Mensur Akgün
Uyarılar Kuzey Irak’da referandum yapılmasını engelleyemeyince, sürecin bağımsızlık ilanına yönelmesini durdurmak amacıyla caydırıcı tedbirler uygulanmaya başlandı. İran askeri hatırlatmada bulundu, Türkiye elindeki kozlarını sıraladı, Bağdat ise toprak bütünlüğünü korumak için müdahalede bulunabileceğini vurguladı. Ankara ayrıca hiç beklenmedik bir inisiyatif geliştirerek Habur yakınında Irak askerleriyle birlikte tatbikat yaptı.
Tüm bunların verdiği mesaj net. Ne Irak, ne İran, ne de Irak merkezi yönetimi IKBY’nin ayrılmasına müsaade etmeyecek, aidiyeti tartışmalı bölgeler üstünde bir oldu-bittiyi içine sindirmeyecek. IKBY’nin bu gerçekleri görüp ona göre hareket etmesi, bir tek ülkenin verdiği açık, diğerlerinden gelebilecek örtülü desteğe güvenerek geleceğini ve istikrarını tehlikeye atacak bir teşebbüste bulunmaması gerekiyor.
Umarız IKBY verilen mesajı doğru okur, bağımsızlık için çalışacağına elindeki kozu Bağdat’tan istediklerini federasyon çerçevesinde almak için kullanır. Türkiye’nin ilan ettiği yaptırımlar da sadece ilan edilmiş tedbirler olarak kalır. Çünkü sınır kapılarının kapatılması, petrol akışının durdurulması, daha da ileri gidilecek olursa askeri bir müdahalede bulunulması Kuzey Irak’ın refah ve istikrarını ciddi şekilde etkileyecek yaptırımlardır.
***
Ancak bu yaptırımların hayata geçirilmesi, geçirilmek zorunda kalınması Türkiye’yi de etkileyecektir. IKBY kadar olmasa da uygulamaya konacak yaptırımlardan Türkiye de zarar görecektir. Türkiye önemli bir ticari ve siyasi ortağını kaybedecektir. Hepsinden önemlisi de bölgesel Kürt kimliğinin Arap’tan çok “Türk karşıtlığı” üstünden tanımlanması olasılığı güçlenecektir.
Diğer yandan Türkiye’nin yanı başındaki bu gelişmeler karşısında sessiz kalmasının -var olan koşullar altında- zor olduğu da görülmelidir. Türkiye’nin komşusunun bölünme riskine karşı tepkisiz kalabilme gibi bir seçeneği yoktur. Her şeyden önce bu imzaladığı sözleşmelerin ruhuna aykırı bir tutum olur. Kaldı ki Irak’a karşı kayıtsız kalırsa aynı şeyin Suriye’de tekrarlanmayacağının bir garantisi bulunmamaktadır.
Türkiye tepkisini dile getirirken, tüm seçeneklerin masada olduğunu söylerken sadece Barzani’yi değil ona destek verebilecek tarafları da uyarmakta, desteklerinin sonucunun içinde Türkiye’nin de yer alabileceği bir türbülans olduğunu anlatmaktadır. İran ile gerçekleştirilen koordinasyon, Irak askerleriyle ortak tatbikat yapılması, Türkiye’nin kaygı ve beklentileri dikkate alınmadığı takdirde sonuçlarının neler olabileceğine işaret etmektedir.
Buna rağmen Türkiye sağduyuyu elden bırakmamalı, diyalog kanallarını açık tutmalıdır. Önemli olan bu sorunun da diğerleri gibi kendimize en az zarar verecek şekilde yönetilmesi, istediklerimizin ve beklentilerimizin karşılanması sırasında maliyetin en düşük düzeyde kalmasının sağlanmasıdır. Ayrıca Türkiye bilindik tepkiler ve alışıldık refleksler dışında bir tutum sergilemeli, başkalarının kurgulayabileceği senaryoların oyuncusu olmamaya azami özen göstermelidir.
Caydırıcılığımızın ayrılık sürecini uzatabileceği ancak tamamen sona erdirmeyebileceği de aklımızın bir köşesinde bulunması gereken bir başka gerçeklik olmalıdır. Nihayetinde söz konusu olan Türkiye’nin değil Irak’ın toprak bütünlüğüdür. Sonucu orada bir arada yaşayacak olanlar tayin edecektir. Ne de olsa bir arada yaşama tek tarafın iradesiyle sağlanmaz, tüm ortakların katkısını gerektirir.
***
Sanırım unutmamamız gereken bir başka gerçeklik de güney sınırımızda ABD ve Rusya ile de komşu olduğumuz, bu iki küresel gücün hem jeopolitik rekabet içinde olduğu, hem de “teröre karşı” amblemiyle işbirliği yaptığıdır. “Kürt sorunu” ikisinin de kaybetmek istemeyeceği, birbirine ve bölgenin kendi çıkarları doğrultusunda yorumlanmasında kullanabileceği bir kozdur. Türkiye ya da bir başka bölge ülkesinin -haklı olsa dahi- müdahalesi onların tepkilerini tetiklemeye adaydır.
Türkiye’nin, İran’ın ve hatta Irak’ın müdahalesinin doğurabileceği en ufak bir insani trajedinin de dünya kamuoyunun tercihlerini “Kürtlerin bağımsızlığının tanınması” yolunda değiştirebileceğini, süreci hızlandırabileceğini her zaman aklımızda tutmamız gerekir. Algıda seçiciliğin bizim tarafımızdan tekrar tekrar tespiti, ayrımcılığın tescili de ne yazık ki böylesi bir sürecin sonucunun değişmesine yol açmayacaktır.
Evet, referandum bağımsızlık yolunda atılmış bir adımdır. Fakat dünyanın pek çok yerinde bağımsızlığın sağlanması ile bağımsızlık yönündeki halk iradesinin tescili arasında geçen zaman uzun olmuştur. Kaldı ki bağımsızlık ilan edilse bile tanıması zor ve sancılı bir süreçtir. Türkiye’nin bu süreci ve öncesini iyi yönetmesi, elindeki seçenekleri önyargılarından arınmış bir şekilde en rasyonel biçimde değerlendirmesi önemlidir…
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.07.2025
23.07.2025
13.07.2025
18.06.2025
4.06.2025
11.05.2025
12.02.2025
29.01.2025
8.01.2025
25.12.2024