Fehim TAŞTEKİN
Rojava ile birlikte bütün bu coğrafyadaki değişimi tersine çevirmek için geliştirilen söylem, “İnlerine gireceğiz.” Hangi in? Mesele, 160 km uzunluğunda bir alana yayılmış olan Kandil silsilesini çok aşmış, şehirlerde yapılanmalara dönüşmüş durumda. Kürt sorununun çözülmediği her zaman dilimi, PKK çizgisinin daha büyük bir coğrafyada yatay ve dikey genişlemesine yarıyor.
“Huzurumuza, refahımıza kastedenlere hayat hakkı tanımayacağız. İçeride ve dışarıda.”
Irak Kürdistan’ında PKK’ye karşı hava bombardımanı sırasında yaşanan sivil kayıplar üzerine Türk üssünü basan Kürtlerle ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözü bu.
Ortadoğu’ya düzen vermekten Türkiye’yle uyumsuz her şeyi düzlemeye dönüşen müdahaleciliği betimliyor. Caydırıcı, cezalandırıcı, yok edici… Barışçıl çözüm seçeneklerini tepeleyip çatışmayı yücelten Cumhur İttifakı’nın kimyasına uygun bir dizin.
“Huzurumuz kutsaldır!”
Kimin huzuru kutsal değildir? Kutsalı olan, başkasının huzurunu da kutsal bilendir.
2011’den itibaren Libyalı, Arabistanlı, Yemenli, Ürdünlü, Mısırlı, Cezayirli, Faslı, Kafkasyalı, Doğu Türkistanlı onbinlerce cihatçı Suriye’nin huzuru için geldikleri için mi Türkiye sınırlarında VIP muamelesi gördü? Yemen ve Libya limanlarında silahlarla yakalanan Türk gemileri huzur için mi seyrüsefer halindeydi?
Hükümet ‘terörle mücadele’ konseptini, yol açacağı sorunlarla baş edemeyecek kadar genişletmede ısrar ediyor. Suriye’de Afrin’den Fırat’ın doğusunda 490 km’lik şeride, Irak tarafında Kandil dağ silsilesinden Şengal’e ve ülkenin orta yerinde Mahmur’a kadar geniş bir coğrafya ‘terörle mücadele’ alanı olarak tanımlanıyor. Tahran’ın onayına bağlı olarak kısmen İran toprakları da bu alana dahil.
Irak Kürdistan’ındaki kaynaklara göre Türkiye’nin son zamanlarda yürüttüğü hava operasyonları sırasında ölen sivillerin sayısı 20’yi buldu. 26 Ocak’ta Duhok’un Amedi ilçesine bağlı Şiladze’den bir grubun Sire’deki Türk askeri karargâhını basmasına sebep de hava saldırılarıydı. Deraluk bölgesindeki Geli Reşava köyünde düzenlenen saldırılarda 22 Ocak’ta 4, 25 Ocak’ta 2 sivil öldü. Milli Savunma Bakanlığı bu operasyonlarla ilgili “21 bölücü terörist etkisiz hale getirilmiştir” demişti. Karargâh etrafındaki olaylar sırasında bir gösterici öldü, 15’i yaralandı. Türk askerinin kaldığı odalar, araçlar ve iki tank ateşe verildi.
Erdoğan, “Bugün Kuzey Irak’ta yanlış yapmak istediler. İHA’lar, uçaklar kalktı. Hepsi dağıldı” dedi. Ardından girişte yazdığım cümleyi söyledi. Milli Savunma Bakanlığı, “PKK terör örgütünün provokasyonu neticesinde bir saldırı gerçekleşmiştir” açıklamasını yaptı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da PKK’yi sorumlu tuttu: “Yerel halkı kışkırtmaya başladılar. Arkasında PKK’nın olduğunu biliyoruz.”
Bölgeye Peşmerge güçlerini gönderen Kürdistan Bölgesel Hükümeti de Ankara’yı yatıştıracak bir beyanata bulundu: “Olayların arkasında kaos çıkarmak isteyen eller var. Soruşturma sonucunda provokatörler cezalandırılacaktır.”
***
Durumun tartışılmasını ve anlaşılmasını istemiyorsanız basitçe her şeyi provokasyona bağlayabilirsiniz. Bu izahat, hakikat adına “siviller öldü” demeyi bile ‘terör propagandası’ sayan siyasal iklimde zihinlerde durulma yaratıyor. Bu olay, Türkiye’nin insansız hava araçlarının ağırlık kazanmasına paralel olarak ‘hedef gözeten isabetli atışlar’ yapıldığına dair iddialı yeni terörle mücadele stratejisinin önündeki handikaplara işaret ediyor.
Karargâhın önüne gelip bir bildiri okuyan göstericilerin üç talebi vardı:
– Türkiye hava operasyonlarına son versin
– Bölgedeki Türk askerleri çekilsin ve egemenliğe saygı gösterilsin.
– PKK topraklarımızı terk etsin.
