Mehmet Ocaktan
Son yıllarda ülkede yaşananların herkesi tedirgin edecek bir nitelik taşıdığı muhakkak. Ekonomide, hukukta, devlet yönetiminde olup bitenler artık hepimizin malumu.
Ve bütün bunlar AK Parti iktidarında yaşanıyor… Oysa AK Parti 2002’de “Partimiz hukukun üstünlüğüne dayalı yönetim anlayışının teminatı olacaktır” vaadiyle yola çıkmış ve demişti ki: “Siyasette ilkeli yaklaşımların yerini günü birlik çıkar ilişkilerine bıraktığı bir donemde ‘ahlak’ en önemli değer olarak öne çıkmıştır. Devlet ve toplum hayatını tahrip eden rüşvet, yolsuzluk, usulsüzlük ve partizanlık gibi yozlaşmaların yaygınlaşması, siyasetin kurum olarak itibar kaybetmesine ve halkın siyaset kurumuna olan güvenin sarsılmasına sebep olmuştur.”
Peki şimdi iktidarın son on yılına baktığımızda nasıl bir değerlendirme yapmamız gerekiyor?
Muhtemelen AK Parti, Türkiye’nin son on yılda yaşadığı badirelere dikkat çekerek bir savunma hattı oluşturacaktır. Evet bütün bu olumsuz gelişmeleri toplum olarak hep birlikte yaşadık, elbette buna bir itirazımız yok. Ama bir gerçek var ki AK Parti bütün o olumsuz gelişmelerden güçlenerek çıktı, dolayısıyla bu badireler, iktidarın ilkelerinden sapması için bir mazeret oluşturamaz.
Hemen belirtelim, AK Parti’nin genetiğini bozan esas badire Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemidir.
Çünkü artık memleketin bütün meselelerine ‘güvenlik’ ekseninden bakan, hukuka çok da itibar etmeyen MHP gibi bir ortağı var.
Şu an itibariyle iktidarın yapacağı her icraatı, atacağı her adımı, ülkenin meseleleriyle ilgili vereceği her mesajı bazen doğrudan, bazen de son derece sofistike bir şekilde denetleyen bir kayyım var ve o da MHP…
Alaturka sistem başladığı günden bu yana AK Parti’nin MHP’ye mecburiyetini tanımlayan pek çok örnek var ama sadece birkaçını hatırlatalım.
-Mesela MHP lideri Devlet Bahçeli “Anayasa Mahkemesi kapatılsın” dedi, AK Parti’den en küçük bir itiraz sesi bile yükselemedi.
-AYM Can Atalay’la ilgili ‘hak ihlali’ kararı verdiğinde Bahçeli, Zühtü Arslan için “Senin gibiler PKK hukukunun kafesindesiniz” ifadelerini kullandı, AK Parti sessizce ortadan kayboldu.
-Daha önce de yine Bahçeli AYM Başkanı Arslan’ı hedef almış ve “Anayasa Mahkemesi Başkanı, zillet ittifakının yüksek yargıya yuvalanmış hastalıklı koludur” demişti. Ve o gün de AK Parti, ittifak ortağını sadece uzaktan seyretmişti.
Gerçi aynı Bahçeli, 2009 yılında Arslan’ın başkanı olduğu Polis Akademisi’nde düzenlenen Kürt meselesiyle ilgili çalıştay için hem Arslan’ı hem de AK Parti iktidarını ağır bir dille suçlamış ve şunları söylemişti: “PKK odaklarını ziyaret edip onlarla görüşerek, Türkiye’de PKK’ya yandaşlık yapanlar, hiçbir dönemde Türk milletinin milli ve manevi değerlerine sahip çıkmayanlar, şimdi İçişleri Bakanı’nın Kürt açılımı projesinde devletin güvenliğini temin edecek kurumun içerisine gelerek Türkiye’de demokratik açılım bahanesiyle bölünmeye gayret gösteriyorlar, cesaret veriyorlar.”
Bu çerçevede altı çizilmesi gereken en çarpıcı örnek ise Kulp kaymakamının, bölge halkının sevip saydığı imama karşı sergilediği “aşırı Türkçü” tavırdır.
Kaymakamın, imamı darp ettiği iddiasını, muhtemel siyasi sonuçları üzerinden değerlendirdiğimizde, bu durumun özellikle dindar-muhafazakar Kürtler nezdinde AK Parti iktidarını zor durumda bırakacağını görmek mümkün. Daha da önemlisi içinde vali ve kaymakamların da bulunduğu onlarca mülki amirin, kaymakamın bu tavrına destek yarışına katılmasıdır. Esas AK Parti açısından düşündürücü olan budur…
Hal böyleyken, geçmişte Kürt meselesi konusunda “açılım süreci”ne imza atmış bir AK Parti iktidarının bu olay konusunda en azından söyleyeceği bir iki cümlesi olması gerekirdi. Ama şu ana kadar en küçük bir itiraz cümlesi bile yok.
Çünkü bu iktidarın yanında artık bir muhafızı var ve onu tedirgin etmeyi asla göze alamaz.
İşte bütün bu örnekleri alt alta sıraladığımızda, bir kez daha açıkça görüyoruz ki AK Parti, kelimenin tam anlamıyla bir “Türkçü kuşatma” altındadır.
AK Parti’nin yola çıkış hikayesini ve ilk on yılını olumlayan birisi olarak, bu partinin bilerek ve isteyerek kendisini kilitlediği bu dramatik görüntünün bende derin bir hayal kırıklığı yarattığını itiraf etmem gerekiyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları


































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.12.2025
22.12.2025
8.12.2025
5.12.2025
3.12.2025
1.12.2025
26.11.2025
21.11.2025
19.11.2025
17.11.2025