Fehim TAŞTEKİN
Ukrayna savaşı nedeniyle Rusya’ya yaptırımların yol açtığı enerji krizi Batı-Körfez ilişkilerinde ilave bir katalizör. Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Devlet Başkanı Muhammed bin Zayid’in (MbZ) Elysee Sarayı’nda ağırlanmasının ardından sıra Kaşıkçı cinayeti nedeniyle adı ‘Testere Babası’na (Ebu Minşar) çıkan Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’a (MbS) geldi.
26 Temmuz’da Atina’ya 30 kişilik işadamı heyetiyle çıkarma yapıp önemli anlaşmalara imza atan MbS’nin bugünkü durağı Paris.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “kesemiz dolar” hesabıyla Cidde’ye gidip sonra Ankara’da alayıvalayla ‘kral’ gibi ağırladığı MbS’nin ziyaretine çok çene yoruldu. Koca bir ülke zenginin malını çekiştiren züğürt gibiydi.
MbS’nin hazirandaki orijinal ziyaret planı önce Türkiye’de Erdoğan’ı sevindirip devamında Atina ve Lefkoşa’ya geçerek üzmeye ayarlıydı. Hesapta Türkiye ile normalleşme adımını Yunanistan ve Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti ile dostlukları pekiştirerek dengeleyecekti. Sonra ziyaret sarktı. Muhtemelen Veliaht Prens’in tek taşla iki kuş hesabı Ankara’da sıkıntı yarattı. Erdoğan tam o sırada Araplarla normalleşirken gerilim ihtiyacını Ege’de suları yeniden köpürterek giderme yolundaydı. ABD Kongresi’nde Türkiye’yi şikâyet eden Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis’e "Artık benim için Miçotakis diye birisi yok” diye çıkışmıştı. Kıbrıslı Rumlar da Ankara’nın ilan ettiği münhasır ekonomik bölge sınırlarıyla çakışan 6 numaralı parselde gaz aramaya başlamıştı. MbS’nin gezisi böylesi bir restleşme üzerine geliyordu. Doğrusu bu iklimde MbS’nin Ankara’da açmayacağı keseyi Atina’da şıngırdatması epey gürültü çıkarırdı. Haliyle ilk gezi Yunanistan ve Kıbrıs çıkartılarak Ürdün, Mısır ve Türkiye’yle sınırlı tutuldu.
Yunanistan ve Fransa’yı kapsayan ikinci tur Kaşıkçı’nın öldürüldüğü 2018’den bu yana MbS’nin Avrupa’da kucaklanması bakımından bir ilk. Tabii Veliaht Prens’in diplomatik yalnızlığının kırılmasında Riyad’ı ziyaret eden Miçotakis’in yanı sıra Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un yeri büyüktü.
Batı’nın değerler diplomasisi ya da insan hakları ve demokratik değerleri önceleyen dış politika palavrasına inananlar, MbS’nin gördüğü ihtiramın yarattığı çelişki deryasında nefessiz kalabilirler. Diktatörler ve zorbalarla çalışma konusundaki sicillerini gizlemekte ustalar. Tabii eski ABD Başkanı Donald Trump gibi bazıları maske kullanma gereği duymuyor. Trump 2017’de Fox TV’de Bill O'Reilly’in Rusya lideri Vladimir Putin için “katil” ifadesini kullanması üzerine, "Bir sürü katil var. Sence ülkemiz bu kadar masum mu? Sizce ülkemiz bu kadar masum mu?" deyivermişti.
ATİNA’DA SUUDİLERLE STRATEJİK ANLAŞMALAR
MbS, Atina’da Maksimos Sarayı’nda Miçotakis’in yüzünü güldürecek anlaşmalara imza attı. Epey yakınlık gösterdi; "Yunanistan'a eli boş gelmeyeceğime dair size söz vermiştim. Hem iki ülke hem de tüm bölge için oyunun kurallarını değiştirecek çok şeyimiz var” dedi. İki ülke Avrupa'yı Asya'ya bağlayacak denizaltı ve karasal veri iletim kablosu döşeme projesi için imzaları attı. "Doğu'dan Akdeniz'e Veri Koridoru" adı verilen proje, Suudi STC ve Yunan TTSA'ya ait MENA HUB tarafından geliştiriliyor. Yunanistan kamu enerji şirketi PPC ve Rum CYTA de projeye ortak.
