Fehim TAŞTEKİN
Ukrayna savaşı nedeniyle Rusya’ya yaptırımların yol açtığı enerji krizi Batı-Körfez ilişkilerinde ilave bir katalizör. Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Devlet Başkanı Muhammed bin Zayid’in (MbZ) Elysee Sarayı’nda ağırlanmasının ardından sıra Kaşıkçı cinayeti nedeniyle adı ‘Testere Babası’na (Ebu Minşar) çıkan Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’a (MbS) geldi.
26 Temmuz’da Atina’ya 30 kişilik işadamı heyetiyle çıkarma yapıp önemli anlaşmalara imza atan MbS’nin bugünkü durağı Paris.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “kesemiz dolar” hesabıyla Cidde’ye gidip sonra Ankara’da alayıvalayla ‘kral’ gibi ağırladığı MbS’nin ziyaretine çok çene yoruldu. Koca bir ülke zenginin malını çekiştiren züğürt gibiydi.
MbS’nin hazirandaki orijinal ziyaret planı önce Türkiye’de Erdoğan’ı sevindirip devamında Atina ve Lefkoşa’ya geçerek üzmeye ayarlıydı. Hesapta Türkiye ile normalleşme adımını Yunanistan ve Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti ile dostlukları pekiştirerek dengeleyecekti. Sonra ziyaret sarktı. Muhtemelen Veliaht Prens’in tek taşla iki kuş hesabı Ankara’da sıkıntı yarattı. Erdoğan tam o sırada Araplarla normalleşirken gerilim ihtiyacını Ege’de suları yeniden köpürterek giderme yolundaydı. ABD Kongresi’nde Türkiye’yi şikâyet eden Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis’e "Artık benim için Miçotakis diye birisi yok” diye çıkışmıştı. Kıbrıslı Rumlar da Ankara’nın ilan ettiği münhasır ekonomik bölge sınırlarıyla çakışan 6 numaralı parselde gaz aramaya başlamıştı. MbS’nin gezisi böylesi bir restleşme üzerine geliyordu. Doğrusu bu iklimde MbS’nin Ankara’da açmayacağı keseyi Atina’da şıngırdatması epey gürültü çıkarırdı. Haliyle ilk gezi Yunanistan ve Kıbrıs çıkartılarak Ürdün, Mısır ve Türkiye’yle sınırlı tutuldu.
Yunanistan ve Fransa’yı kapsayan ikinci tur Kaşıkçı’nın öldürüldüğü 2018’den bu yana MbS’nin Avrupa’da kucaklanması bakımından bir ilk. Tabii Veliaht Prens’in diplomatik yalnızlığının kırılmasında Riyad’ı ziyaret eden Miçotakis’in yanı sıra Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un yeri büyüktü.
Batı’nın değerler diplomasisi ya da insan hakları ve demokratik değerleri önceleyen dış politika palavrasına inananlar, MbS’nin gördüğü ihtiramın yarattığı çelişki deryasında nefessiz kalabilirler. Diktatörler ve zorbalarla çalışma konusundaki sicillerini gizlemekte ustalar. Tabii eski ABD Başkanı Donald Trump gibi bazıları maske kullanma gereği duymuyor. Trump 2017’de Fox TV’de Bill O'Reilly’in Rusya lideri Vladimir Putin için “katil” ifadesini kullanması üzerine, "Bir sürü katil var. Sence ülkemiz bu kadar masum mu? Sizce ülkemiz bu kadar masum mu?" deyivermişti.
ATİNA’DA SUUDİLERLE STRATEJİK ANLAŞMALAR
MbS, Atina’da Maksimos Sarayı’nda Miçotakis’in yüzünü güldürecek anlaşmalara imza attı. Epey yakınlık gösterdi; "Yunanistan'a eli boş gelmeyeceğime dair size söz vermiştim. Hem iki ülke hem de tüm bölge için oyunun kurallarını değiştirecek çok şeyimiz var” dedi. İki ülke Avrupa'yı Asya'ya bağlayacak denizaltı ve karasal veri iletim kablosu döşeme projesi için imzaları attı. "Doğu'dan Akdeniz'e Veri Koridoru" adı verilen proje, Suudi STC ve Yunan TTSA'ya ait MENA HUB tarafından geliştiriliyor. Yunanistan kamu enerji şirketi PPC ve Rum CYTA de projeye ortak.
