Nihat Ali Özcan
Kısa zaman öncesine kadar gündemi meşgul eden Fırat’ın doğusu bugünlerde daha az konuşuluyor. Bu, sorunun çözüldüğü ve Türkiye’nin kaygılarının sona erdiği anlamına gelmiyor. Nitekim kapalı kapılar ardında bir dizi görüşmenin yapıldığına, siyasi, askeri tablo değişikliğini hedefleyen yeni stratejilerin masada olduğuna dair yeterince alamet var.
ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi, Büyükelçi James Jeffry’nin medyaya yaptığı açıklamalarda görüşmelerde “umut verici” ilerleme sağlandığını belirtmesi bunun en güçlü işareti. ABD temsilcisinin işi gerçekten zor. Bir yandan Türkiye’nin kaygılarını gidermeye, bir yandan da PKK/PYD’nin Suriye’deki kazanımlarını kısmen muhafazaya imkân verecek bir çözüm üretme peşinde.
Türkiye, PKK/PYD’nin sınır boyunca siyasi ve askeri kontrolü elde bulundurmasının kabul edilemez olduğunu defalarca dile getirdi. ABD tarafı, Türkiye’nin kaygılarını anladıklarını ifade etti. Bugün söz konusu kaygıları (!) giderecek adımları içeren plan, PKK/PYD’nin “askeri güçlerini” sınırdan belirli bir uzaklığa çekerek muhafaza etmeyi esas alıyor. Yeni pozisyonu ile PKK/PYD Türkiye için askeri tehdit oluşturmazken (!) bölgede siyasi varlığını sürdürebilecek. Bu siyasi varlık, bir sonraki adımda Suriye müzakereleri sürecinde ABD’yi masaya taşıyacak “endemik” örgüt olmasını sağlayacak.
ABD için PKK/PYD’nin askeri kapasitesinin muhafaza edilmesi birkaç açıdan önemli. Her ne kadar Arap ve Kürt unsurları arasında bir iş birliği varmış gibi görünse de Fırat’ın doğusunda yaşayan Arapların pek güven telkin etmedikleri belli. Yine olası DAEŞ hareketlenmesinde ABD PKK/PYD’ye ihtiyaç duyacaktır. Öte yandan, Fırat’ın doğusunda işlevsel bir kamu düzeninin kurulmasında PKK/PYD güvenlik sağlayıcı polisiye güç olarak rol üslenecektir. Ayrıca Irak üzerinden batıya uzanan İran nüfuzunun Suriye’nin güneyinde tutmanın en ucuz yolu PKK/PYD’nin askeri gücünün muhafazasıyla mümkün.
PKK/PYD’nin askeri gücünün Türkiye sınırından güneye çekilmesi, sorunun şimdilik kaydıyla, çözülmesini değil “yönetilmesini” sağlar. Bu ise sadece Türkiye’nin değil aynı zamanda Suriye Demokratik Güçleri’nin (siz onu PKK/PYD olarak okuyun) ikna edilmesiyle mümkündür.
Türkiye’nin en baştan beri tezi, PYD’nin PKK’nın organik bir parçası olduğu yönünde. Bilindiği üzere ABD ise bunun tersini savunmakta ve PKK’dan bağımsız olduğunu iddia etmektedir. Ancak müzakerelere Öcalan ve PKK’nın gölgesinin düşmesi PYD’nin bağımsız karar alamayacağını göstermiştir. Söz konusu süreçte “sarı ışık yakabilecek merci” ise Kandil’dir. Kandil’in sarı ışığını yeşile çevirebilecek olan faktörler ise şunlardır.
PKK, Suriye, İran, Irak ve Türkiye’yi bir bütün olarak ele alır. Bu manada Suriye ikincil öneme sahip “tali” bir bölgedir. Örgütün Suriye’deki tarihi, bu ülkenin sosyal dokusu, politik kültürü, ittifakları ve jeopolitiği kararları şekillendirir. Oysa Türkiye, örgüt için “asıl hedeftir.” Bu yüzden, PKK Suriye’de, esasa müteallik olmayan (silahlı unsurları sınırdan geri çekmek) gibi konularda taviz verebilir. İkinci husus, Öcalan faktörüdür. Onun söz konusu gelişmelerden ne umut ettiğidir. Son olarak, PKK’ya Suriye’nin geleceği tartışılırken neler vaat edildiğidir.
ABD, başta İran olmak üzere bölgesel gelişmeleri radarına aldığı bir dönemde Türkiye’yi sakinleştirici adımlar atmaya devam edecektir. Tüm bu gelişmelerde önemli olan, Öcalan ve terör örgütü kadar, İran ve Rusya’nın da oyuna hangi araçlar ve vaatlerle girecekleridir.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2019
11.06.2019
28.05.2019
21.05.2019
8.05.2019
23.04.2019
19.04.2019
16.04.2019
10.04.2019