Melih ALTINOK
Artık “başka türlü düşünme” hakkını kullanan Hayek, “oyunu bozmasının” yegâne gerekçesinin olsa olsa bireysel çıkarları olabileceğini söyleyenlere şöyle cevap veriyordu:
“Arzuya şayan gördüğüm düzenin neden bana bu ülkenin insanlarının büyük çoğunluğuna sağlayacağından daha büyük avantajlar sağlayacağını anlamıyorum.”
Elbette bu yalnızca onun ve siyasi rakiplerinin sorunu değildi. Tarihin her döneminde ve tabii ki bugün de siyasi polemiklerde bu çıkar mevzu sanki bir suçmuş gibi en gözde argüman.
Yelpazenin neresinde durursa dursun herkes evden ayrılanları ya da karşı cephedekileri çıkarlarının peşinde koşmakla itham ediyor.
Övünmek içinse farklı kelimelerle ifade etse de özetle “kendim için bir şey istiyorsam namerdim” diyor.
Biraz durup düşünür müsünüz benim için? Sizce de bu idealist yaklaşım, varoluşunu, kaynakların yönetimi ve paylaşımı sorunsalına borçlu olan siyasetin üzerinde eğreti durmuyor mu?
Ya da Hayek’in savunmasını biraz değiştirerek sorayım. “Arzunuz, savunduğunuz siyasetin size, başkaları için sağlayacağı avantajlardan daha azını sağlaması mı?”
Tuttuğunuz partinin iktidarda kalmasını hangi gerekçelerle istediğinizi düşünün örneğin. Bu arzunuzdaki ekonomik ya da ruhsal tatmin gibi gerekçelerin ne kadarı sizinle ilgili?
Oy verdiğiniz partinin ya da savunduğunuz dünya görüşünün “hakim” olmasını hakikaten yalnızca başkaları için mi istiyorsunuz?
Diğerkâmın biri bi para…
Cevabınızı kendinize vereceğiniz için samimiyetinizden şüphem yok. Ancak Yunancadaki anlamına uygun olarak takındığımız yüzlerle çıktığımız politika arenasında bu soruyu kime sorsanız terslenirsiniz. Muhtemelen size en çok kızacaklar arasında da bireysel çıkarlarının peşinde koşarken en az ilke tanıyanlar olacaktır.
Onlarca örnek arasından “hah ben bunu tanıyorum” diyeceğiniz bir prototip seçeyim sizin için.
Mesela ağzını açınca siyasetin Avrupa normlarında standardizasyonunu savunan bir politika yazarı düşünün. Bu kişi her yazısında siyasetin sağladığı ayrıcalıkları yerden yere vursun. Şeffaflığı da fetişleştirsin.
Örnek bu ya, işte bu zat yakın zamana kadar siyasal iktidarı savunurken bir anda ona düşman kesilsin. Dönüşümünü ise, bireysel nedenlerin çok ötesinde, daha önce desteklediklerinin değişimi ile gerekçelendirsin. Yani kendisi için bir şey istiyorsa namert olsun işte.
Bu insana, tavır değişikliğinin nedeni sorun. Örneğin deyin ki, yıllarca çalıştığın gazetedeki yazarların 4-5 katı maaş aldın. Siyasetin kazanç, ayrıcalık kapısı olmasını eleştirdiğin halde, sadece siyasi desteğinden ötürü, program yaptığın kanalın reytingiyle çok ama çok orantısız telifler aldın. Yanlarında durduğun insanlar tarafından onore edildin. Panellerde gururun okşandı. Kitapların yok sattı. Derken büyüyen egonun, ya da elitist önyargılarının veyahut kafana estiğinden, artık hangi nedenleyse, ittifakınızın bir kuralını çiğnedin. Adamlar da kızıp sana tanıdıkları yukarıda ki ayrıcalıklara son verdiler. Sonuçta da aylık 30-40 bin liralık bir gelirden oldun.
Ve şimdiki radikal tavır değişikliğinin, daha önce çok da sorun etmediğin ayrıntıları büyüt Allah büyütmenin tek nedenin zinhar bireysel çıkarların değil, diğerkâmlığa varan ilkeselliğin olduğuna mı inanmamızı bekliyorsun?
Dahası, senin daha önce saf tuttuğun cepheyi terk etmeyenlere, görüşlerini değiştirmemelerinin nedeninin bireysel çıkarları olduğunu söylüyorsun. İddian “orada” durmanın tek motivasyonunun bireysel çıkarlar olduğuysa, vakti zamanında sen niçin oradaydın? Yoksa halkın için armut mu topluyordun?
Peki, suç mu, ayıp mı?
Ne münasebet! Herkesin kendisi için “de” istedi bir sistemde istismarı maskeleyen duygusal söylemler tedavülden kalkar, siyaset rasyonelleşir. Böylece, toplam refah ve huzur ile bireysel çıkarlar arasındaki çatışmasının daha sağlıklı bir zeminde uzlaşabilmesinin yolu açılır. Yani bu “doğal” durum, toplumsal açıdan da “faydalıdır.”
Kaldı ki zaten rasyonel olan, bir siyasi pozisyonun ruhsal tatmin, ekonomik koşullar gibi mantıki gerekçelerle benimsenmesi değil mi? Örneğin komünist işçiler devrimi isterken, sınıfsal çıkarlarını değil de, karşısında mücadele ettikleri sermayeyi düşünmüyorlar herhalde. Kim çıkıp da karşısındakinden, varoluşuna ters düşecek şekilde, çıkarlarına ters düşen bir siyaseti savunmasını bekleyebilir ki?
Diyeceğim o ki, namertlik, kendin için “de” bir şey istemek değil. Sorun müşterilerini elinden alan süpermarkete karşı tavrına “mahalle kültürünün şirin dokusu yok oluyor” türünden gerekçeler bulan bakkal gibi riyakârlık yapmak.
Yemeyin bizi.

Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019