Yani sivil ölümlerin beslediği öfke sadece Türkiye değil PKK’yi de hedef alıyor. Kuşkusuz PKK kamplarının bulunduğu alanlarda köylülerle etkileşimi var. Ama bu insanlar çatışmaların bedelini ödemek de istemiyor. Bu bölgedeki Kürtlerle ilgili başka siyasal bir realite de şu: Kani Mase, Bamırne, Amedi gibi yerlerde tarihsel olarak Barzanilerle ya da Kürdistan Demokrat Partisi’yle (KDP) husumeti olan Kürt aşiretleri yaşıyor. Üssü basanlar da Rekani aşiretinden insanlar. Buradaki Kürtler bu husumet nedeniyle Saddam döneminde KDP’ye karşı Bağdat’tan yana oldular. 1990 sonrası KDP, PKK’ye karşı Türkiye ile birlikte savaşa girdiğinde bölgenin Kürtleri farklı bir pozisyon almıştı. Bu süreçte bölgedeki Kürtler, Kürdistan Yurtseverler Birliği’ne (KYB) kaymıştı. Ancak Kürdistan Bölgesel Hükümeti’nin inşası sürecinde KDP tekrar güç kazanınca Kürtlerden bir kısmı KDP’ye katıldı, bir kısmı Musul gibi yerlere gitti. KDP alanlarında rahat hareket edemeyen PKK, KYB’nin bölgelerinde nispeten daha fazla ağa sahip. Üst düzey iki MİT görevlisinin Ağustos 2017’de Süleymaniye yakınlarında kaçırılmasının ardından Türkiye’nin baskısıyla KYB’nin PKK’ye karşı aldığı önlemler de durumu fazla değiştirmiyor. Şengal gibi gri alanlarda ise PKK çizgisi daha kolay damar bulabiliyor.
Bu bölgeyle ilgili bir diğer husus: Ekonomik olarak daha geri bırakılmış olan bölgede İslamcı Kürtler giderek palazlanıyor. Bu tür tepkilerin gelişmesi şaşırtıcı değil.
Bunun ötesinde Türkiye’nin güneydeki üsleri ve sınır ötesi operasyonlarıyla ilgili rahatsızlık hem Kürdistan hem de Irak siyasetinde belirginlik kazanıyor. KDP, Türkiye ile ilişkilerin hatırına PKK’ye karşı yürütülen mücadelenin bir parçası olageldi. Ancak içeride farklı meydan okumalarla karşı karşıya kalan KDP, PKK’ye karşı hassasiyetini sürdürse de eskisi kadar bu savaşa aracılık etmek istemiyor. Bölgeden bir gazeteci dostumun son olayla ilgili yorumu şöyle:
“İnsanlar karargâhı basmaya gitmedi. Aileler ölümleri protesto etmek için bir bildiri okudu. Ancak kalabalığa ateş açılması üzerine olaylar büyüdü. Ama işin ilginç tarafı, KDP zamanında müdahale etmedi. Bu soru işaretidir. Belki bunun üzerinden bir siyaset oluşturmak ve Irak hükümeti üzerinden ‘PKK ve Türk askeri çıksın’ diye bir kampanya başlatmak istiyor.”
Bu konuda Bağdat’ta da artan bir hassasiyet sözkonusu. Irak’la diplomatik temasların ana gündem maddelerinden biri artık Musul yakınlarındaki Beşika dahil tüm üslerin boşaltılması. Bu mesele Irak’la normalleşme çabalarının önündeki en önemli engel. Irak hükümeti IŞİD’le savaşı bitirip kontrolü ele aldıkça bu konuda daha keskin bir politika izleyebilir.
***
Ankara askeri çözümde ısrar ediyor. Fakat önümüzde çok yalın bir gerçek uzanıyor: Yıllardır kuzeydoğu hattında Kandil, Ranya ve Bahdinan bölgelerinde etkin olan PKK, 2014’ten itibaren IŞİD ile mücadelede Şengal, Kerkük ve Celevle gibi yerlerde de nüfuzunu artırdı. Rojava ile birlikte bütün bu coğrafyadaki değişimi tersine çevirmek için geliştirilen söylem, “İnlerine gireceğiz.” Hangi in? Mesele, 160 km uzunluğunda bir alana yayılmış olan Kandil silsilesini çok aşmış, şehirlerde yapılanmalara dönüşmüş durumda. Kürt sorununun çözülmediği her zaman dilimi, PKK çizgisinin daha büyük bir coğrafyada yatay ve dikey genişlemesine yarıyor. Sadece sahada değil Türk diplomasisinin önemli bütün ayaklarında, Kürt sorununun yarattığı açmazlarla boğuşuluyor. Yakıcı bir gerçeğe, gerçekçi bir yaklaşım gerekiyor. Sorun, İHA’larla, yeni üslerle, tamponlarla ihata edilebilecek kadar konsantre değil. İşte bu yüzden Kürt sorununa siyasal çözüm hayati önem arz ediyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.06.2025
29.05.2025
10.03.2025
6.03.2025
3.03.2025
27.02.2025
24.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
7.02.2025