Aydın ENGİN
Unutmuş olamazsınız.
16 Nisan referandumu için Federal Almanya’da “Evet” propagandası yapmak isteyen iki AKP’li bakana izin verilmeyince 5 Mart’ta Tayyip Erdoğan kameraların karşısına geçti ve gürledi:
“Ey Almanya! Sizin demokrasiyle yakından uzaktan alakanız yok. Sizin şuandaki uygulamalarınız, geçmişteki Nazi uygulamalarından farklı değil. Bunları biz dünyaya rezil rüsva edeceğiz”.
Bu sözler önce Almanya, ardından Avrupa Birliği’nde çok güçlü bir öfke dalgası yarattı. Ondan sonrası art arda geldi.
Die Welt muhabiri Deniz Yücel’in yargı süreci başlamadan Erdoğan tarafından “Ajan ve terörist” ilan edilmesi; Alman aktivist Peter Steudtner’in Büyükada’da polis baskınıyla tutuklanması; Erdoğan’ın siyasal sığınma başvurusu yapmış Türkiye Cumhuriyet yurttaşlarının iade edilmemesine tepki olarak “Onların adamları da bizim elimize düştüğünde biz de onlara...” diye başlayan şantaj sınırındaki açıklamaları diplomatik itiş kakışı gerçek bir krize dönüştü. Almanya İncirlik Üssü’ndeki askerlerini çekti. Konya’dakileri de çekeceğinin sinyallerini verdi.
Nitekim Almanya Dışişleri Başkanı Sigmar Gabriel 20 Temmuz’da “Türkiyepolitikamıza yeni bir yön vermemiz gerekiyor. İlişkilere böyle devam edemeyiz”deyiverdi.
***
Kaba ve çok eksikli bir özet aktardım. İlişkiler böylesine dinamitlenmişti ve hem Türkiye’de, hem AB’de “Türkiye nereye” sorusu sık ve yüksek sesle sorulmaya başladı.
Ancak medyada pek yer almayan, aldıysa bile altı çizilmeyen bazı açıklamalar da vardı.
Almanya tarafından “AB üyeliği olmayacak. Ama ticari ilişkiler sürdürülmelidir”yollu değerlendirmeler, öneriler geldi. Açıkçası “Kopenhag kriterlerine boş verelim ama Maastricht kriterleri geçerliğini korusun” denilmiş oldu.
AKP iktidarının bu formüle itirazı yok.
Tam o günlerde aralarında Daimler (Mercedes) ve Bosch gibi sanayi devlerinin de yer aldığı 600 Alman firması hakkında Türkiye’nin bir kara liste hazırladığı, bu şirketler hakkında gizli bir soruşturma yürüttüğü haberleri patladı.
Daha önceleri sık sık tanık olduğumuz “Eyyy Almanya” naralanmaları duyulmadı. Tersine AKP iktidarının bakanları, Başbakanı ve Cumhurbaşkanı bu haberi telaşla yalanladılar. “Yanlış anlama olmuş... Bir yanlışlık yapılmış... Valla billa yok böyle bir şey... Asla yapmayız zaten” yollu alışılmadık ölçüde aşağıdan alan ve bir paniği yansıtan açıklamalar art arda geldi.
Mesela rüzgâr enerjisi üretimine ilişkin ihaleyi Alman sanayi devi Siemens’in başını çektiği bir şirketler grubunun kazanması AKP medyasında sevinç çığlıkları ile karşılandı.
Eh, AKP tayfasının “ticaret yapalım, demokrasi bilmem ne meselelerini bir yana bırakalım” formülüne alkış tutmasında şaşılacak bir yan yok.
Ya peki ha bire demokrasi nutukları atan, insan hakları, düşünce ve basın özgürlüğü üstüne uyarı üstüne uyarı yapan Almanya?
Yukarıdaki soruya anlamlı ve Almanya’ya pek de onur kazandırmayan cevap birkaç gün önce geldi.
Almanya’daki silah firmaları bu yılın ilk dört ayında Türkiye’ye 5 milyon 600 bin Avro değerinde silah ve mühimmat sattı.
Bitmedi.
2016 yılında Almanya, Türkiye’ye 49 milyon Avro değerinde silah ve mühimmat satışı yaptı. Bir önceki yıl bu 26 milyon 500 bin Avro idi. Yani iki kat arttı. 2017 sonunda kaç milyon Avro’ya ulaşacağını tahmin etmek zor olmasa gerek.
***
Şimdi tutup bu kez sözü ben alsam ve “Eyyyy Almanya” diye başlayıp “Çokeleştirdiğiniz AKP iktidarından pek bir farkınız yok. Demokrasi, insan hakları, özgürlükler falan filan ama yeter ki serbest piyasa ekonomisi tıkır tıkır işlesin, küresel kapitalizmin pazarı daralmasın. Dininiz imanınız para sizin” diye seslensem haksız mı olurum?
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları







































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021