Metehan Demir
ABD'NİN SURİYE'DE KURACAĞI RADAR SİSTEMİ NE ANLAMA GELİYOR?
Biliyorsunuz idlib büyük hesaplaşmanın olacağı yer. Başından beri endişe ile takip ettiğimiz yer. Teknolojik olarak, istihbari olarak, stratejik olarak, algı yönetimi olarak büyük hesaplaşmanın olacağı yer. Bu nedenle bu sistemin kurulması ya da benzerlerinin kurulması hiç şaşırtıcı olmayacak.
7 Eylüldeki Türkiye-İran-Rusya toplantısı var. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın önce İran temasları ve ardındanda büyük zirve olarak devam edecek süreç öncesinde bu tip bir faaliyeti herkesin gard alması olarak tanımlamak gerekiyor. Ben böyle görüyorum.
Tamamen algı üzerine yönetiliyor her şey ve şu da bir gerçek ki, İdlib büyük hesaplaşmanın olduğu son on güne girdiğimiz bölge.
İdlib'de bizim gözlem noktalarımızın da olması, İran'a yakın grupların burada bulunması, Rusya'nın Suriye ile organik bağı çerçevesinde Esed yönetiminin orada gölgesinin hissedilmesi paralelinde böyle bir adım benim için hiç şaşırtıcı değil. Benzer adımları artarak ve doğrudan ya da dolaylı şekilde ilerleyen günlerde görebiliriz.
ABD'NİN KURACAĞI RADAR KALKANI KİME KARŞI KULLANILACAK?
Türkiye'nin Kürecik üssü var. Tartışmalarda hep İncirlik üssünden bahsedilir ama Kürecik üstünde de durmamız gerekir. Kürecik, NATO için, özellikle ABD için İran ve Rusya'nın takip edilmesi izlenmesi çerçevesinde çok stratejik bir gerekliliktir.
Türkiye İncirlik'le beraber, perde arkasından da zaman zaman algı yönetimi olarak Kürecik'ten de hissettirir ABD'ye sıkıntı çıkartabileceğini. Durum bir alternatif olarak da değerlendirilebilir.
İRAN'A YÖNELİK BİR OPERASYON MU HAZIRLANIYOR?
Trumpla ilgili bir öngörülenler bir de öngörülemeyenler diye bir gerçeklik var Amerikan yönetiminde, dünya kamuoyunda ve bu işin içinde olan aktör ülkeler çerçevesinde.
Biliyorsunuz Kuzey Kore'ye de 3 tane dev uçak gemisini gönderdi okyanustan. Aslında bombalamayla ilgili geri sayım başlamıştı Kuzey Kore için. Trump tweet attı "füzeleri göndereceğiz, çok güzel füzeler" diye. Ancak arkasından da Kuzey Kore lideri ile bir görüşme gerçekleştirdi. Bir görüşmenin daha gerçekleşebileceği diplomatik kulislerde konuşuluyor. Bunu yapan Trump'ın tam tersi bir şey de yapabileceği konuşuluyor İran'la ilgili. Trump'ın sebebi burada İranın stratejik ya da askeri anlamda çıkardığı sıkıntı ya da rahatsızlık değil de Avrupa'nın burada ticari pastanın büyüğünü alması çerçevesinde önce Avrupa'ya ticari ambargolar yoluyla ticari bir set çekmek, İran'dan hiç kimsenin faydalanmamasını sağlamak, ondan sonra toz dumanın yerine oturmasının ardından tekrar düzenlemek ve bundan da en çok payı ABD'nin almasını sağlamak olduğunu söyleyenler var.
İranla ilgili biliyorsunuz Kasım'da asıl büyük ambargo tartışması var. İkinci paket, işte petrolün, yer altı zenginliklerinin alınmasını önüne geçen uygulama. Ambargo İran için asıl o zaman başlayacak. Bu Türkiye'yi birinci derecede ilgilendiriyor. İran'dan önemli bir alım yapan ülke olarak. ABD ile Türkiye arasındaki krizler malum. Rahip Brunson başta olmak üzere birçok noktada sıkıntı var. İran meselesi oraya büyük bir yük olarak eklenebilir. Ama Kasım'a kadar bize son bir buçuk yılda Suriye merkezli öyle gelişmelere şahit olduk ki, üç ay sonra çok farklı bir Amerika ya da ABD politikası görebiliriz.
İDLİB'DEKİ GÖZLEM NOKTALARI NE OLACAK?
Kobani - Kamışlı arasında PYD-YPG gibi görünse de Suriye jetlerinin sınıra sıfır noktasına kadar yaklaştığı ve Türkiye sınırında Rus jetleri ile birlikte uçtuğu bilgisi var Türkiye'de. Suriye bir cürret gösterisi de yapıyor aslında.
İdlib'de Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı ile kontrol altında tuttuğumuz ve ciddi bir Türk askeri varlığı var. Şimdi sosyal projelerle bu harekatın alt yapısı güçlendirilmesi ve halkla kaynaşma sağlanıyor. Ve bunun asla bir işgal ya da toprak ilhakı olmadığı, sadece bu bölgenin güvenliği çerçevesinde gerçekleştirildiği anlatılıyor. Okullar açılıyor, sağlık, eğitim hizmet programları devam ediyor.
Bizim Astana süreci ile başlayan Soçi ile devam eden şimdi de Tebriz'de de 3. ayağı gerçekleşecek büyük zirve öncesinde bize teklif edilen 14 gözlem noktası vardı. Ciddi müzakerelere yol açtı.
