Cemil ERTEM
İki dünya savaşının yaşandığı bir önceki yüzyılda bile dünyanın iktisadi ve siyasi dengeleri bu denli hızlı değişmemişti. 20. yüzyıl insanlığın çok büyük acılar yaşadığı bir zaman dilimiydi ve iki büyük savaşın sonuçları, şimdiki siyasi ve iktisadi dengeleri 20. yüzyılın daha ilk yarısında oluşturmuştu. Sonu savaş da olsa, o zamanlar gelişmiş ülkeler, pazar ve siyasi egemenlik için ne yapacakları biliyorlardı. Diğerleri gibi sömürgesi olmayan ve hammadde tedariki, pazar için sıkışmış Almanya’nın, İngiltere’nin eski imparatorluk hâkimiyetinden pay almak için saldırmaktan başka çaresi yoktu. İngiltere ise artık tek başına “eski topraklara” hâkim olamayacağını çoktan anlamış, hızla yükselmekte olan ABD ile zorunlu ittifaka razı olmuştu. İngiltere, “eski” sömürgeciliğin para sistemi olan Altın Standardı sisteminden bile sessiz sedasız vazgeçmiş ve ABD’nin parasal egemenliğine giden kâğıt para sistemine, iki dünya savaşı arasındaki dönemde geçilmişti. İngiltere’nin merkantilist egemenliğinin en önemli göstergesi olan altın konvertibilitesi tarihe karışmış ve merkez bankaları, siyasi egemenliğe dayalı parasal muhasebe oyunlarıyla ekonomik istikrarı sağlamaya odaklanmışlardı.
Britanya örneği...
Bu sistem, 2. Dünya Savaşı’ndan hemen sonra, ABD önderliğinde oluşturulan Bretton-Woods sistemiyle de -Keynes’in köklü itirazlarına rağmen- pekiştirilmişti. Bunu şunun için anlatıyorum; o zamanlar, Britanya, hızla bütün tarihi “imparatorluk” reflekslerinden hızla çark etmişti. Britanya’nın bir commonwealth (kadim zenginlik ve hâkimiyet birliği) olarak, yüzyıllardır süren temel sömürgecilik kurumlarından -mesela altın standardı- vazgeçmesi hem kendi hem de dünya kapitalist sistemi için akıllıca ve stratejik karardı.
Aksi halde, bırakın üzerinde güneş batmayan imparatorluğu, Birleşik Krallık bile paramparça olabilir, Kara Avrupa’sı ya da ABD’nin küçük uydu devletleri haline dönüşebilirdi. İngiltere’nin bu stratejik aklı ve gereğinde tarihi geri çekilme durumuna geçmesi bugün de geçerli. Örneğin Brexit böyle bir karardır.
Ancak tam bugün ABD, tıpkı yüzyıl önce İngiltere’nin yaptığı gibi, geri çekilmesi gerekirken bunu -büyük bir şaşkınlık haliyle- yapamıyor ve “eskide” çok da akılsızca ısrar ediyor. ABD’nin bırakın Pasifik'te ve Ortadoğu’da bütün ittifaklarını yerle bir eden şaşkınlığını şu Fed konusunda yaptığı tartışmalara baktığınızda bile nasıl bir açmaz içinde olduğunu anlıyorsunuz.
Fed Başkanı!?..
Şu yeni Fed başkanı konusundaki tartışmalara bakın. Şimdi de söyledikleri ABD’de bile 2008 kriziyle sonuna kadar yalanlanmış John Taylor’u Fed’in başına getirmeye çalışıyorlar. Bretton-Woods sisteminin temel işleyiş mekanizması, ülkelerin ödemeler dengesini dolar bazlı düzenlemektir. Yani dolar fazlası veren ülkeler dolar açığı veren ülkelere, fiyat mekanizması yoluyla -iç fiyatlarla dış fiyatların eşitlenmesi kuralı- dolar transfer ederler. Bu transferin-borç sisteminin kurallarını ise bir Bretton-Woods kurumu olan IMF belirler. ABD, açık veren bir ülkedir ama o, IMF kurallarından, doları ihraç eden ülke olduğu için azadedir. 2. Dünya Savaşı sonrası tüm para politikası 1960’larda Phillips hipotezinden başlamak üzere, bunun üzerine kurulmuştur. Esasında şimdi Fed başkanlığı için konuşulan Taylor’un tezleri de buraya dayanır.
1960’lı yıllarda ortaya atılan Phillips Eğrisi hipotezi, ekonomide işsizlik oranı ile enflasyon oranı arasında negatif yönlü bir ilişki olduğunu iddia eder. Bu ilişkiyi veri alan bazı merkez bankaları politik tercih olarak istihdamı artırmak için enflasyonist politikalar izlemeye başlamışlardır. Ancak 1973 krizi bu tezi işsizlik ve enflasyonun bir arada olduğu bir çıkmazla yalanlamıştır.
Yüksek faiz = Savaş...
Burada hâkim para politikası, tercihini istihdam ve büyümeden yana değil, finansal kârlılık ve enflasyon önleme üzerine kullanmış ve bunun için de tek denetim değişkeni olarak faiz hadlerini belirlemiştir. Merkez bankalarının gerçekleşen enflasyon ve beklenen (hedef) enflasyon arasında bağlantıyı yakalaması için büyüme oranını denetlemeleri gerekir ve bu da faizle sağlanır tezi Taylor Kuralı’nın çıkışıdır. Taylor kısasa şunu söylüyor; merkez bankaları büyüme potansiyeli ile gerçekleşen büyüme arasındaki farkı gözeterek, beklenen enflasyonu faizle sağlayabilir. Bu tezin zorunlu sonucu, faiz hadlerinin sürekli beklenen enflasyondan yüksek tutularak finansal “istikrarı” (kârlılığı) yukarı çekmektir. Nitekim Chicago Fed Başkanı Charles Evans, bu kuralın artık geçerli olamayacağını, bundan böyle esas olanın enflasyon değil, işsizlik olduğunu, bir süre önce söylemiş ve Fed’in uzunca bir süre faiz artırmasının mümkün olamayacağını iddia etmişti. Esasında önce Bernanke sonra da Yellen’in politikalarının temeli Evans’ın söylediklerinde gizlidir.
Peki, tam da Trump’ın İran’la ilgili savaşa gidebilecek çıkışının olduğu günlerde faizci Taylor’un Fed başkanlığının konuşulması sadece tesadüf mü? Bizce hayır; benzer senaryo 1995’te olmuştu ve Greenspan ve Clinton faizleri artırarak Bush iktidarlarının temelini atmıştı.
Ancak ABD’nin eskiye dönmekle olan bu ısrarı, eskisi gibi, hedefindeki ülkeleri değil, önce kendisini vuracak. ABD, bir zamanlar İngiltere’nin yaptığı gibi, ittifaklar kurarak geri çekilmeyi bilmezse yalnızca Asya’nın hızlı yükselişini çabuklaştırır.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2018
24.10.2018
18.10.2018
17.10.2018
25.09.2018
21.09.2018
18.09.2018
11.09.2018