Avrupa'yı Asya'ya bağlarken Yunanistan'ı Güneydoğu Avrupa’da veri depolama ve dağıtım merkezine dönüştürecek proje 2025’te tamamlanacak. Anlaşmaya göre 33 ülkede 39 istasyonu birbirine bağlayacak koridor çerçevesinde Attika ve Girit’te iki veri merkezi kurulacak. Ayrılacak toplam bütçe 1 milyar Euro.
MbS başka hedeflerden de bahsetti:
“Elektrik şebekesini birbirine bağlayarak Yunanistan üzerinden Güneybatı Avrupa’ya çok daha ucuz yenilenebilir enerji sağlayabiliriz. Yunanistan'ı hidrojen açısından Avrupa için bir merkez haline getirmekle de ilgileniyoruz. Bu her iki ülke için de oyunun kurallarını değiştiriyor. Ayrıca telekomünikasyon ağının ara bağlantısı üzerinde çalışıyoruz.”
Miçotakis illaki “Allah razı olsun” demiştir. Diplomatik açıdan dengi olmadığı halde MbS’yi uçağının merdivenlerine kadar giderek uğurlayan Erdoğan bu tablo karşısında ne demiştir, onu da lüzumsuz etrafı bilir.
Atina’da Arabistan-Yunan Stratejik Ortaklık Konseyi’nin kurulması da kararlaştırıldı. Ayrıca enerji, güvenlik, savunma, sağlık dahil farklı alanlarda 9 anlaşma imzalandı. Atina’da imzalanan anlaşmaların altyapısı için marttan beri teknik çalışmalar yürütülüyordu.
DOĞU AKDENİZ’DE BOZULMAK İSTENEN DENKLEM YERLİ YERİNDE
MbS’nin bonkör ziyareti, Erdoğan’ın “Mavi Vatan” ülküsünün arkasından saldığı gemilerle caydırıcılık inşa etmeye kalkışıp AB’nin yaptırımları ve ABD’nin Atina’dan yana tutumu karşısında geri adım attığı Doğu Akdeniz denkleminde Yunan-Arap dayanışmasının pörsümediğini teyit ediyor. Halbuki Erdoğan Mısır, İsrail ve Körfez ülkeleri ile ilişkileri normalleştirirken Doğu Akdeniz'de Yunanistan’ı yalnızlaştırmayı hedefliyordu.
Atina’nın BAE ile de savunma işbirliği anlaşması var. Körfez ülkeleriyle ilişkilere savunma boyutunu katmak kuşkusuz suyun bu yakasında can sıkıcı. Türkiye’nin Irak, Suriye ve Libya’daki askeri hamlelerinin yanı sıra Katar ve Somali’de üs edinmesini ‘Yeni Osmanlıcılık’ olarak görüp tehdit algısını yükselten Suud-Emirlikler-Mısır ekseninin Yunanistan’la ortaklığı Ankara’ya bir yanıt gibi duruyor. Yunanistan, Yemen’den gelen roketlerle bunalan Suudi Arabistan’a Eylül 2021’de bir Patriot göndermişti. Mart 2021’de de Suudiler F15-C jetleriyle Girit’teki tatbikata katılarak Doğu Akdeniz’deki gerilimde tarafını belli etmişti. Bunlar, iki ülke ilişkilerine savunma boyutu katan adımlardı.
MACRON’UN SEVGİLİ PRENSLERİ
Biden’ın petrol arzını artırma ve İsrail’le normalleşme talebiyle gerçekleştirdiği Cidde ziyaretiyle ‘parya’ pozisyonundan çıkan MbS, Atina ve Paris temaslarıyla da diplomatik tecridini iyice yarmış oluyor.
Fransız diplomasisi MbS’yi Élysée Sarayı’nda ağırlamanın yaratacağı baskıyı bertaraf etmek için peşinen laf makarasını döndürüyor: “Bölgesel ve uluslararası gelişmeler, güvenlik ve istikrarın korunması, terörle mücadele görüşmenin odağında olacak.”
Çıkarlar baş tacıdır, gerisi laf-ı güzaf!
