Celal DENİZ
Cumhurbaşkanının ABD gezisinin sonrasında başbakan “Halkın çözüm sürecinden beklediği şey, silahların tümüyle terk edilmesi. Böyle bir şey olursa, 2013 Mayıs’ına dönülürse, o zamanki gibi PKK tüm silahlı unsurları Türkiye dışına çıkarıp ülke içinde tek bir silahlı unsur kalmazsa, her şey konuşulabilir” dedi.
Obama'nın Erdoğan'la görüşmesinin Erdoğan'ın PYD ısrarından vazgeçmesi şartına bağlandığı iddialarının konuşulduğu bir zamanda Davutoğlu'nun böyle bir açıklaması çözüm sürecine dönük bir gelişme olarak yorumlandı.
Ancak Cumhurbaşkanı başbakana ayar vermekte gecikmedi. Cumhurbaşkanı ''Belki biz bir ölüyoruz ama en az 10 da, 20 de, 30 da onlardan öldürüyoruz. Bu, bu şekilde devam ediyor. Terör örgütünün yandaşlarını devre dışı bırakmak için vatandaşlıktan çıkartma dahil gereken tüm önlemleri almakta kararlı olmalıyız '' dedi.
Cumhurbaşkanı bir yandan terör kavramını genişleterek ''silahsız terörist'' sıfatı ile devlete veya hükümete muhalif olan herkesi terörist ilan edeceğini ifade etmişti. Şimdi bir adım daha ileri giderek bu muhalif kesimleri vatandaşlıktan çıkarabileceklerini ifade ederek sanki 12 Eylül generalleri ile yarışmaktadır. Tek millet tek devlet kalıbına sığdıramadıklarını vatandaşlıktan atarak tekleşeceğini düşünmek Hitlerin ''kavgam'' kitabına yeni sayfalar eklemek kadar hukuksuzluğu ve ırkçılığı içinde barındırmaktadır.
12 Eylül yıllarında binlerce insan vatandaşlıktan çıkarılmıştı. Yılmaz Güney, Behice Boran, Şanar Yurdatapan gibi sanatçı yazar ve siyasetçiler salt düşüncelerinden dolayı vatandaşlıktan çıkarılmıştı. Bugün bu uygulamayı düşünmek bile Erdoğan'ın niyetinden de öte devlet aklının Kürt sorununda devlet şiddetinin bütün argümanlarını kullanacağını göstermektedir. Bu anlamda devlet şiddeti ile karşı şiddeti özdeşleştiren sol anlayışların şiddet üzerine yeniden düşünmelerini gerektiren bir örnek olacaktır bu vatandaşlıktan çıkarma mevzusu. Devlet elinde bulundurduğu tüm baskı aygıtlarını şiddetin aracı haline getirmekten çekinmemektedir.
Cumhurbaşkanı topluma hukuksuzluklardan hukuksuzluk beğendirmeye çalışırken, ardılları arasında cumhurbaşkanına rahmet okutacak söz söyleyenlerde artık pervasızca konuşmaktan çekinmemektedirler. Son olarak AKP milletvekili Ensarioğlu '' Yargı bizde, Yasama bizde, Yürütme bizde '' diyerek nasıl bir hukuk düzenine sahip olduğumuzu çok rahat bir şekilde ifade etti. Anayasa Profesörü Burhan Kuzu tuz biber ekleyerek bu sözlere '' oğlan bizim kız bizim '' dedi. Ensarioğlu ve Kuzu bilinçaltını dışarıya vurarak devletin tüm kurumlarının nasıl ele geçirildiğini ortaya koymuşlardır. Bu dil sürçmesi filan değil düpedüz içselleştirdikleri duygularının dışa vurulmasıdır.
Ensarioğlu ve Kuzu'nun sözlerinden de artık anlaşılıyor ki kuvvetler ayrılığı denen devletin denetlenmesini sağlayan o mekanizmalar artık AKP düzeninin keyfiliğine hizmet etmektedir. Bu anlamda bir zamanlar cumhurbaşkanının dilinden düşürmediği '' üstünlerin hukuku değil hukukun üstünlüğü'' düşüncesi yerini ''hukukun üstünlüğü yerine AKP elitlerinin üstünlüğüne'' bırakmıştır.
Ancak ülkenin içinde bulunduğu durum bu hukuksuzluğu daha fazla kaldıramayacaktır. Korku düzenini hakim kılmak isteyenler aslında kendi korkularını yaşıyorlar. Topluma Korku tohumu ekenler bilsinler ki tüm diktatörlükler sonsuza kadar sürmemişlerdir. Mussolini, Hitler, Franco, Salazar, Pinochet, Evren diktatörlükleri nasıl son bulduysa bugün diktatörlük peşinde koşanların iktidarı da uzun sürmeyecektir.
Diktatörlük hevesinde olanların keyfi düzenini sonlandırmak, bu düzenden rahatsız olanların ortak paydaları olabilecek ‘’hukuk adalet ve demokrasi’’ için ortak mücadele etmelerinden geçmektedir. Bugün asgari çözümde bile buluşmak diktatörlük peşinde koşanları engellemeye yetecektir.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.04.2019
14.12.2017
30.11.2017
13.09.2017
5.02.2017
28.04.2017
19.04.2017
1.02.2017
24.03.2017