksız mı olurum?
* * *
“Tanırım iyi çocuktur” üslubu benim de hiç hoşuma gitmiyor. Dahası sorunun Büşra Ersanlı ve Ragıp Zarakolu’nda odaklanması, yoğunlaşması, somutlanması hiç hoşuma gitmiyor. Aslında oturup ciddi ciddi şu KCK sorununu konuşmalı ve ayrıca KCK üyeliği bahanesiyle taa 2009’da başlatılan ve bugünlerde tırmandırılan tutuklama dalgasının neyi hedeflediğini çözümlemeliz.
Gel gör ki olup bitenin hızı ve ilkelliği buna fırsat tanımıyor.
Örnek mi?
Buyrun. Büşra Ersanlı bir iddiaya göre BDP Siyaset Akademisinde “PKK tarihi dersi vermiş; bir başka iddiaya göre “KCK örgütünün ilkelerini” anlatıyormuş ve İçişleri Bakanına göre “Halk nasıl ayaklandırılır”ı öğretiyormuş.
İşte burada mizahın, hem de kara mizahın sınırlarından içeri dalıyoruz.
Bu denenleri o yapamaz. Çünkü bilmez. Ayrıca zeki kadındır. Ona bir aklı evvel “Hocam bize PKK tarihini anlat” demiş olsa, “Kardeş sen manyak mısın? Benim onu anlatmam için haftalarca ders çalışmam lazım. Oysa onu ezbere anlatacak bir çok Kürt var. Onlardan birini çağırın, olsun bitsin” demesini bilir. “Halk nasıl ayaklandırılır” dersini de vermez. Çünkü yıllar önce zor, şiddet kullanarak siyaset yapmayı açık seçik reddetmiştir.
Dedim a, Büşra Ersanlı’yı tanırım. İyi çocuktur.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021