Orhan MİROĞLU-Taraf yazıları
Taner Akçam’ın ara ara Taraf’ta çıkan yazılarını keser saklarım. Yüzleşme konulu bir toplantıya davet edildiğimde, o yazıları tekrar okumak, yaptığım hazırlıklara büyük katkı sağlar.
Tarihle başımızın belada olduğu ve bu beladan kurtulmadıkça huzura kavuşamayacağımızın az çok anlaşıldığı bu dönemde, Akçam gibi dostlarımız daha fazla yazmalı ve konuşmalı diye düşünüyorum.
Taner Akçam Neşe Düzel’e bir söyleşi verdi.
PKK’nin kuruluşu ve özel olarak da Öcalan için söyledikleri epey ses getirdi.
Oysa 1915, İslami uyanış ve Türkiye’de değişimi ve demokratikleşmeyi mümkün kılacak dinamikler için ifade ettiği görüşler bir o kadar önemliydi. PKK ve Öcalan için şöyle diyor Akçam:
“....bizim Ankara’dakiler de Öcalan’ı kullandıklarını zannediyorlar. Şimdi Öcalan’ı kullanıyorlar ama uzun vadede Öcalan galip gelecek.
– Nasıl galip gelecek?
Öcalan ne isterse yapmak zorunda kalacaklar. Sonuçta Ankara’dakiler Kürt meselesinin çözülmesini Öcalan’a fiksleyerek ve onu kullanarak meseleyi aşabileceklerini zannediyorlar. Büyük bir tarihî hata yapıyorlar. Çünkü Apo kendisini kullandıra kullandıra hedefine doğru emin adımlarla yürüyor. Öcalan kendi adına yazılan Devrimin Dili ve Eylemi kitabında bunu kendisi de söylüyor: ‘Düşünün devlete Kürt partisi kurduruyorum... Biz devrimci Kürt Partisini nasıl MİT’e dayandırarak kurduysak, Kürt devletini de Türk devletine dayandırarak kurduracağız’ diyor.” (Taraf, 13 Mart 2012)
Burada ifade edilen fikirler üstünde düşünmeye değer.
Bu fikirlerin, Kürt savaşının ortaya çıkardığı siyasi sonuçlarla ve savaşın hakikatleriyle ne ölçüde bağdaştığı üstünde ise ayrıca durmak gerekir.
Devletin; Öcalan üstünden, 70’li yıllarda, demokratik mecrada gelişen ve şiddet önermeyen Kürt hareketine karşı bir taammüt geliştirmiş ve, Akçam’ın deyişiyle, “meseleyi” Öcalan’ı kullanarak aşabileceğini düşünmüş olması artık bir sır değil.. Bu taammüdün hayata geçtiği son çeyrek yüzyılın siyasi sonuçlarına ve verilerine baktığımızda, devletin bu taammüdünde başarı sağladığı da muhakkak.
Öcalan “devlete devrimci Kürt partisi kurdurmakla” övünüyor mu hâlâ bilmiyorum, ama onun başından beri, devletle kurduğu ilişkileri onu siyasi olarak destekleyen kesimlere ve partisine bir başarı öyküsü olarak sunduğu biliniyor. Bu pozisyon alış, PKK’nin bir iç yüzleşme yaşamsını hep engelledi.
“Devlete kurdurulan devrimci partinin” izlediği siyasetin doğruluğundan kuşku duymanın, ve muhalefet etmenin karşılığı en hafifinden hainlikle damgalanmak oldu.
Kürt toplumunda bu düşünce hâkim olduğu sürece, hiçbir şekilde geçmişle yüzleşme mümkün olmayacak ve bu siyaset de herhangi bir şekilde sorgulanmayacaktır.
“Düşmanı kullandık” mantığı devam ettikçe, ortak mutabakatla sürmüş, kabul edilebilir sınırlarda tutulmuş “şikeli bir savaşın” her iki halka ve bu ülkeye maliyetini konuşmak ve bu netameli geçmiş nedeniyle bugün her şeyini kaybetmiş, katillerinin yargılandığı JİTEM davalarına bile, tek başına giren ve tek başına çıkan mağdurların yanında saf tutmanın dahi bir karşılığı olmayacaktır.
Öcalan devleti kullandığını her defasında ifade etti. Devlete, “devrimci Kürt partisi kurdurup” başına geçmek, ne de olsa hiçbir Kürt lidere nasip olmamıştı! Ne Mustafa Barzani’ye, ne Mam Celal’e ne Abdurrahman Kasımlo’ya.. Ama Öcalan’a oldu.