Biz gözlem noktası deyince şimdi gayet rahat, sakin, güvenli hareket edebileceğimiz yerlerden bahsediliyor. Bizim şu an 12 aktif gözlem noktamız var. 12 noktada güçlendirilmiş, ağır silahlarla desteklenmiş askeri birliğimiz var. Askeri birliklerimizin menşei ise komando birlikleri. Şüphesiz bir birliği bir yere konuşlandırdığınız zaman o birliğin neye ihtiyacı olur lojistik desteğe. Gıda, su, mühimmat. Bunların da olabilmesi için vatan toprağından sürekli oraya lojistiğin gelmesi gerekiyor. Bunların gelmesi için de konvoylarımızın çok güvenli noktalardan, ama güvenli olmayan bölgelerden güvenlik içinde geçmesi gerekiyor.
Bunu yan yana koyduğum zaman Türkiye'nin İdlib'le ilgili en başından beri hem Rusya'ya hem İran'a iş başka, arkadaşlık başka benim oradaki konvoylarıma herhangi bir şekilde saldırı olursa bunun hesabını size bağlı ya da yakın gruplardan sorarım şeklinde açık kart oynadığı için buradaki askerlerimizi ciddi güvenlik altına aldı.
Zaten gözlem noktaları kağıt üzerinde netleştirildikten sonra ağır adımlarla Türkiye herbirinin güvenliğini sağlayarak siyasi anlamda, stratejik anlamda ve askeri korunaklık anlamında teker teker sağlayarak açtı. Buralardaki gözlem noktalarına bakıldığında irana yakın şii gruplar, şii köyler var. Bu süreçten birinde bizim bir konvoyumuz saldırıya uğramış, bir askerimiz bir sivil görevlimiz şehit olmuştu.
Türkiye İdlib konusunda bu konuyu bir kere daha gündeme getirecek. En büyük sorunlardan bir tanesi aslında İran'ın bilinçaltında ve Suriye'nin bilinçaltında İdlib'deki Türkiye'ye ait gözlem noktalarının derhal boşaltılması. Çünkü Türkiye orada bir şekilde kalkan vazifesi de görüyor. Buradan girmeleri Türkiye'nin gözlem noktalarınının aralarından girmeleri anlamına geliyor. Türkiye ile Suriye birliklerinin karşı karşıya gelmesi gibi bir riski de beraberinde getirecek. Zor bir süreç yani bu.
20'DEN FAZLA SERVİS BURADA OPERASYON YÜRÜTÜYOR
Biz şimdi burada aktörleri ABD geliyor, Rusya vurur mu, burada ekstrem gruplarla görüşüyor mu, İran ne yapıyor. Türkiye'nin pozisyonu ne diye düşünüyoruz ama şu an burada bendeki bilgi 20'den fazla servis burada operasyon yürütüyor. Ben İngiltere diyeceğim şaşırmayacaksınız. Çin diyeceğim. Çin'in bile burada paramiliter anlamda çalıştığı gruplar olduğu bilgisi var Ankara'da. Neden mi, çünkü Doğu Türkistan kökenli çok fazla militan var ve Çin burada kendine bir sorumluluk payı çıkartarak müdahil olmaya başlamış. Çok ilginçtir yani. Onun için herkes kendisine bir sebep, bir organik bağ bularak buraya gelmeye başlıyor. Ama şunu söylüyorlar Suriye'de çözüme yaklaşıldığı şu sıralarda, çözüme az kaldığı dönemde gibi ifadeler kullanılıyor.
Suriye'de trajedinin bitmesi herkesin isteği ama Rusya olarak soruyorum iki üssünüz var. Sıcak denizlere inme hayalinizi fazlası ile gerçekleştirdiniz. Bir kara, bir deniz üssü. Hava savunma sistemleri, savaş uçakları, opere edebilecek kadar bir çok alt yapı kabiliyeti elde ettiniz. Hem Amerika hem de Rusya defalarca ne açıklaması yaptı "biz buradan çekiliyoruz Suriye'de ne olursa olsun" dediler. Ama her geçen gün oradaki varlıklarını daha da artırdılar. Bunun satranç hamlesi olduğu belliydi zaten. Defalarca da söyledik.
Şimdi Rusya olarak sorsam Suriye'de bukadar büyük bir avantaj yakalamışken iki üsse sahip olarak, buradan kendinizin olmadığı bir çözümü kabul eder misiniz bu saatten sonra? Krizin üzerinden 7-7.5 sene geçti buradaki süreçlerin ve menfaatlerin tamamı kangren haline geldi.
Menfaatler kangren haline gelince okyanusun öbür tarafından Amerika da geliyor, dünyanın öbür tarafından Çin de geliyor. Yani herkes burada pozisyon tutuyor. Çünkü burayı tutan İsrail'i tutacak. Burayı tutan Doğu Akdeniz'i tutacak. Mesele sadece Suriye olmadığı için, mesele Esed'in gelip gitmesinden ziyade Esed'ten sonra biz nasıl bir çözüm buluruz, Esed'in yerine kim gelmeli, kimler gelmeli, Suriye kaç parça olmalı, kaça bölünmeli ya da bölünmemeli mi. Menfaat pastası bunun üzerine yoğunlaştığı için ben 7 Eylül öncesi Türkiye, İran ve Rusya'nın çözüme yönelik toplantısı öncesinde süreci mayınlayabilecek doğrudan ve dolaylı gelişmelerden endişe ediyorum. İnşallah yanılırız.
Yazarlar
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.02.2020
4.02.2020
5.01.2020
30.12.2019
8.02.2019
15.10.2019
18.10.2018
11.10.2018
14.09.2018
11.09.2018