Nuray MERT
Başından söyleyeyim, muhalefet çevresinde moral bozukluğu ve küskünlük gibi nedenlerle ikinci turda sandık başına gitmemeyi düşünen varsa, yapmasın, etmesin, mutlaka sandık başına gitsin. Demokratik hakkını kullansın, mevcut iktidara itirazlarını kayda geçsin, bu çok önemli diye düşünüyorum.
Küskünlüğü bir noktaya kadar anlamak mümkün, zira ben bu seçimde kerhen muhalefete oy verenlerin olduğunu düşünüyorum. İşin burası, başta CHP olmak üzere Millet İttifakı içinde yer alan siyasi liderlerin sorumluğu. Şartların iktidar açısından bu denli olumsuz olduğu bir ortamda, siyasi bir alternatif olarak göz dolduramadılar, muhalafet coşkusu, heyecanı yaratamadılar. Ancak diğer taraftan, seçmen dediğimiz insanlar da, sonuçta destekledikleri muhalefet partileri üzerinde, zamanında daha etkin bir muhalafet için yeterli baskıyı oluşturamadılar. Halen, seçim sonuçlarından kendi partilerini değil de, başkalarını suçlamaya meyilliler. Hala, bazıları seçim sonuçlarının hileli olduğunu düşünüyor, bazıları ‘bu toplum adam olmaz’ havasında. ‘Acaba bizde hiç mi kusur yok’ diye düşünen çok az.
Yirmi yılı aşkın zamandır iktidar olan, dahası bu iktidarı otoriter siyasetler ile devlet baskısına dönüştüren AK Partisi’nin yarattığı haksız rekabet koşulları tartışılmaz. Ama, tek sorunun bu olmadığını hepimiz biliyoruz. Her şeyden önce, başı sıkışınca, bu toplum cahil, akılsız, faşist, vs. kafasında olmak başlı başına bir muhalefet zaafı. Yok, tersi de doğru değil, yani ‘toplum en iyisin bilir’, ‘Anadolu irfanı’ gibi toplum güzellemeleri de siyaset efsanelerinden başka bir şey değil. Öyle olmasaydı, her şeyden önce, 1980 sonrası darbe Anayasası referandumda ezici çoğunlukla kabul edilmezdi.
AK Partisi, zamanında sadece dini hassasiyetleri temsil ettiği için değil, kendini dışlanmış hissedenlere iktidar yani güç, para, mevki vadettiği için geniş destek buldu.
Diğer taraftan, demokrasilerde, sosyolojik, kültürel, dini etkenlerin çoğunluğun oyunu almak konusunda tesirli olduğu bir vaka, ancak sonuçta bunlar tek başına ikna edici olmuyor. Olmadığını son seçimde net biçimde gördük, olsaydı, içinde dindarından laiğine, milliyetçisinden Kürdüne her kesimden temsilci bulunduran Millet İttifakı’nın yüzde elliyi kolaylıkla aşması beklenirdi. Seçmen davranışı, kolay izah edilemeyecek pek çok ve karmaşık etken ile belirleniyor. O halde, kolayına kaçmadan bu karmaşık düğümü çözmeye çalışmak lazımdı.
Ben Millet İttifakı’nın CHP ve muhafazakârları, demokratik zeminde buluşturmasının demokrasi ve toplumsal barış açısından sembolik öneminin çok değerli olduğunu düşünen biriyim. Keşke her şey sembolik alanda çözüldüğü gibi, toplumsal karşılık bulsa. Neden bulmuyor sorusunun cevabını vermek açısından, öncelikle ‘muhafazakâr seçmen’ mitinin çözülmesi gerekiyor. Muhafazakârlık, milliyetçilik ve özellikle İslamcılık, dini referansların önemli olduğu, ancak onun ötesinde sosyolojik, sınıfsal koşullarla ile şekillenen siyasal tavırlar. AK Partisi, zamanında sadece dini hassasiyetleri temsil ettiği için değil, kendini dışlanmış hissedenlere iktidar yani güç, para, mevki vadettiği için geniş destek buldu. Sonuçta, doğal olarak toplumun çoğunluğu güç, prestij, para ve mevki kazanmadı, yani AK partisini destekleyenlerin tümü bu iktidarın nimetlerinden tabii ki faydalanamadı, ama kendileri ile özdeşleştirdikleri lider üzerinden iktidar olduklarını, güçlü olduklarını hissettiler. Bu his hep canlı kaldı.
Bu husus yeterince anlaşılmış olsaydı, AK Parti’ye oy verenleri hor görme tavrının bu partiye desteği canlı tutmak açısından ne kadar etkili olduğu anlaşılırdı. Aynı çerçevede, Erdoğan’a yönelik eleştirilerin, doğrudan veya dolaylı küçümseme içermesi, lidere bağlılığı pekiştirdi. Seçim sürecinde, Erdoğan’ın diploması tartışmasını uzatmanın tam da böyle bir duyguyu pekiştireceğini yazdım. Diğer taraftan, bu iktidarı Taliban rejimi ile bir tutmak gibi abartılı eleştirilerin haklı eleştirileri gölgeleyeceğini yazdım. AK Partisi iktidara gelirse, kadınların bir daha oy veremeyeceğini iddia etmek gibi haksız ithamların muhalefet zaafı olduğunu yazdım, vs. Tüm bunları, ‘muhalefet beni dinleseydi’ veya ‘ben doğrusunu biliyorum’ gibi yersiz bir düşünce ile hatırlatmıyorum.
Benim söylediklerim haklı veya değil, kimin söylediği de önemli değil, önemli olan muhalefetin bir takım ezberlere toz kondurmamak yerine, daha derin ve geniş bir toplum ve siyaset okumasına girişmemiş olması sorununa işaret etmeye çalışıyorum. Tabi, sadece söylem düzeyinde değil, başta CHP olmak üzere, parti örgütlenmelerinin bu kadar zamandır başarısız olmuş olan kadro ve söylemleri gözden geçirmek gibi bir kaygısının olmaması, en büyük sorundu. Olan oldu, umalım, tüm olumsuzluklara rağmen, Türkiye’de demokrasi adına, ikinci tur seçimlerde umutlu bir sürpriz olur. Olmazsa, bu kez de işi mızıkçılıkla, pişkinlikle, kendi yerine toplumu suçlamakla geçiştirmek mümkün olmaz inşallah.
Yazarlar
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları

































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.11.2025
19.10.2025
4.10.2025
15.04.2025
10.03.2025
23.02.2025
16.02.2025
11.11.2024
14.06.2024
5.05.2024