Meğer “Sömürge Kürdistan”ı, silahlı mücadeleyle kurtarmak ve “bağımsız birleşik sosyalist bir devlet” kurmak için yola çıkmış gençler o kadar akıllı davranmışlar ki, partilerini bile devlete kurdurmuşlar!
Kendi payıma ben bu hikâyeye inanmıyorum.
Devlet bir zamanlar komünizm lazımsa onu de ben getiririm diyordu. Komünizm lazım olmadı, devlet lazım olduğunda, Dev-Sol’la, Devrimci Karargâh’la filan uğraştı durdu, ama komünistlik yapmadı. Fakat iki yüzyıla dayanan bir tarihi ve mücadeleler geleneği olan bir ulusal sorun nedeniyle, devlet“Kürtçülük” yapmak zorunda kaldı..
Devletin bu manada, Kürt hareketindeki kontrolü sıradan bir istihbarat ve tehlikeyi kontrol altında tutmak faaliyetinden ibaret değil. Devlet bana kalırsa ciddi ciddi “Kürtçülük” yaptı. Kürt siyasetinde“devlet konsepti” Kürdistan’ın hiçbir parçasında, Türkiye’deki kadar belirleyici ve güçlü olmadı.
Bence bu tarihin de sonuna gelindi artık. “Kral çıplak” diyen çocukların sayısı artıyor.
Bu bakımdan bugün “devlet Öcalan’ın her dediğini yapmak” gibi bir risk ve mecburiyet altında değil. Devletin PKK ve Öcalan üstünden yaptığı “Kürtçülük” ona Kürt toplumunda o kadar büyük bir rahatlık sağladı ki, bu rahatlığın bedelini ödemek zorunda kalan halk, Kürtlerden ve Türklerden başkası değildir. Ama asıl mağdur olan Kürtlerdir.
Kürtlerin en az on milyonu bu ülkenin gerçek “zencileri” haline geldi. Kürdistan’ın demografisi değişti ve nüfusun yarısı Batı’ya göç etti, sürgün oldu.
Kürt sorunu siyasi manada uluslararası gündemde değil, uluslararası mahfillerde, Ergenekon davası bile daha çok konuşulur oldu..
Kürt sivil siyaseti, yirmi yıl parlamento dışında kaldı.
Çeyrek yüzyıl boyunca, Kürt gençleri dağlarda ve Bekaa’da birbirini öldürüp durdu, infazlara kurban edildi.
İttihatçılar Almanlardan öğrendiklerini Kürtlere öğrettiler.
Bugün bir plebisit yapılsa devlet kurmaya evet diyecek olanların sayısı yüzde biri geçmez, onlar da PKK’ye inanmayanlardan oluşuyor.
Kriminalize edilmiş, çoğulculuğu tüketilmiş bir halk gerçeği var..
Kürt halkı kendisine yaşatılan bu savaştan mağdur ve mağlup çıktı.
PKK ve Öcalan mı kazandı peki?
Bence onlar da kazanmadı.
Savaşın şiddetinden uzak kalmış Kürt şehirlerinde siyasi gücü ve etkisi sınırlı bir hareket söz konusu. Bugün, olur ya, Öcalan “devleti yeniden kandırabilse”, devlet taleplerini karşılasa, Kürt nüfusun dörtte üçü talep edilen özekliğin dışında kalır, içinde yaşamak istemez.
Kaldı ki, devletin Öcalan’a mecbur kalması filan bir yana, Abdullah Öcalan kadar siyasi geleceği belirsizliklerle dolu bir lider bulmak zordur.
PKK, Suriye’de Arap Baasçılığına, İranlı Mollalara, Türkiye’de Kemalizm’e ve İttihatçılara mecbur edilmiş, Güney Kürdistan’la her an karşı karşıya gelebilir bir arafta bulunuyor.
Kürt toplumunu yönetmek istiyor, ama öyle bir mirastan geliyor ki, ve öyle bir modelle –KCK– hareket ediyor ki, insanları bu mirasın hakikiliğine ve bu modelin güvenilir bir model olduğuna inandırması mümkün değil.
Devlet Kürtlere de Türklere de çok kötü bir oyun oynadı bence ve oyunun mahiyetini bulup ortaya çıkarmak, artık tarihçilere düşer.
Bu arada yerim de kalmadı, hakkımı fazlasıyla kullandım, ama Akçam’ın söyleşisini yazmaya devam edeceğim.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.10.2012
3.09.2012
1.09.2012
30.08.2012
27.08.2012
25.08.2012
23.08.2012
20.08.2012
18.08.2012
16.08.2012