Eser KARAKAŞ
Bu yazı muhtemel ve muhayyel yeni anayasadaki ekonomiye ilişkin yeni madde ya da değişiklikler önerilerimi sunduğum dizinin on ikincisi ve Allah sağlık verirse daha da devam edecek.
Anayasadaki ekonomi ve ekonomi olmayanı ayrıştırmak çok net olamadığı için ekonominin biraz dışına da çıkılabilecek gerektiğinde.
Türkiye’de çok ama çok karmaşık bir mali sistem mevcut; mali sistem derken sosyal güvenlik sistemini de dahil ediyorum (fiskal-parafiskal).
Mali sistemin bu karmaşıklığının kanımca sistemin etkinliği ve hakkaniyetine bir katkısı yok; bu denli karmaşık bir sistemin sadece ve sadece sistemi kuran ve işletenlerin bilgi tekeline ve bu tekelin getirilerine neden olduğunu söylemek çok yanlış olmasa gerek.
Mali sistemin çok daha etkin ve çok daha hakkaniyetli işleyebilmesinin ön koşulu sistemin bilinçli bir biçimde basitleştirilmesi.
Bugün bir küçük ucundan tartışma gündemine getireceğim “evrensel gelir” kavramını da bu bağlamda değerlendiriyorum.
Bir 18+ vatandaşın kimseye muhtaç olmadan, fakirlik, açlık çizgilerinin altına düşmeyeceği onurlu bir yaşam için gereksinim duyacağı minimum bir gelir seviyesi çok katılımcı bir çerçevede saptanabilir.
Tanım gereği vergi dışı tutmak zorunda olduğumuz bu gelir seviyesine X diyelim; bir nedenden bir vatandaşın aylık gelir düzeyi, Y diyelim, söz konusu X seviyesinin altına düştüğü zaman aradaki fark (X-Y) otomatik olarak hesabına yatırılmalı böylece ülkede kimsenin X gelir seviyesinin altına düşmeyeceği garanti altına alınmalı.
Bu çerçevede aile değil birey temel alınmalı; aile konusu ayrı bir çerçevede ele alınmalı kanısındayım.
En genel hatları ile böyle tanımladığımız “evrensel gelir” kavramı ilk yapılacak anayasaya mutlaka yerleştirilmeli; böylece insan onuruna aykırı olduğunu düşündüğümüz yardımlar, sübjektif ödemeler de noktalanmış olacaktır.
Bu sistemin anlamlı bir biçimde işleyebilmesi için de tüm 18+ vatandaşların, evet tümünün, kamu çalışanlarının, özel sektör çalışanlarının, emeklilerin de MUTLAKA her sene tüm gelir unsurlarını birleştirerek gelir beyanında bulunması gerekiyor.
Bu gelir beyanı hem bir hak hem de bir ödev, bu nedenden de mutlaka gelir beyanı yapma konusu da bir mecburiyet olarak anayasaya girmeli, bu konuyu haftaya ele almak istiyorum.
Evrensel gelir uygulamasına bir alternatif de “negatif gelir vergisi” uygulaması; bu uygulama liberal bir çerçeve içerdiği için çok eleştiriliyor çünkü bu konuyu ilk dile getiren Kapitalizm ve Özgürlük (1962) isimli kitabında Milton Friedman.
Friedman da yukarıda örnekte verdiğim X gelir seviyesini temel alıyor, bu seviyenin üzerinde elde edilen gelirin yürürlükteki vergi tarifesiyle vergilendirilmesini, gelir seviyesi Y ise de (X’in altında) X-Y tutarının aynı tarife ile sübvansiyone edilmesini (negatif gelir vergisi) öneriyor.
Ancak, Friedman’ın bu önerisi aynı zamanda düz (tek) oranlı bir vergi oranı önerdiği için çok da eleştiriliyor.
Başka bir ifade ile de X seviyesinin üzerindeki tüm gelir mesela yüzde 25 oranında vergilendirilirken, X seviyesinin altında kalacak gelir miktarı aynı oranda sübvansiyone edilecek.
Friedman’ın iktisat teorisine katkılarını bilen biri olarak ben bile bu öneri yerine X-Y farkının tümü ile ödenmesini yani kimsenin X gelir seviyesinin altında kalmamasını tercih ediyorum.
Ancak, Türkiye gibi nispeten fakir ve gerçek işsizlik seviyesinin çok yüksek olduğu bir ülkede evrensel gelir uygulamasının mali sisteme büyük yükler getireceği de açık.
Bu nedenden önerilen sistemde sübvansiyon yanının olduğu kadar gelir yaratma yanının da tartışılması gerekiyor.
Bu konu da mesela ilk planda kayıtdışı ekonomi ile çok etkin bir mücadeleyi zorunlu kılıyor.
Tüm bunlar tartışılmalı ama artık anayasaya evrensel gelir kavramının yerleştirilmesi de bir zorunluluk olmalı; bunun yapılabilmesi için de sistemi çok basitleştirmek şart.
Sistemde her karmaşıklık etkinsizlik ve yolsuzluk demektir, bu unutulmamalı.
Haftaya zorunlu gelir beyanı konusunu bu meselenin bir ön koşulu olarak açacağım.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.06.2025
30.05.2025
29.05.2025
13.05.2025
29.04.2025
22.04.2025
19.04.2025
15.04.2025
4.04.2025
1.04.2025