Ekin GÜN
“…Gönüllülerimizin emeği, istekliliği ve yoğun katılımıyla onların omuzunda yükselen bu girişimde gördük ki Oy ve Ötesi’nin sandık başındaki tecrübesi tarafsız kalarak görüşü birbirinden farklı binlerce insanı bir araya getirmesi ve beraber uyum içinde çalışabildiklerini öncelikle kendilerinin, sonra da toplumun deneyimlemesi oldu…”
Bu alıntı seçimlerde sivil bir insiyatifle sandıklara sahip çıkma amacıyla kurulan Oy ve Ötesi’nin resmi internet sitesinden alındı. Alıntıda geçen “tarafsız” kelimesi büyük önem taşıyor. Oy ve Ötesi’nin reklam filmlerinde boy gösteren Mehmet Günsur’un Muhteşem Yüzyıl’daki Şehzade Mustafa rolündeki Osmanlı Hanedanı’nı temsil etmesinin bile daha sahici bir tarafsızlığı temsil etmesine geçmeden önce bir de Hürriyet’ten Melis Alphan’ın dediklerini okuyalım:
“Gezi hareketinin ardından toplumun türlü kesimlerinden insanlar kendilerini o güne kadar olmadığı bir biçimde sorgulamaya başladı. Elini nasıl taşın altına koyabileceğini, bu ülke ve millet için ne yapabileceğini, payına düşen sorumluluğu nasıl üstlenebileceğini düşündü. Oy ve Ötesi adlı hareket de biraz buradan yeşerdi. Hiçbir siyasi parti ile bağlantısı olmayan, şehrini seven ve şehrine sahip çıkmaya karar veren gönüllüler bir araya geldi. Fark ettiler ki hisleri kendi çevreleriyle kısıtlı değil, aslında binlerce insan aynı ruh halini paylaşıyor…”
Tarafsızlık kavramı son günlerin trendi. Sözüm ona Gezi Darbesi’ne çıkan herkes de herhangi bir partiye mensup olmadığını söylüyor, sadece kişisel hak ve özgürlüklerini korumak adına meydana çıktıklarını belirtiyorlardı. Oysa ki Gezi Darbesi’nde görüldüğü gibi Taksim Dayanışması’nın ağaç meselesinden çıkıp da meseleyi havalimanlarına ve köprülere dayandırması aynı tarafsızlık kavramı altında değerlendirilmişti. Tabi Dolmabahçe Ofisi’ni basmak da kişisel hak ve özgürlükleri korumak adına tarafsız bir eylemdi. Hatta sosyal medyada belirtildiği gibi niyetin bu olmadığı temelde bu durumun simgesel bir eylem olarak görülmesi gerektiği de ifade edilmişti. İşin özünde Erdoğan ve AK Parti karşıtlığı üzerinden herhangi bir parti ya da STK ismi kullanılmadan söz söylemenin tarafsız bir cazibeli tarafı olduğu tescilli bir gerçek olarak önümüzde duruyor. Zaten Gezi Darbesi’nde de tüm yaşananlara bakıldığında meseleyi tarafsız bir şekilde değerlendirdiklerini ve herhangi bir kuruluşa ait olmadıklarını söyleyerek yaptıkları her Erdoğan ve AK Parti karşıtı eyleme de meşruiyet aradıklarını aynı düz mantık çerçevesinde söylesek biz de pek taraflı olmuş sayılmayız.
Oy ve Ötesi Derneği’nin kurucuları arasında yer alan Sercan Çelebi’de Gezi Darbesi’ne katılanlar arasında. Hatta Gezi Darbesi’nin yeni başladığı günler de 29 Mayıs’ta yapmış olduğu bir konferansta “Beşiktaş'tan Taksim'e çıkarken büyük değişimlere sebep olabileceğimize inancımız tamdı” diyor. Gezi Parkı’nın sadece Gezi Parkı olarak kalması çok büyük bir değişimi ifade ediyorsa sorun yok, lakin Gezi Darbesi’nin sonucunda “Mesele Ağaç Değil” noktasına gelmesini Sercan Çelebi büyük bir değişim olarak görmüş olacak ki Oy ve Ötesi Derneği’nin site alan adının alınma tarihi 26 Haziran 2013’e denk düşüyor. Üç aşağı beş yukarı Gezi Darbesi’nin alevinin söndüğü son zamanlara denk gelen bu tarih büyük bir değişimin habercisi olarak sayılabilir.
Lakin öyle ki Oy ve Ötesi Derneği’nin kuruluş amacı sandıklara sahip çıkma meselesiyse site alan adının öyle bir tarihte alınmış olması akıllara soru işaretini getiriyor. Çünkü yakın zamanda seçime rastlanır bir durum söz konusu değil. Ama Çelebi’nin yukarıdaki cümlede bahsettiği gibi büyük bir değişimin programını çok önceden yapmış olmaları da işi ne kadar sıkı tuttuklarının kanıtı.
