Markar ESAYAN
Çözüm Süreci yolunda ilerlerken ona düşman oldular. Altını oymak için her şeyi yaptılar. Akil insanlara saldırdılar, onları itibarsızlaştırmak için uğraştılar. Haziran seçimlerinden sonra Bese Hozat'ın, Cemil Karabayık'ın, Duran Kalkan'ın açık “savaş” ilanını duymayan görmeyen malum medya, “tuzluğum var” diyene elinde hıyarla yetişme telaşıyla, 3 Ocak 2013 tarihinden sonra, her olumsuz açıklamayı “Çözüm Süreci çöktü” diye manşetlerine, ekranlarına taşıyordu.
Dönemin Başbakanı Sayın Erdoğan ve AK Parti dışında kimsenin yoksul Türk/Kürt çocuklarının ölmesinden yana derdi yoktu. Ve tabii halkın desteği yüksekti, çünkü bedeli ödeyen oydu.
Eğer olsaydı, gözü dönmüş şekilde bu siyaset üstü barış projesine katkıda bulunur veya en azından köstek olmaktan çekinirlerdi.
Soluğu Kandil'de, Diyarbakır'da almaz, alsalar da, barışın iyi birşey olduğunu ifade eder, Erdoğan düşmanlığından gözü dönmüş şekilde savaşın nimetlerini anlatmazlardı.
Uzun süre Kandil'e silah bırakmanın neden yanlış olacağını iknaya çalıştılar. Zaten kandil de buna teşneydi. Süreçten başından beri hazzetmemişlerdi. Gezi'nin bir darbe sürecine dönüştüğünü ifade eden Öcalan'ı denklemden düşürüp, Demirtaş ve Yüksekdağ damarını yüceltmeye el verdiler.
Çok da başarılı olamadılar, ta ki DAEŞ belası bölgede zuhur edene kadar. Böylelikle kardeşlik projesini Kobani üzerinden milliyetçilik asabiyesi ile değiş tokuş yaptırma fırsatı doğdu.
Kandil ve PYD ile Türkiye'de darbe mekaniğinin merkezinde yer almak üzere anlaşma yapıldı. DAEŞ'i AK Parti ile özdeşleştirerek, barışın mimarı/güvencesi olan Sayın Erdoğan'ı şeytanlaştırarak muhafazakar Türklerin ve Kürtlerin gönül bağını koparmaya yeltendiler.
6-8 Ekim'de onlarca Kürt vatandaşın hiç yere öldürülmesini gündemden düşürmek için, sorumlularını saz çaldırarak, yemek yaptırarak, şiddeti ve terörü meşrulaştırma, hoş gösterme kampanyası yaptılar.
Sonra da utanmadan Cumhurbaşkanı'nı, Başbakan'ı, hükümeti ve toplumu “ iç savaş” ile tehdit etmeye başladılar.
2013 başından itibaren içinde bulunduğumuz dönem, tarihte görülmemiş pespayelikte bir darbe süreciydi.
Hedef Sayın Erdoğan'dı ama onun şahsı değildi şüphesiz. Erdoğan ve Davutoğlu'nda cismanileşen bir bağımsızlaşma, millileşme, yerlileşme ve kalkınma hareketinin önünü kesmek istiyorlardı.
Bu darbe süreci, 1 Kasım Seçimleri ile sonlandırılmış, milletten hak ettiği cevabı almıştır.
Yaşanmış olan yaşanmamış sayılamaz.
AK Parti, bir rövanş hareketi olmamıştır. Dün de değildi, bugün de değil, yarın da olmayacak.
Bu darbe sürecini planlayıp uygulayanlar örgütlü bir suç işlemiştir. Bu rüzgar karşısında dik duramayan veya menfaati gereği buna katkıda bulunanlar ise ahlaksızlık içinde olmuşlardır. Ahlaksızlık hukuki bir suç değildir. Bunun cezasını toplum keser ve bu tür kesimleri tarihe havale eder. Somut, delilli suçlara ise yargı bakar.
Yaşadığımız bu zor dönemi unutamayız. Unutursak, bu tuzaklar yine karşımıza çıkar.
Dün Çözüm Süreci'nden nefret edenler, süreci zehirledikten sonra ona bir can simidi gibi tutunmaya başladılar. İmralı'ya gömdükleri Öcalan'ı, kendilerine yeniden harekete geçecek fırsatı vermesi için gündeme taşımaya çalışıyorlar. Oysa Öcalan'ın gücü olsaydı, örgütüne hakim olurdu. Yok gücü vardı ve kullanmadıysa, bu da zaten bizi iyi polis kötü polis tuzağına götürür.
Örgüt silah bırakmak istediğinde buna engel yoktur. Mekanizmalar hazırdır. Eyyam yapmaya gerek yok. Silahın, şiddetin bu ülkede artık yeri yoktur. HDP Meclis'tedir. HDP'nin kendi eliyle mahvettiği itibarını kurtarmasının yolu, barışa, sivilleşmeye direksiyon kırmak olabilir.
Şıpın işi mühendislikler değil.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
24.04.2019
21.04.2019
18.04.2019
16.04.2019
13.04.2019
10.04.2019
3.02.2019
28.03.2019