Eser KARAKAŞ
Yazıma başlarken öncelikle Milgem Projesi hakkında kısa bir bilgi (Wikipedia): “MİLGEM ya da tam adıyla Millî Gemi, Türkiye Cumhuriyeti'nin ulusal bir savaş gemisi programıdır. Türk Deniz Kuvvetleri tarafından yönetilen proje, keşif, gözetleme, erken uyarı, denizaltı karşıtı savaş, yüzeyden yüzeye savaş, yüzeyden havaya savaş ve amfibi operasyonlar dahil olmak üzere bir dizi görevde kullanılabilecek çok amaçlı korvet ve fırkateynler geliştirmeyi hedeflemektedir. 2018 yılı itibarıyla MİLGEM projesi, Türk Deniz Kuvvetleri'ne yönelik dört Ada sınıfı anti-denizaltı savaş korveti ve bir İstihbarat korveti, dört İstif sınıfı çok amaçlı fırkateyn ve yedi TF2000 sınıfı hava savunma muhribi/destroyeri ile Pakistan Deniz Kuvvetleri için dört Cinnah sınıfı korvetin yapımını kapsamaktadır.”
Yazımda ülkemizin kısıtlı kaynakları ile savaş enstrümanları üretme işine girmesinin mantığını tartışmaya açmayacağım, her ülke bir ölçüde ya bunu yapıyor ya da savaş silahları ithal ediyor, böyle bir ortamda birileri de bu üretimin alternatifinin olmadığını söyleyebilir; bu alanda en güvenilir kaynak olan SIPRI araştırmaları da maalesef küresel ölçekte ülkelerin silahlanmaya daha fazla kaynak aktardığını gösteriyor, bu da küresel bir cinnet durumu ama durum bu.
MALİ PORTESİ 5 MİLYAR DOLAR
Türkiye Milgem Projesi çerçevesinde Pakistan’a dört adet korvet üretiyor; detaylara girmeyeceğim, Pakistan ile görüşmeler 2018’de sonuçlanmış galiba, muhtemelen gerekli ihale süreçlerini Pakistan gerçekleştirmiş (bu konu zaten Pakistan’ın işi), Türkiye de üretimi sözleşme çerçevesinde yapıyor ve belirli bir tarihte de korvetleri Pakistan’a teslim edecek; bu işin mali portesi de beş milyar dolar düzeyinde.
Pakistan’a bu silah satışı meselesi aklıma ister istemez Fransa’nın Pakistan’a sattığı denizaltılar meselesi ve bu konunun geldiği noktayı hatırlattı; çok açıkça belirtiyorum, iki konu arasında asla bir bağlantı kurmuyorum, böyle bir iddiam yok, olamaz da, zaten İnşallah da meselenin benzerliği sadece Türkiye ve Fransa’nın Pakistan’a silah satışı ile sınırlıdır.
‘RETROKOMİSYON’ KUŞKUSU
Fransa’da bu konu “Karachi meselesi” diye biliniyor, konu hala yargıda, eski Başbakan Edouard Balladur ve başkaları yargılanıyor.
Anahtar kelime bu konuda “retrokomisyon”, Türkçe'ye nasıl çevrilecek bilemiyorum, aşağıda konuyu anlatacağım.
Pakistan denizaltı alırken muhtemelen bir uluslararası ihale açıyor, farklı ülkeler fiyat veriyorlar ama bu arada maalesef, işin tabiatında mı var acaba, ihaleyi açan ülke/kurum komisyon da istiyor ve hangi ülke daha yüksek komisyon (rüşvet?) verirse o daha şanslı oluyor.
Diyelim, Pakistan bir ülkeden on dolar komisyon talep ediyor ve ihaleyi o ülkeye veriyor ama o ülkenin, ihracatçı ülkenin yetkilisi “biz size on dolar değil, on beş dolar komisyon vereceğiz, işi garantiye alalım” diyor.
Ancak, mesele, işi garantiye almaktan ziyade, başka bir şey; on dolar komisyona razı olan ihale açan ülke makamı, on beş doları alıyor ama beş dolarını illegal biçimde tekrar komisyonu veren ülkenin yetkilisine banka sistemi dışında, mesela arabalarla gelen valizler içinde geri veriyor.
İşte retrokomisyon bu; istediğiniz biçimde Türkçe'ye çevirebilirsiniz.
Bu beş doları da alan üretici ülke yetkilisi bu parayı ister kendi hesabına geçiriyor, isterse de siyasetin finansmanında, seçim harcamalarında kullanıyor.
İşin ilginç başka bir yanı da bu komisyonun (rüşvet), komisyonu ihaleyi almak için veren ülkenin kamu hesaplarında görülebilmesi yani bir biçimde resmileştirilmesi.
Kamu hesaplarında, Sayıştay da denetliyor, vize veriyor, gözüken on beş dolar komisyonun beş doları bir bürokrata ya da siyasetçiye, siyasi partiye gidiyor yani en iyi ihtimal bir siyasi adayın seçim propagandası vergi mükellefine finanse ettirilmiş oluyor.
Türkiye’nin Pakistan’a sattığı dört Cinnah modeli korvetin bedeli beş milyar dolar dolayında.;
Bu ihaleyi Türkiye alırken acaba ne kadar komisyon ödendi?; hiç ödenmemiş olması ihtimalini düşük görüyorum.
Arada hangi komisyoncular ne kadar komisyon aldılar?
İnsanın aklına bu tür sorular takılmıyor değil doğrusu.
Yazarlar
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları



















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.12.2025
18.12.2025
8.12.2025
1.12.2025
26.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
3.11.2025
28.10.2025
23.10.2025