Avrupa'yı Asya'ya bağlarken Yunanistan'ı Güneydoğu Avrupa’da veri depolama ve dağıtım merkezine dönüştürecek proje 2025’te tamamlanacak. Anlaşmaya göre 33 ülkede 39 istasyonu birbirine bağlayacak koridor çerçevesinde Attika ve Girit’te iki veri merkezi kurulacak. Ayrılacak toplam bütçe 1 milyar Euro.
MbS başka hedeflerden de bahsetti:
“Elektrik şebekesini birbirine bağlayarak Yunanistan üzerinden Güneybatı Avrupa’ya çok daha ucuz yenilenebilir enerji sağlayabiliriz. Yunanistan'ı hidrojen açısından Avrupa için bir merkez haline getirmekle de ilgileniyoruz. Bu her iki ülke için de oyunun kurallarını değiştiriyor. Ayrıca telekomünikasyon ağının ara bağlantısı üzerinde çalışıyoruz.”
Miçotakis illaki “Allah razı olsun” demiştir. Diplomatik açıdan dengi olmadığı halde MbS’yi uçağının merdivenlerine kadar giderek uğurlayan Erdoğan bu tablo karşısında ne demiştir, onu da lüzumsuz etrafı bilir.
Atina’da Arabistan-Yunan Stratejik Ortaklık Konseyi’nin kurulması da kararlaştırıldı. Ayrıca enerji, güvenlik, savunma, sağlık dahil farklı alanlarda 9 anlaşma imzalandı. Atina’da imzalanan anlaşmaların altyapısı için marttan beri teknik çalışmalar yürütülüyordu.
DOĞU AKDENİZ’DE BOZULMAK İSTENEN DENKLEM YERLİ YERİNDE
MbS’nin bonkör ziyareti, Erdoğan’ın “Mavi Vatan” ülküsünün arkasından saldığı gemilerle caydırıcılık inşa etmeye kalkışıp AB’nin yaptırımları ve ABD’nin Atina’dan yana tutumu karşısında geri adım attığı Doğu Akdeniz denkleminde Yunan-Arap dayanışmasının pörsümediğini teyit ediyor. Halbuki Erdoğan Mısır, İsrail ve Körfez ülkeleri ile ilişkileri normalleştirirken Doğu Akdeniz'de Yunanistan’ı yalnızlaştırmayı hedefliyordu.
Atina’nın BAE ile de savunma işbirliği anlaşması var. Körfez ülkeleriyle ilişkilere savunma boyutunu katmak kuşkusuz suyun bu yakasında can sıkıcı. Türkiye’nin Irak, Suriye ve Libya’daki askeri hamlelerinin yanı sıra Katar ve Somali’de üs edinmesini ‘Yeni Osmanlıcılık’ olarak görüp tehdit algısını yükselten Suud-Emirlikler-Mısır ekseninin Yunanistan’la ortaklığı Ankara’ya bir yanıt gibi duruyor. Yunanistan, Yemen’den gelen roketlerle bunalan Suudi Arabistan’a Eylül 2021’de bir Patriot göndermişti. Mart 2021’de de Suudiler F15-C jetleriyle Girit’teki tatbikata katılarak Doğu Akdeniz’deki gerilimde tarafını belli etmişti. Bunlar, iki ülke ilişkilerine savunma boyutu katan adımlardı.
MACRON’UN SEVGİLİ PRENSLERİ
Biden’ın petrol arzını artırma ve İsrail’le normalleşme talebiyle gerçekleştirdiği Cidde ziyaretiyle ‘parya’ pozisyonundan çıkan MbS, Atina ve Paris temaslarıyla da diplomatik tecridini iyice yarmış oluyor.
Fransız diplomasisi MbS’yi Élysée Sarayı’nda ağırlamanın yaratacağı baskıyı bertaraf etmek için peşinen laf makarasını döndürüyor: “Bölgesel ve uluslararası gelişmeler, güvenlik ve istikrarın korunması, terörle mücadele görüşmenin odağında olacak.”
Çıkarlar baş tacıdır, gerisi laf-ı güzaf!
