Melih ALTINOK
2013 yılında bir kaç gazeteci arkadaşımla birlikte ülkenin en köklü gazetelerinden Türkiye'ye transfer olmuştuk. Ortalığın epeyce hareketlendiğini hatırlıyorum. İşte o günlerde gazeteyi ziyarete gelen bir AK Parti yöneticisi bu hareketlilikten şu sözlerle yakınmıştı:
"Türkiye eskiden huzur veren gazeteydi şimdi biraz rahatsızlık veriyor."
Tabii herkesin beklentisi farklı olabilir ama ben hiçbir zaman gazetelerin huzur veren mecralar olması gerektiğini düşünmedim. Aksine gazetecilik anlayışıma göre, gazeteler odaklandıkları alanları, siyaseti, bürokrasiyi, iş dünyasını hatta magazin alemini zaman zaman huzursuz edebilme potansiyeli kazandıkça gazete olurlar.
O günler geride kaldı. Ne var ki gazetecilerden, yukarıdaki siyasimizin "beklentisini" naif kılan taleplerde bulunanlar hala var.
Huzur beklentisinin yerini, fitne suçlaması aldı. Normalde başarı sayılan, siyasi partilerin iç tartışmalarına dair kulisleri yazan, aktörlerin açıklamaları ve ilişkileri üzerinden analiz yapan gazeteciler "fitnecilikle" suçlanıyor.
"AK Parti'de fitne mi çıkartmaya çalışıyorsunuz siz?"
Üstelik de gazetecilere bu uyarıyı yapanlar meslektaşları. "İnanılır gibi değil" dediğinizi duyar gibiyim. O halde daha çok şaşırtmaya hazır olun. Zira AK Parti'nin, sayın başbakanın bekasını meslek ilkelerinden daha çok düşünen, önemseyen bu fitne dedektörlerinin sayısı merkez ve Cemaat medyasında daha fazla.
Koalisyon alternatifleri konusunda AK Parti-CHP olasılığı dışındaki alternatifleri mi dillendirdiniz?
Gülen çetesinin gazeteleri, TV'leri, internet siteleri üzerinize atlıyor. Asıl derdinizin AK Parti'nin hükümet kurmasını engellemek olduğu türünden asgari mantık ilkelerini bile ihlal eden iddialarda bulunuyorlar. İlginç? Söyler misiniz, en yakın rakibine 16 puan fark atmış, olası bir erken seçimde tek başına hükümet kurması için sadece 2-3 puana ihtiyaç duyan bir partiye, riski kazanımıyla kıyaslanamayacak seçim öneren nasıl olur da o partinin "düşmanı" olabilir?
Erdoğan'ın AK Parti hareketindeki eksen konumundan mı bahsettiniz? Ya da koalisyon görüşmelerinde muhalefet partilerinin, hareketin kurucu aktörü Cumhurbaşkanı'nın yetkilerini tartışma konusu yapmasını siyasi etik, hakkaniyet ve gerçekçilik bakımımdan sorunlu mu buluyorsunuz?
Hemen bir Hürriyet yazarı devreye girip asıl amacınızın "Erdoğan'ı Saray'da tecrit etmek" olduğunu tak diye ifşa ediyor.
Pişkinliğin böylesine ancak pes denir. Düne kadar Erdoğan'ı, Davutoğlu'nu, AK Parti seçmenini önce askeri vesayetin, daha sonra da Gülen çetesinin argümanlarıyla yerden yere vuranlar, şimdi Erdoğan'sız AK Parti güzellemeleri yaptıklarını fark edenleri, AK Parti'de fitne çıkartmakla suçluyorlar.
Geçenlerde de bunlardan biri bazı meslektaşlarını patronlarına şikayet ediyordu. "Bunlar önce patronlarına zarar veriyorlar, dikkat" diye.
Dediğim gibi, ne bir gazetecinin ağzına yakışmayan "fitne" yaftaları umurumda ne de bu kolektif deliliğin şark kurnazlıkları. Ben gördüğümü, bildiğimi, doğru bulduğumu yazarım. Partilerin bekasını düşünmek bana kalmadı. Ama eğer illa da bir yerlerde fitne arayan varsa önüne baksın.
Mesela sorsun kendine, CNN Türk kj'lerinin "AKP"den "AK Parti'ye" evrilmisini kim yer? Kanalın "AKAPE'ci moderatörlerinin" cümleleri uzatmak pahasına itinayla "Adalet ve Kalkınma Partisi" demelerine kim tav olur? Hürriyet'in bayram değil seyran değil güzelleme manşetleri, bu gazeteyi tanıyan hangi faniyi mest eder?
Siz herkesi kendiniz ya da daha öncekiler gibi mi sanıyorsunuz şapşikler?
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Konser iptalleri baydı
2.06.2022 - Elçiye zeval olmaz
17.05.2021 - 31 Mart’ta Binali Bey’e verdim, bu kez oyum...
11.05.2019 - Ekrem Bey size soruyorum ama cevabı Murat Bey’den bekliyorum
10.05.2019 - Sınırları aşmak
6.05.2019 - Pardon, Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlı olmayan belediye mi var?
1.05.2019 - Yine ne varsa Atatürk de var!
29.04.2019 - Kılıçdaroğlu’na yumruk!
22.04.2019 - Erdoğan’ın yükü
17.04.2019 - Bu saatten sonra...
8.02.2019
Yazarlar
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
Ad Soyad Giriniz...
Amigolar basladilar kitleyi costurmaya. Haydi hayirlisi. Ne cikacak bakalim altindan. Ben diyorum ki, ikinci bir secmeli ders karsiliginda Kurtlerin silahlari terketmesi istenecek. Bir de isteyen Kurt istedigi ulkeye gidebilecek. Yalniz merak ediyorum, sadece amigolarin cabasiyla Nobel mumkun mu? Belki bu yazarlarin yazilari ingilizceye cevrilirse olabilir. Bizim memleket insanindan cok da fazla akilli degil sonucta ecnebiler.
Fatma öztürk
Bizim toplum şefaf olmaya alışsa iyi olur ınsanlar eleştrı yapiyorlar ısmını açıklamaktan korkuyorlar neyse barış olursa ınsanlar korkularını yenerler . Bazı insanlar şavaştan medet umarlar çünkü onlar o ortamdan nemalanirlar , savaş çiğlığı atmak kolaydır ama dunyaya bakın erdemlı ve vıcdanlı insanlar barışı savunurlar. Barişi savunduğun için ınsanlar sizi her daim mınnetle anacaktır sizi cesaretinizden dolayı kutluyorum yolunuz açık olsun.
Ad Soyad Giriniz...
boşuna uğraşmayın,bizi gaza getiremezsin arkadaş...