Sercan Çelebi Ayşe Arman’a vermiş olduğu röportajda Gezi’ye çıkan ve belli bir kesimin kamuoyunda anlata anlata bitiremediği Y Kuşağı’nı bilgilendirmeye ve bilinçlendirmeye çalıştıklarını, hedeflerinin daha fazla insanı sandığa göndermek olduğunu ifade ediyor. Tabi tarafsız olduklarını da her iki cümlede bir söyleyerek.
Oysa ki Türkiye Seçimleri’nde uzun zamandan bu yana sandığa katılım oranının düşük olduğunu söylemek pek tutarlı bir durum değil. En son Cumhurbaşkanlığı Seçimleri’nde son 7 senenin en düşük oranı vardı. Bu da yaklaşık %74 dolayındaydı. Yani Türkiye’nin sandığa katılım açısından bilinçlendirilecek bir tarafı yok. Çünkü sandığı boykot etme gibi bir durum Türkiye toplumunda pek de alışılagelmiş bir şey değil. O nedenle toplumu bu yönden aydınlatmaya çalışmak adres söylemeden subliminal mesaj altında toplumu bir tarafa yönlendirmek midir orasını bilemeyeceğim ama seçim kategorisi altında konuyu incelersek belki de en sağlıklı olunan alan olan sandığa katılımı artırmayı amaçlamak o kadar da büyük bir değişimi ifade etmiyor.
Başka bir açıdan bakacak olursak nedense AK Parti iktidarında ortaya çıkan seçim sonuçlarının şaibeli olduğuna dair iddiaların elle tutulur bir tarafının olmadığı her sandık başında her partiden kişi olmasında ve bununla kalmayıp müşahit olmak isteyen kişilerin de isterse görev almasında düşünülebilir. O nedenle Oy ve Ötesi bu iddiaları ortadan kaldırmaya amaçladığını ifade etse de Sercan Çelebi’nin Zaman’a verdiği röportajda şu sözleri söylemesi manidar:
“…Yani biz hep beraber memleketi kurtaracağız diye yola çıkmadık. Çünkü o memleketi kurtarmak için bir yerlerden başlamak lazım. Tarafsız olması lazım ilk olarak… Şaibelerde olduğu gibi sonuçlara da iki şekilde yaklaşmak lazım. Biri sandık başında yaşananlar. Sandık başında çok daha ağır basan bilgisizlik ve kaos gördük. Sandık kurulundan tutun da seçmenlere kadar sürecin nasıl işlemesi gerektiğine dair standardı olmayan bir seçim. Dolayısıyla sandık başındaki görevliler inisiyatif kullanarak insanları sağa sola çekebilir. Ama İstanbul için bu anlamda içimiz çok rahat. Gönüllülerimizin orada var olması sayesinde hem bilgisizlikten hem de kötü niyetlilerden kaynaklanabilecek sağa sola çekmelerin önüne geçtik…”
Sercan Çelebi’nin memleketi kurtarma gibi bir gayesinin olması tarafsızlık açısından nasıl değerlendirilebilir bilmiyorum. Ama memleket kurtarmak deyimi bu topraklarda memleketi yönetenlerden kurtarmak olarak algılandığı, kendi oluşumlarının da tohumu sivilleşmesini “Mesele Ağaç Değil” söyleminde bırakan Gezi Darbesi’nde atıldığı ve Gezi Darbesi’ne çıkan insanların da ortak paydası Erdoğan ve AK Parti karşıtlığından başka bir şey olmadığı için memleketi kurtarmak pek de bilinçle ölçülecek bir durum değil. Keza aynı şekilde sandık görevlilerin yönlendirmelerine engel olduklarını ifade ederken Çelebi ve Arkadaşları memleketi kurtarmak adına tarafsız engellemelerde mi bulunmuş, bunu da bilmek mümkün değil. Keza öyle olsa bile Oy ve Ötesi’nin toplumun her katmanından almış oldukları bir güven oylaması var da bizim mi haberimiz yok, orası da meçhul.
Seçimlere çok az bir zaman kala Oy ve Ötesi’nin sandıklarda “şaibe” varmış gibi bir dizayn operasyonu sergileyip sergilemeyeceğini kısa vadede göreceğiz. Lakin unutulmamalıdır ki nasıl Dünya 5’ten büyükse Türkiye toplumu da Oy ve Ötesi’nden büyüktür. Bu da bir kenarda dursun…
Yazarlar
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları


































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.10.2018
24.09.2018
9.02.2018
19.08.2018
29.07.2018
15.07.2018
1.02.2018
14.06.2018
4.02.2018
9.02.2016