Melih ALTINOK
Kara ütopyalar felaketin, “bilgiye” ulaşmanın ve onu yaymanın katı bir denetim altına alınmasıyla geleceğini söylediler.
Orwell’ın 1984’ündeki gibi, egemenler kelimeleri yasaklayacaktı. Örneğin “Siyah olmayan renkler” tanımı dururken, “yeşili, sarıyı, maviyi” kullanmanın ne âlemi vardı? Böylece modernizme ait bir kavram olan, engellemeyen ve kabaca düşünmek üzerine düşünmek olarak tanımlayabileceğimiz “düşünümselliğin” sınırları daraltılacaktı. Hem zaten Modernizmin eseri bir “bataklık” da, modernizm reddedilerek oluşturulmazdı elbette. Enformasyonu yaymanın engellenmesiyse zaten basit olandı.
20. yüzyılın iletişim ortamında da bu yöntemler tepe tepe kullanıldı. Marx’ın üzerinde ısrar ettiği, iletişim araçlarının (means) maddiliği talileştirildi. Alemdar’ın belirttiği gibi, İletişim araçlarının (Means of communication) maddiliği “kitle araçları” (mass media) gibi kavramlarla karanlığa gömüldü. Onun maddi olmayan yönleri abartıldı. Böylece medyaya toplum içinde olduğu halde toplum üstü bağımsız bir karakter verildi ve bunun sonucu olarak da kitle iletişim araçlarının ürünü, iletişim sürecinin yerini aldı. Egemenlerin denetim-sınırlamadaki rolü ve sorumluluğu, eserlerin içeriğine yapılan vurgu ile doğallaştırıldı.
Ne var ki henüz başlarında olduğumuz yeni binyılda bu dezenformasyon yöntemleri kaba kaçmaya başladı. Hem zaten kimilerinin postmodernizm, Kermode ya da Foster gibi düşünürlerin ise “modernliğin kendini anlamaya başlaması” dedikleri dönemde, kaba denetim mekanizmaları işlevsel de olamazdı.
Ve böylelikle yeni binyılda, kara ütopyaların özgürlük olarak sunduğu bilgiyi üretme ve yayma özgürlüğü, sansürün en ala türü olan karartma için etkili bir silah olarak kullanılmaya başlandı. Yani özgürlük silahıyla vuruldu.
Enformasyona ulaşma ve onu yayma özgürlüğü, bilgiyi muğlaklaştırdı ve gizlendiği dönemlerdeki ulaşma umudunu aratır şekilde onu milyonlarca sahte imitasyonu içinde âdete yok etti.
Bizler iğnenin düştüğü bu samanlıkta “Bilgi çağı” böbürlenmeleriyle kendimizi tatmin ederken, belki de insanlık tarihinin gördüğü en yaygın cahiliye dönemine girdiğimizi fark edemedik.
Egemenlerin kendi ürünleri olan bir silahı, muhaliflerine altın tepsi içinde illa ki sunmayacaklarını dillendirmek ise komplo teorisi yaftasıyla çöpe atıldı. Oysa siyasetin kendisi komplodan başka neydi ki?
Küreselleşmenin itekleyici ve hatta belirleyici gücü olan internet, dünyanın fiziki sınırlarını, duvarları ne güzel yıkmıştı değil mi?
Küreselleşme karşıtı hareketler bile bu büyünün gücünü fark edip kendilerini alternatif küreselleşme yanlıları olarak tanımlamaya başladılar. Onun üzerinden örgütlendiler, propaganda yaptılar.
Ne kadar güzel değil mi, internette bilgisayarınıza bir soru sorup ekranınızda milyonlarca cevabın akması? Bu bir milyon cevabın birbirine taban tabana zıt önermeler içermesi ise, “sorun” bile değil. Zira doğrular içinden hangisini seçeceğiniz tercihinize bağlı. Üstelik isteseler evinizden çıkmanıza engel olabilecek muktedirler bile sizin o bilgiye ulaşmanızı “engelleyemiyor” ya hani. Tanrım bu ne büyük bir hürriyet!
Ama artık bu geri döndürülemez bir süreç. Zaman ve uzamın sınırlarından kurtulup bir tıkla bilgiye ulaşma sanrısının cazibesi, kolaylığı dururken, zor olanı önermek romantiklikten başka nedir ki?
Peki, ama bilmek şüpheden kurtulmak için değil miydi? İyi de bildikçe şüphemiz artmıyor mu? Birkaç gündür sanal ortamda tedavüle sürülen gizli görüntülere bakın. Evet, varlar, onlara ulaştık. O halde kaçımız “gerçek mi” sorusuna kendinden emin şeklide “evet” yanıtını verebiliyor. Nitekim çoğunun gerçek olmadığı da ortaya çıktı. Ama ne gam, bu iddiaların her biri artık insanlığın sanal ortak birikiminde bir “veri” olarak kayda geçti. Onlar, şimdi ve gelecekte ulaşılacak nadide enformasyonlar.
Üzerimize şelaleler gibi akan enformasyonun gerçeklik algımızı hasta eden anlık ferahlığının ve bilincimizi esir alan siyasi hamasetin o çok değerli şüphe kırıntılarımızı gidere sürüklemesine izin vermeyin. Bu kadar az bilip bu denli “emin” olmamızın ürpertici kibri üzerine düşünmekten imtina etmeyin.
Zira Giddens çok haklı, modernlik koşullarında hiçbir “bilgi,” bilmenin “emin” olmak demek olduğu eski anlamındaki “bilgi” değil.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları













































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019