Gülay GÖKTÜRK
Gerçi gündem aday listeleri ama izin günlerimde olup da yazamadığım bir konuyu yazmasam olmaz: Çağlayan Adliyesi olayı ve bu olay karşısında alınan tutumlar...
DHKP-C’nin ya da eski ismiyle Dev Sol’un ya da en eski ismiyle Cepheci’lerin gözlerini kırpmadan adam öldürdüğünü ta Elrom’dan beri biliyoruz. Gerçi Çayan ve arkadaşları için anma töreni düzenleyenler bu ismin hatırlanmasını hiç sevmez ama Elrom da tıpkı Savcı Kiraz gibi rehin alındıktan sonra ağzı bantlanarak ve şakağından tek kurşunla soğukkanlı bir şekilde öldürülmüştü.
Aradan 45 yıl geçti... DHKP-C cephesinde 45 yıldır değişen pek bir şey yok. Sadece 1971’de “yerli” bir terör örgütüyken bugün bilumum gizli servislerin taşeronu haline geldiğini söyleyebiliriz.
O yüzden Dev Sol’lu iki profesyonel katilin Çağlayan Adliyesi’nde gerçekleştirdikleri katliamın şaşırtıcı hiçbir yanı yok; bu eylem, tam da onlardan beklenen türden bir ahlaksızlık... Karmaşık rumuzlu çeşitli sol grupların ve çevrelerin, söylemini zamana uydurmuş ama ruhen terörist kalmış bilumum eski tüfeğin, kimi daha mahcup kimi daha arsız bir biçimde cinayet eylemine sahip çıkması da sürpriz değil. Çünkü zaten onlar da 40 yıldır aynı şeyi yapıyorlar. Artık ellerine silah almasalar da ve hatta bazıları hiçbir zaman eline silah almamış olsa da, şiddetperestlikten vazgeçemiyor; “iktidarın namlunun ucunda olduğu” düsturunu unutamıyor ve birileri silahla ortaya çıktığında kendilerinden geçip alkışlamaya başlıyorlar. Belki kendilerinin hiçbir zaman sahip olmadığı ölme cesaretine karşı duyulan hayranlık var bu alkışta; “eski güzel günlere” duyulan özlem var biraz. Ama en çok fırsatçılık var; hiçbir ahlaki ölçüye sığmayan bir oportunizm var: İktidarın ancak kanla alaşağı edilebileceğine inanıyorsunuz ama bunu başkalarının kanıyla yapmak istiyorsunuz. Bundan ala ne olabilir?
Gelelim bu olayın beni asıl şaşırtan - hatta şoke eden – boyutuna...
Çağlayan Terörü ile birlikte ortaya çıkan en çarpıcı gerçek, Türkiye’de terör destekçiliğinin küçük marjinal grupları aşıp şimdiye kadar düzen savunuculuğunun sembolü haline gelmiş çevreleri, basın yayın organlarını, koca koca partileri ve oturmuş kurumları da içine alacak kadar genişlemesiydi. Ana muhalefet partisinin başkanı terör kurbanı savcının cenaze törenine bile gitmiyor; şiddetten koptuğunu söyleyen HDP şiddete prim veren açıklamalar yapıyordu.
Açıkçası ben en büyük şoku Türkiye’de bir zamanlar “establishment”ın sembolü sayılan bir yayın grubunun “amiral gemisi”nin terör destekçisi yayın çizgisini görünce yaşadım. Demek buralara kadar geldik...
Hükümete ne kadar muhalif olursa olsun, düzenin temel direklerini korumaya özen gösteren; toplumun ana gövdesinden kopmayı göze alamayan; ana gövdenin hassasiyetleriyle, duygu ve düşünceleriyle uyumlu bir çizgi izlemekte ustalaşmış bir yayın organı, bugün bütün toplumun nefretini toplayan bir terör olayına sahip çıkacak kadar gözü dönmüş bir noktaya sürüklendi.
Karşı karşıya olduğumuz bu tablo eski Türkiye’yi geri getirmek; o Türkiye içindeki eski imtiyazlı konumlarını tekrar elde etmek isteyenlerin bunun için göze almadıkları hiçbir şey olmadığını göstermesi bakımından son derece çarpıcıdır.
Eski düzen savunucuları, düzenin yeni sahipleriyle hiçbir şekilde, hiçbir düzlemde birlikte yaşamaya razı olmayacaklarını; toplumsal iktidarı paylaşmak değil tekrar ele geçirmekten başka “çözüm” tanımadıklarını bu olayla birlikte bir kez daha deklare ediyorlar. “Ya biz, ya siz” restleşmesine giriyorlar. Bu uğurda her türlü ahlaki kaygıyı bir kenara bırakmaya hazır olduklarını gözümüze sokuyorlar. Bir kez daha “bizim olmayacaksa yansın bu ülke” diyorlar.
Böyle bir restleşmenin kimseye bir hayrı olmayacağını; suların tersine akıtılamayacağını, eski mazlumların eski konumlarına geri çekilmeye asla razı olmayacağını; eski Türkiye’nin asla geri getirilemeyeceğini göremeyecek kadar da gözleri kararmış bir haldeler.
Oysa tek bir yol var önümüzde: Birlikte yaşamayı becermek... Bunu beceremezsek vay halimize...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.01.2016
8.02.2016
3.02.2016
31.12.2015
29.12.2015
27.12.2015
25.12.2015
22.12.2015
21.12.2015
18.12.2015