Macron, MbZ ve MbS ile yakın mesaisini Amerikan başkanına yaranırken de kullanıyor. Ukrayna’da Amerikan-İngiliz oyunuyla kafalarına düşen taşlarla afallasalar da Neoliberal kliğin parlak çocukları asıl kıbleden sapamıyor. G7 zirvesi sırasında Fransız liderin, MbZ ile petrol arzının artırılması konusundaki diyalogunu aktarmak için Biden’ın peşi sıra koşup kendini küçük düşürmesi ibretlikti.
Fransızların Suudilerle yolları özel önem verdikleri Lübnan’da da kesişiyor. Macron’un nefesi Lübnan’da siyaseti kurmak için yetmeyeceği için Suudi nüfusuna da bakıyor. O da yetmiyor ya!
Macron ve MbS’nin asıl gündeminde olan şey enerji krizi. Yanı sıra bir stratejik işbirliği konseyi oluşturmak, enerji alanında işbirliğini artırmak, gemi ve firkateyn üretimi konusunda ortaklık alanlarını değerlendirmek var. Asıl gündemi biraz süslemek için İran’la nükleer pazarlıklar, Yemen’deki savaş, Lübnan’daki siyasi kriz ve öteki bölgesel meselelerde meze yapacaklar. Rus gazı ve petrolüne alternatif kaynak arayan Avrupa kışın soğuğunu şimdiden iliklerinde hissediyor. O yüzden MbS ve MbZ pek kıymetli.
Suudiler Amerikan ortaklığında güven kaybı yaşarken askeri alanda Çin’in yanı sıra Fransa’ya da el verdi. İki-üç yıldır böylesi bir eğilim var. Biden’ı Amerikan teraneleri etrafında ortakları toparlama turuna çıkaran önemli faktörlerden biri de buydu. MbS teknoloji transfer edebileceği ortaklıklarla yerli savunma sanayiini geliştirmek; hassaten roket, gemi ve uçak yapımına ağırlık vermek istiyor. İran’dan geri kalmamak ve petrolün biteceği güne hazır olmak için nükleer enerji de gündemlerinde.
ONURSUZ MADALYALAR
Macron, 19 Temmuz’da da MbZ’yi ağırlamıştı. Hidrojen, yenilenebilir ve nükleer enerji alanlarında ortak yatırım projeleri üzerinde durulmuştu. İş adamları konseyinin kurulması kararlaştırılmıştı. Abu Dabi Ulusal Petrol Şirketi ile Total arasında akaryakıt tedariki konusunda çok önem atfedilen bir anlaşma sağlandı. Ciddi hedefler konulunca MbZ’ye Fransa’nın en yüksek dereceli devlet nişanı Legion d’Honneur'ü vermemek olmazdı. Fransızlar geçen yıl Emirliklere 14 milyar avro değerinde 80 Rafale savaş uçağı satışını öngören anlaşmayla huzura ermişti. Aralık 2021’de Macron’un Cidde ziyaretinden Fransız şirketler 27 işbirliği anlaşmasıyla dönmüştü.
Epey bir zaman Erdoğan’ın bölgesel politikalarına karşı Arap yakasında BAE-Suud-Mısır üçlüsü birlikte anıldığından Abdulfettah el Sisi’nin Avrupa’daki mesaisini de eklemezsek tablo eksik kalır. Sisi’nin Müslüman Kardeşler’i devirdiği 2013’ten bu yana Batı’dan Mısır’a silah akıyor. 2013-2020 arasında farklı Avrupa ülkelerinden Mısır’la yapılan silah anlaşmalarının değeri 11 milyar dolar.
Macron, MbZ’den iki gün sonra yani 22 Temmuz’da Sisi’yi ağırladı. Enerji ve gıda güvenliği başta olmak üzere gündemleri bir hayli yüklüydü.
Lafı demokrat Batı’nın Suudi aşkıyla bağlarsak; diyeceğim o ki, Riyad’ın 2030 vizyon programıyla öngördüğü 6 trilyon dolar yatırım hepsinin başını döndürüyor. Biri Kaşıkçı mı dedi?
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları




































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
5.10.2025
25.09.2025
15.09.2025
9.09.2025
1.09.2025
26.08.2025