Macron, MbZ ve MbS ile yakın mesaisini Amerikan başkanına yaranırken de kullanıyor. Ukrayna’da Amerikan-İngiliz oyunuyla kafalarına düşen taşlarla afallasalar da Neoliberal kliğin parlak çocukları asıl kıbleden sapamıyor. G7 zirvesi sırasında Fransız liderin, MbZ ile petrol arzının artırılması konusundaki diyalogunu aktarmak için Biden’ın peşi sıra koşup kendini küçük düşürmesi ibretlikti.
Fransızların Suudilerle yolları özel önem verdikleri Lübnan’da da kesişiyor. Macron’un nefesi Lübnan’da siyaseti kurmak için yetmeyeceği için Suudi nüfusuna da bakıyor. O da yetmiyor ya!
Macron ve MbS’nin asıl gündeminde olan şey enerji krizi. Yanı sıra bir stratejik işbirliği konseyi oluşturmak, enerji alanında işbirliğini artırmak, gemi ve firkateyn üretimi konusunda ortaklık alanlarını değerlendirmek var. Asıl gündemi biraz süslemek için İran’la nükleer pazarlıklar, Yemen’deki savaş, Lübnan’daki siyasi kriz ve öteki bölgesel meselelerde meze yapacaklar. Rus gazı ve petrolüne alternatif kaynak arayan Avrupa kışın soğuğunu şimdiden iliklerinde hissediyor. O yüzden MbS ve MbZ pek kıymetli.
Suudiler Amerikan ortaklığında güven kaybı yaşarken askeri alanda Çin’in yanı sıra Fransa’ya da el verdi. İki-üç yıldır böylesi bir eğilim var. Biden’ı Amerikan teraneleri etrafında ortakları toparlama turuna çıkaran önemli faktörlerden biri de buydu. MbS teknoloji transfer edebileceği ortaklıklarla yerli savunma sanayiini geliştirmek; hassaten roket, gemi ve uçak yapımına ağırlık vermek istiyor. İran’dan geri kalmamak ve petrolün biteceği güne hazır olmak için nükleer enerji de gündemlerinde.
ONURSUZ MADALYALAR
Macron, 19 Temmuz’da da MbZ’yi ağırlamıştı. Hidrojen, yenilenebilir ve nükleer enerji alanlarında ortak yatırım projeleri üzerinde durulmuştu. İş adamları konseyinin kurulması kararlaştırılmıştı. Abu Dabi Ulusal Petrol Şirketi ile Total arasında akaryakıt tedariki konusunda çok önem atfedilen bir anlaşma sağlandı. Ciddi hedefler konulunca MbZ’ye Fransa’nın en yüksek dereceli devlet nişanı Legion d’Honneur'ü vermemek olmazdı. Fransızlar geçen yıl Emirliklere 14 milyar avro değerinde 80 Rafale savaş uçağı satışını öngören anlaşmayla huzura ermişti. Aralık 2021’de Macron’un Cidde ziyaretinden Fransız şirketler 27 işbirliği anlaşmasıyla dönmüştü.
Epey bir zaman Erdoğan’ın bölgesel politikalarına karşı Arap yakasında BAE-Suud-Mısır üçlüsü birlikte anıldığından Abdulfettah el Sisi’nin Avrupa’daki mesaisini de eklemezsek tablo eksik kalır. Sisi’nin Müslüman Kardeşler’i devirdiği 2013’ten bu yana Batı’dan Mısır’a silah akıyor. 2013-2020 arasında farklı Avrupa ülkelerinden Mısır’la yapılan silah anlaşmalarının değeri 11 milyar dolar.
Macron, MbZ’den iki gün sonra yani 22 Temmuz’da Sisi’yi ağırladı. Enerji ve gıda güvenliği başta olmak üzere gündemleri bir hayli yüklüydü.
Lafı demokrat Batı’nın Suudi aşkıyla bağlarsak; diyeceğim o ki, Riyad’ın 2030 vizyon programıyla öngördüğü 6 trilyon dolar yatırım hepsinin başını döndürüyor. Biri Kaşıkçı mı dedi?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.06.2025
29.05.2025
10.03.2025
6.03.2025
3.03.2025
27.02.2025
24.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
7.02.2025