Mümtazer TÜRKÖNE

Mümtazer TÜRKÖNE
Mümtazer TÜRKÖNE
Tüm Yazıları
Kime dokunacak?
16.04.2016
1711

 Dokunulmazlıklarla ilgili AK Parti formülü, açıkça anayasaya aykırı; çünkü bireysel başvuru hakkını kullanarak dokunulmazlıkları kaldırılanların Anayasa Mahkemesi’ne gitmesini engelliyor. Daha tuhafı, Kılıçdaroğlu’nun anayasaya aykırılığın farkında olmasına rağmen “evet” diyeceklerini açıklaması. Üstelik gelecek tehlikenin farkında olduğunu söylüyor: “Anayasaya aykırı, halkı kandırmaya yönelik bir düzenleme geliyor. Dokunulmazlık kalktıktan sonra bizi hapse atacaklarsa atsınlar.” Kasabın bıçağına boynunu uzatan koyun psikolojisinin de bir anlamı ve karşılığı olmalı; nitekim sol düşünce geleneğinde var.

Diktayı faşizme zorlamak:

Daha çok Marksist “öncü gerilla” teorisine ait olan, ama demokratik toplumlarda da iktidarı yıpratmak için çok bilindik bir taktik: Diktaya yönelen iktidarı açıktan zulüm ve adaletsizlik yapmaya zorlamak, böylece haksızlığını geniş kitlelere gösterip, meşruiyetini ortadan kaldırmak. İktidara tutunabilmek için zorbalık dışında çare kalmayınca, kendi koyduğu kuralları bile çiğnemeye başlayınca faşizm eli mahkûm yükselişe geçiyor. Kullandığı aşırı şiddet iktidarı yalnızlaştırıyor, yalıtıyor ve sonunda çürük bir meyve gibi devrilip düşüyor.

Kılıçdaroğlu’nun dokunulmazlıklar konusunda “bedeli neyse öderiz” sözü, iktidarın altını oymaya yönelik bir pasif direniş ilanı gibi görünüyor.

Zorlanınca sistemi değiştirip sorunları çözmek:

Dokunulmazlıklar konusu, parlamenter sistemin en temel olmazsa olmazlarından biri. Erdoğan’ın tam saha presi yüzünden iktidar partisi, bu temel taşı yerinden oynatarak, HDP’li milletvekillerinin dokunulmazlığını kaldırmayı ve güya bu yolla terörle mücadeleye bir araç sağlamayı amaçlıyor. Sorun çözmek için sistem değiştirmenin yol açacağı yapısal sorunlar bir tarafa, bu düzenleme Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin meşruiyetini ve saygınlığını tamamen ortadan kaldıracak. Erdoğan’ın sulh ceza hakimlerinin önünde kurbanlık koyun gibi sıraya giren parlamanterler, “suçlu iseler tutuklu yargılansınlar” içtihadına göre zaten kesilmiş cezaya göre muamele görecekler. HDP milletvekilleri ile sınırlı kalmayacak olan bu anayasa değişikliği, dolaylı yoldan Sarayın Âyan Meclisi’ne dönüşecek.

Halbuki çözüm zaten sistemin içinde mevcut. Dokunulmazlıkları düzenleyen 83. madde, milletvekillerinin yargılanmalarının önünü de açıyor. Çare çok basit: Meclis bu maddeye uygun bir şekilde dokunulmazlık dosyalarını tek tek karara bağlayacak ve gerekli gördükleri için yargı yolunun önünü açacak.

Meclisi boykot etmek:

Parlamento torba yasaların noteri sıfatıyla zaten felç durumda. Şayet dokunulmazlıklar kalkarsa, kendi hukukuna sahip çıkabilen bir yasama organı kalmayacak. Kılıçdaroğlu, 299. maddenin örgütlü ve sistematik ihlali gibi sivil itaatsizlik eylemleri tasarlıyorsa, meşruiyeti kalmayan Meclis’i boykot ederek güçlü bir dalga oluşturmaya niyetleniyor olabilir. Sistemin bütünüyle çökmesi anlamına gelen bu dalganın altında Saray dahil herkes kalabilir.

2019 yılında üç seçim sandığı birden halkın önüne gelecek. Bugünden tek birinin bile adil, eşit ve demokratik bir seçime zemin oluşturmayacağı ortada. 2013 sonundan beri adım adım açık faşizme kayan bir yapıya doğru gidiyoruz. Bu otokratik yapı tek bir kişiyi ve keyfiliği esas aldığı için bir sistem değil; yine de kemale ermesi için şekli olarak mevcut sistemin desteğine ihtiyacı var. Kılıçdaroğlu’nun bu biçilen rolü oynamayı reddetmesi bile faşizmin kostümlerini giymeden çırılçıplak yakalanmasına yol açabilir.

Saray altında kalır:

Sistem çökerse ilk önce saray altında kalır. Başbakandan bir diktatör çıkartabilirsiniz, ama cumhurbaşkanlığı makamı bu role uygun değil. Cumhurbaşkanı gücünü ayrı ayrı yürütme, yasama ve yargıdan alıyor; bu güçlerin sistem içi görevlerinin ve yetkilerinin buharlaşması sistemin bütünüyle çökmesi ve taşıdığı her şeyin devrilmesi anlamına gelir.

ABD Dışişleri Bakanlığı’nın yayımladığı raporda  (AGİT seçim raporuyla uyumlu) Türkiye ile ilgili 70 sayfalık bölüm, sadece demokrasi ve hukuk eksikliğinin değil, dünyaya rezil oluşumuzun da fotoğrafını veriyor. Bu fotoğraf için ödeyeceğiniz bedel, ülke bağımsızlığının rehin alınması ile sonuçlanıyor.

Dokunulmazlıkların kaldırılması terörle mücadeleye mi, yoksa açık faşizme geçişe mi katkı sağlayacak? Cevabı, şehir savaşında ürettiği insafsız şiddet yüzünden PKK’ya mesafe koyan bölge halkından almayı deneyin.

https://www.yarinabakis.com/2016/04/15/kime-dokunacak/

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar