Ayşe Böhürler
Yönetimi verimli hale getirmek, ülkenin gelecek tahayyülüne uygun işlerin üretilmesini sağlamak, bunları sürdürebilmek ve tabi ki bunun sağlanabilmesi için de gerçekçi, uygulanabilir bir yönetim modeli ortaya koymak!
9 Temmuz’da bunun gerçekleşebilmesini sağlayacak bir büyük adımın atılmış olması geleceğe dair umudumuzu güçlendiriyor. Hem doğunun hem de batının kenarında bir konumda; iki yüz yıldır sürdürdüğümüz batılılaşma çabamız ve devletin yapılanış süreci de hikayemizin önemli bir parçasını oluşturdu. Buna bağlı olarak da devletin, kendi insanıyla yaşadığı kimlik krizi ve ortaya çıkan çatışmalar; ülkenin önüne çıkan en büyük engel olarak hep varlığını korudu.
Ben 9 Temmuz tarihini bu çerçevenin son bulması ve çatışmanın iki yüz yıl sonra bitirilme tarihi olarak da görüyorum. Elbette topluma yansıması zaman alacaktır.
Bu süreçte “Türkiye ruhunu yeniden kazanacaktır”.
9 Temmuz iki önemli başlangıcın tarihi olarak hatırlanmalı. Bunlardan birisi devletin kültürel kimliğini yeniden yapılandırması, ikincisi ise çağın ruhuna uygun ve verimli bir kamu yönetim modelinin uygulamaya konmasının tarihidir. Hayırlı ve uğurlu olsun.
**
9 Temmuz’da açıklanan kabinede görev alan tüm bakanları tebrik ediyorum. Bu modelin ilk uygulayıcıları olarak onlara çok iş düşecek. Cumhuriyetin yüzüncü yılına 5 yıl kala Türkiye’nin gelişmesini sağlayacak bu yeni yönetim modelinin çatısını onlar çatacaklar. Doğru çatmaları halinde gelecek kuşaklara büyük bir hizmet bırakırlar. Devletin işletim mekanizmasındaki birçok hatalı tutumu ve davranışı ortadan kaldırmak onların sorumluluk alanları içinde yer alacak. Şimdiye kadar politikalardaki sorumluluk siyaset ve bürokrasi arasında bir top gibi gidip geldi. Umudum yeni sistemde “sorumluluğu ve hesap verebilirliği” tesis edebilecek bir mekanizmanın kurulmasıdır.
**
Seçim sürecinde gördüm ki; bürokrat ne yaparsa yapsın halk her şeyin faturasını siyaset sahnesindekilere kesiyor. Ancak meseleyi farklı taraflardan dinlemeye kalktığınızda karşınıza başka bir tablo da çıkıyor. Kimsenin sahiplenmeye yanaşmadığı bu “sorumluluk” topu zaman zaman taraflar arasında gidip geliyor. Geçenlerde bir bürokrat bir sohbette, alınan bir kararın yanlışlığından söz etti. Karar sürecinde kendisi de var. Onun da fikri alınmaya çalışılmış ama o fikrini vermemiş. Bu noktayı da anlatımında öne çıkartıyor. Doğrusu iki durum da tepkimi çekti. “Niçin o zaman fikrinizi söylemediniz de şimdi iş işten geçtikten sonra söylüyorsunuz” diye sormadan edemedim. Konuşulması gereken yerde suskunluk. Söylenmenin bir işe yaramadığı yerde ahkam kesmelere doyamamalar… Özetle gevezelik! Yeni dönemde bu yaklaşımın bitirilmesi umudunu taşıyorum.
**
Bakanlıklarda önceki dönemlerde görev alan bürokratlar başka bir iktidarın bürokratları değiller. Uzun süredir görev yapıyorlar; meselelere vakıflar ve birçok işin uygulayıcısı olmuşlar. Başarıları -kriterleri sübjektif değil objektif belirlenerek- mutlaka değerlendirmeye alınmalıdır. Devlette süreklilik çerçevesinde toplum için ürettiği fayda esas alınarak; devam ettirilmesi gereken işler devam ettirilmeli, düzeltilmesi-iyileştirilmesi-geliştirilmesi gerekenler düzeltilmeli; değiştirilmesi gerekenler değiştirilmesi için çalışılmalıdır. Devamlılık demişken kastım öyle 10-20-30 yılın devamlılığı zannedilmesin, yeni sistemin ilk bakanlar kurulunun Ankara’daki Birinci Meclis binasında yapılması devamlılığın köküne dair de ipucu veriyor olsa gerek. Bürokraside şahıslardan öte kurumsal kök önemlidir ve bizim için bu kök en azından Selçukluya kadar bilfiil dayanır.
**
Elbette her bakan kendi ekibiyle çalışmak isteyecektir. Burada ekipler arasında bir tercih yapılacaksa da iş üretenlerle laf üretenler arasında bir ayıklanma yapılması gerekir. Genellemeci bakıştan kaçınmak, topyekun kötü ve iyi tanımlamalarından uzak durmak, pazarlama taktiklerine prim vermeden nitelikli ekipler ortaya çıkarmak bu yeni dönemde bakanların yapacakları en önemli icraatlar olacaktır. Tam da burada yeni yönetimde her şeyiyle fuzzy mantık hakim olmalı diyorum.
**
On altı yıldır siyasetin içindeyim. Pek çok bakan değişikliğine şahit oldum. İyi yönetimde “işe uygun seçilmiş iyi ekip” kilit rol oynuyor. Bakan değiştiği anda bir kaynaşma başlıyor. Bir kısım bürokrat yeni bakana iş yaptırmamak için elinden geleni yapıyor ki; kendisine ihtiyaç duyulmasını sağlasın. Bir başka dikkatimi çeken nokta da; mutlaka her bakanlığın içinde çeşitli dönem ve gruplardan kalan uyuyan hücreler bulunuyor. Bunlar yeni bakanla birlikte bir uyanışa geçip yeni pozisyonlar almaya bakıyorlar. Bir de işleri yapan ama görünemeyenler var. Ezcümle; bakanlıklarda çok iyi yetişmiş, yetişmiş gibi görünen, görünmeyen bürokratlarımız var. Bunların ayırdına varmak, model yeni diyerek onların bilgi ve tecrübelerini yabana atmamak gerekiyor…
**
Yıllar önce (2007) “Hayme Ana” isminde bir belgesel çekiyorum. Tarihi kaynak çok kısıtlı birçoğu da söylence. Hayme Ana ilk olarak Abdülhamit döneminde türbesinin kayıtlarının ve yerinin bulunmasıyla tarihi bir kayda kavuşmuş… İlber Ortaylı’ya gittim. Ortaylı konuyu biraz müphem karşılasa da, dönemi anlatırken önemli bir konunun da altını çizdi! “Ne sanıyorsun ki” dedi… “7 bin kilometre kat etmiş Karakeçili aşireti tek başına Osmanlı gibi bir devleti nasıl kuracaktı. Tabii ki Osmanlı’yı Selçuklu bürokrasisi kurmuştur. Bu döngü de hep böyle olur…“ Bu yazıyı yazarken bu hatırayı da nakletmek istedim.
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.05.2020
29.06.2019
13.04.2019
30.03.2019
9.02.2019
26.01.2019
19.01.2019
12.01.2019
5.02.2019
29.12.2018