Hakan AKSAY
Erkekler için hayatta en önemli şeyler nedir?
Yıllar önce bilge bir kadından duyduğum çok kısa cümleyi hiç unutmuyorum:
“Oyun, güç, seks.”
Oyun merakını heyecan arayışıyla, gücü iktidarın değişik türleriyle, seksi de bazen aşkla değiştirmek mümkündür, diye eklemişti.
Kendisini gülümseyerek ve “acaba daha devam edecek mi?” bakışıyla dinlediğimi görünce de konuya şöyle nokta koymuştu:
“Hiç bekleme. Hepsi bu. Siz erkekleri tanımlamak için bunlar yeter de artar bile. Gerisi de hep bu üç temel üzerine bina edilir. O kadar karmaşık yaratıklar değilsiniz maalesef.”
En sondaki “maalesef”in nereye giden bir ima olduğunu tahmin etmek zor değildi:
Erkekler (kadınlara göre) daha basit ve ilkel yaratıklar...
Ego zengini ülkemiz erkeklerinin yukarıdaki anlatımları en azından saçma bulacağından ve – belki ait oldukları türü olmasa bile – bizzat kendilerini çok daha parlak kelimelerle ve uzun uzun anlatmak isteyeceklerinden hiç kuşkum yok. Onun için sık duyduğumuz o anlamsız nezâket cümlesini burada kullanmayı deneyeyim: “Elbette her fikre saygımız var.”
* * *
Üç kısa kelimeyle başlayıp “maalesef”le biten o konuşmayı bana bir kez daha hatırlatan dün izlediğim bir Rus filmiydi.
Aleksey Uçitel’in yönetmeni olduğu filmin adı Matilda.
Birkaç ay önce Rusya’da yer yerinden oynadı bu film yüzünden.
Yasaklansın dediler, protesto yürüyüşleri yaptılar, sinemaları tehdit ettiler, hatta bazı salonlara saldırılar düzenlediler. Konu parlamentoda bile epeyce tartışıldı.
Korkup de gösterimi iptal edenler oldu ama yine de film gösterildi ve hâlâ gösteriliyor.
Filmde ne ararsanız bulabilirsiniz: Tarih(in bir versiyonu), aşk (ve biraz erotizm), macera, entrika, mükemmel saray ve doğa görüntüleri, sanat (bale), cinayet, entrika vs.
İki ana kahramanı var filmin:
Rusya İmparatorluğu’nun son çarı İkinci Nikolay (biliyorsunuz, Lenin yönetiminde gerçekleştirilen 1917 Ekim Devrimi’nden birkaç ay sonra bütün ailesiyle birlikte öldürüldü)...
Ve Polonya asıllı balerin Matilda Kşesinskaya.
İmparator III. Aleksandr daha ölmeden oğlu II. Nikolay’ın kaderi bellidir: Rusya’yı yönetecek ve Romanov Hanedanı ile devletin kurallarına göre yaşayacaktır. Bunun bir parçası da kendisine uygun görülen Alman gelin Alisa ile hayatını birleştirmesi olacaktır.
Nikolay önceleri gönül eğlendirmek amacıyla yaklaştığı Matilda’ya aşık olunca bu kurallara uymak istemez. Birkaç kez direnişe geçer. Hatta isyan edip iktidarı bırakmaya kalkar.
Öğretmeni Konstantin bir ara şöyle der ona:
“Aşk dışında her konuda istediğin her şeyi yapabileceğini sana öğretmiş olmalıydık.”
Ama Çar II. Nikolay aşkından ve tutkusundan uzun süre vazgeçmez. Matilda’yla görüşmeye devam eder.
“Saray” bu aşkı söndürene kadar birçok şey dener. Ve en sonunda başarır da.
Nikolay’ın heyecan, iktidar ve aşk arasındaki gidiş gelişleri filmde son derece ilginç sahnelerle ve akılda kalan yaratıcı ayrıntılarla sergilenir.
İşi karıştıran bir unsur daha vardır: Kilise, yani din. Nikolay ile Alisa dini kurallara göre evlenmiştir ve “ihanet büyük günahtır”.
II. Nikolay, birçokları için – o zamanlar da bugün de – aynı zamanda Ortodoksluk açısından kutsal bir isimdir.
* * *
“Efendim, film gerçekleri yansıtmıyor. Uydurma. Ya da en azından abartmalarla dolu. O öyle değildi, bu böyle değildi...”
Bu türden eleştirilerin olması doğal elbette. Ama yasaklamak, saldırmak ayrı konu.
(Rusya’da tam bu günlerde bu kez de İngiliz yapımı Stalin’in Ölümü filmi ortalığı karıştırdı ve yasaklandı. Ne kadar garip bu tür önlemlerle “toplumun korunmaya çalışılması”.)
Film ya da başka sanat türleri gerçeği aynen yansıtmakla görevli değil ki. Sanatçı kendi tercihini ortaya koyar. Sen de izler olumlu veya olumsuz görüşlerini dile getirirsin. Ama yaratıcılık ortamı özgür olmalı.
Matilda’ya karşı çıkanların bir bölümünün II. Nikolay’a asla “uygunsuz aşk”ı (!) yakıştıramamaları da pek ilginç doğrusu.
Bu alanda akla gelebilecek birçok örnekten biri de Muhteşem Yüzyıl’la ilgili bazı sert kınamalardı:
“Muhteşem Süleyman at üzerinde durmadan devletine yeni topraklar kazandırıyordu. Onu haremden çıkmayan biri gibi göstermek hainliktir, ahlaksızlıktır, yalancılıktır...”
Bütün ülkelerin olduğu gibi Osmanlı İmparatorluğu’nun tarihi de yöneticilerin aşk/seks, oyun/heyecan ve güç/iktidar sergileme sahneleriyle dolu.
Hatta Türkiye Cumhuriyeti tarihinden de “yasak aşklar” hatırlamak zor değil. En azından Adnan Menderes’i hatırlatalım.
Dünya üzerindeki örnekler de sayısız denecek kadar fazla. Mesela, Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande'ın koca ülkeyi yönetirken durmadan saatine bakıp akşam olmasını beklemesi ve karanlıkta motosikletine atladığı gibi sevdiği kadına koşması az mı konuşuldu ve yazıldı!
Ben de yazmıştım bir ara: Fransa Cumhurbaşkanı'nın aşkı ve bizim aşksızlığımız
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
26.06.2025
22.06.2025
11.05.2025
10.05.2025
13.04.2025
29.03.2025
20.03.2025
6.03.2025
20.02.2025