Melih ALTINOK
2004’te AB müzakerelerinin rönesansı yaşanırken, ordu operasyon yapmaz, ortalık sütlimanken tacize başlayan, demokratların en umutlu olduğu dönemlerde de “meşru müdafaa” hakkını kullanıp Aktütün, Reşadiye vb. baskınlarını yapan PKK değildi sanırım.
Öyle olsa, günlerdir onca köşe yazarı PKK’nin yeniden ordunun Kandil’i vurmasının yolunu açan saldırılara niye başladığının yanıtını aramazdı, değil mi?
Bakın, genel yayın yönetmeninden çaycısına Kürt halkının dostu olduğundan şüphe etmediğimiz Taraf’ta bile bu konu tartışılıyor.
Gariplik bende olmalı ki, şu saat itibariyle son olarak Ovacık’ta bir karakola asker kıyafetiyle sızma yapmaya çalışan “meşru müdafaa” halindeki PKK’lilerin yine hareketlenmesini çok da şaşırtıcı bulmuyorum. TAK’ın “artık sivillere ve turistlere müsamaha göstermeyeceği” şeklindeki tehdidini de atlamayalım tabii.
Gelin görün ki devrimci şiddetin meşrulaştırılması cephesinin birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğu şu günlerde PKK çizgisinin eleştirilmesini teklif etmek dahi sol cenahta pek de hoş karşılanmıyor.
Hatta halkları kardeş kılmak için –sanırım yan yana mezarlar vasıtasıyla– tüm anti-militaristliğiyle 45 günde 45 can alan PKK’yi eleştirmenin “hükümetin propagandasına kanmak” anlamına geldiğini söyleyen dostlarımız bile var.
Onlara göre, AK Parti açılım yolunda adım atmamak için adım atmıyormuş ki PKK ve çevresi de daha çok adam kaçırsın, asker, polis öldürsün ve suçlu konuma düşsün.
Özetle hükümet, kendini her şeyden çok zora sokacak sınırötesi operasyona zemin hazırlayacak ve açılımın politikasının batıdaki meşruiyetine zarar verecek olsa da PKK’nin hareketlenmesi için çalışıyormuş. Yani bizzat ayağına sıkmak için çırpınıyormuş.
Aslında anlıyorum. Çünkü militaristlikten militaristlik beğenip PKK’nin devrimci olanında karar kılan dostların bu yaklaşımının nasıl bir zihniyetin ürünü olduğunu çok ama çok iyi biliyorum. Nereden mi, tabii ki kendimden...
Türkiyeli solcular için örgütlerinin devrimci şiddeti, illa ki barış için olduğundan, meşrudur. Kolluk kuvvetlerinin bu “barış için başvurulan şiddete” son vermek için mukavemeti ise tabii ki savaşa hizmet etmektedir.
İlki mecburidir, iyidir. İkincisi ise keyfîdir, kötüdür.
Bölge halkından haraç alan, her türlü aykırı ses çıkartan demokrat Kürt aydınını pıstıran, aşağılayan ve yeri gelince liderlerinin askerlere pusu atılması emrini verdiği KCK tarzı siyaset, ovaya inmenin tek yoludur mesela.
Ve eleştirilmesi gereken bu yapı değil, başka teknik takiplerde “çekirdek” diyeni mermiyi kastetti diyen gözaltına aldırdıkları halde, KCK’lıların “kaldırın, kaçırın” emirlerini “ezilmişliklerine” verip tolerans gösteren savcılarıdır.
Ha, bir de Habur’dan dönüşlerde “Hükümet savcılara tutuklamayın talimatı verdi” diyerek resmen hükümeti milliyetçilere şikâyet eden bizzat Hatip Dicle olmasına karşın, KCK davasında imaj düzeltmek için epey çaba harcayan AK Parti tabii ki.
Bereket bu mantığın solculuğun mütemmim cüzi olduğuna ikna olmamış ecnebiler var ki, kendimizden şüphe etmiyoruz.
Örneğin Avrupa Parlamentosu Sosyalist Grup Başkan Yardımcısı Swoboda da AK Parti’nin kara “propagandasına” alet olmuş sanırsam.
Baksanıza o da BDP’ye “PKK ile arana mesafe koy, şiddeti açıkça reddet, Meclis’e dön” çağrısı yapmakta. Hatta bir adım daha ileri gidip, yeni anayasa çalışmaları sürerken, reform iradesi varken hükümetin sert tepkisinin bile “anlayışla” karşılanabileceğini söylemekte.
Biliyorum, şimdi “n’olacak Batılı bir sosyalist işte”nin, hükümetin “meşru müdafaa” hakkını tanıyan sözlerine yer verdim diye “sınırötesi operasyonu desteliyor” twitleri yazılmaya başlanmıştır bile.
Gerçi onlara ne yazsam boş ama yine de üşenmeyelim.
Anti-militarist tavrıma, ne AK Parti’nin hakkını verdiğim reformlarından ötürü gösterdiğim hoşgörüyle ne de eskiden her Türkiyeli solcu gibi benim de fazlasıyla başvurduğum PKK güzellemesiyle halel getiririm.
Amasız tüm silahlı çözüm önerilerine karşıyım. Nokta.
Eğer siz de bu kadar netseniz;
Sınır ötesine gidin dediğiniz kadar gelin diye teneke çalan PKK’ye de amasız “artık yapma” dersiniz.
Yüzde elli oy alan bir merkez partisine rahatça “oy kaygısıyla hareket etme” diyorsunuz. O halde aynı riski, yitip giden onca can değil de, sanki tuzluk devrilmiş gibi anca “PKK iyi yapmamıştır –o da bence–” diyebilen Demirtaş’ın yüzde 6 için de göze almasını talep edersiniz.
Yalnızca ordunun sınırötesi operasyon sonrası sokağa çıkıp sergilediğiniz tek taraflı militarizm tel’inlerini, PKK’nin kanlı pusluları sonrasında yapmadıkça da “Katil sizsiniz” manşeti atan Yeni Şafak’ın simetrisine düşmekten kurtulamazsınız.
Evet, bu süreçte PKK çizgisini “de” eleştirmenin bir değil bin işe yaracağını düşünüyorum.
Zira demokratlar olarak 30 yıldır çok geç kaldığımız gerçek bir pasifist dalganın yaratılması için bu adım şart.
Ama siz yine de Türkiyeli anti-militarist dostlarımıza PKK’nin silahlı bir örgüt olduğunu birden söylemeyin, şoka falan girerler, onlar gerillaları Kandil’deki kreşin bakıcıları zannediyorlar çünkü. Alıştıra alıştıra...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları





















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019