Orhan MİROĞLU
C
izre olayları Kürt sorununun farklı boyutlarıyla yüzleşmemiz gerektiğini ( Nasuhi Güngör’ün bu konuda Star’a yazdığı son yazıları hararetle tavsiye ederim) göstermekle kalmadı, çözüm sürecinde hemen hiç gündeme gelmeyen ve tartışılmayan ‘Kürtler’in iç barışı’ konusu farklı zaviyelerden tartışılmaya başlandı.
Maalesef kimi köşe yazarlarımız, HÜDA-PAR’a olmadık görevler yükleyerek, bu partiyi Türkiye’yi kendi deyimleriyle ‘PKK belasından’ kurtaracak yegane imkan olarak görüyor ve gösteriyor.
HÜDA-PAR’ın, ne yaparsanız yapın, kısa ve orta vadede HDP/PKK’ye alternatif olamayacağını bilmeyen yok. Toplamda yüz binden bile az oya sahip olan bir partinin, egemen Kürt siyasetine alternatif olabileceğini düşünmek ve bunu getirip ümmetçiliğin gücüne bağlamak için Türkiye’de hiç yaşamamış olmak gerekir..
Kürtler muhafazakar değerlere bağlı olabilirler. Ama Kürtler, siyasi bir çözüm modeli, bir çare gibi düşünülüyorsa eğer, ümmetçilikten epey uzaktalar. Kürtler’e ne ümmetçilik, ne cumhuriyet mutluluk getirdi. Bugün ise, Kürt toplumunun muhafazakarlığı ve siyasi talepleri, HÜDA-PAR’a değil, AK Parti’ye yakın bir yerde duruyor. Bütün merkez sağ ve sol partiler 2000’li yıllarda, bölgede tabela partisi haline gelirken, AK Partinin ortalamada %50 oranlarında oya ulaştı ve Kürt seçmenden en fazla oy alan parti oldu.
Kürtler’in AK Partiye gösterdi teveccühün en önemli sebebi, AK Partinin, Türk ulusalcılığı ve milliyetçiliğinin ihanet suçlamalarına aldırış etmeden, doğru bildiği yolda ilerlemeye devam etmesi ve Kürtlerin desteğini hak eden politikalarda, özellikle de Kürt kimliğinin tanınması siyaseti ve çözüm sürecinde ısrar etmesidir.
Bu ısrarı 12 yıldır yaşanmamış sayın; bu durumda, Türkiye’nin demokrasi ve değişim hamlesinden geriye bir şey kalmaz, Türkiye etnik bir çatışmanın eşiğine yuvarlanabilirdi.
Bu noktaya nerelerden geldiğimizi hatırlamakta ayrıca fayda var. Çok değil, üç beş sene önce Türkiye, savaş yorgunu bir psikolojiyle, Srilanka yöntemini bile tartışıyordu. Osman Pamukoğlu gibiler, katılımcısı 40-50 kişiye kadar düşen mitinglerde atıp tutuyor, dağlara düzenlenecek seferlerle Kandil’i yerle bir edeceğini savunuyordu..
Esefle söylemek gerekir ki, geçmişten ders almayanlar, bugün de, PKK’ye karşı HÜDA-PAR diyenler, farkındalar mı bilemem ama, aslında bir çeşit Srilanka yöntemini savunmaktalar. Çünkü böyle bir çatışmanın her ne sebeple olursa olsun körüklenmesi ve hele ümmetçiliğin, PKK’nin jakobenizmine karşı ideolojik bir çare olarak düşünülmesi, Srilanka’dan beter felaketlere yol açar.
Kürt sorununda tekçi, monist anlayışlara karşı çıkmak, HÜDA-PAR dahil herkese siyaset yapma hakkını savunmak ayrı bir şey, ama ümmetçiliğin Kürt sorununu çözebileceğini tahayyül etmek ayrı bir şeydir.
Kürt-Türk siyasi ilişkilerinin tarihsel sonuçlarıyla, ta Malazgirt’ten başlayarak, 1514’e gelinceye, oradan da cumhuriyet dönemi isyanlarına, ret ve inkar politikalarına varıncaya kadar yüzleşmek elbette çok gerekli ve önemlidir. İyi olan örmekler her zaman hatırlanmalıdır. Ama bu, geriye dönüş tahayyülleri için değil, her iki halkın siyasi ilişkilerinin demokratik ilke ve normlara oturması, giderek eşit yurttaşlığın tesis edilmesi ve her iki halkın demokrasi mücadelesinin her türden jakobenizmin elinden kurtarılması için gereklidir.
Bizi bu saatten sonra bir arada tutacak olan değerler, demokratik ve anayasal değerlerdir.
Eruh-Şemdinli baskını bir çeşit ‘eşkıyalık’, veya birkaç eşkıyanın marifeti olarak görüldü. Haliylen çözüm dediğimiz alanda geliştirilen ve benimsenen politikalar da, ‘ eşkiyalığa karşı askeri mücadele’ konseptinin ötesine gidemedi. Ama ‘eşkıya’ olduğu söylenen insanların sayısı habire arttı, sİyasallaştılar ve güçlendiler.
Türkiye, onların bir gün düz ovaya siyaset yapmak için, ama silahsız inmelerini beklerken, siyasi şartlar, Ortadoğu’daki jeopolitik sebepler, tercihler ve siyasi basiretsizlikler, yetersiz ve bazen de baştan sona yanlış teşhisler sonucu olsa gerek, bugün bir kısmının silahlarıyla beraber düz ovaya indiklerine şahit oluyoruz. Halka karışıyorlar ve onları halktan ayırmak artık imkansız. Tam da bu noktada, HÜDA-PAR’ın ümmetçiliği ve Kürtlüğü geliyor akıllara. Birileri mal bulmuş mağribi gibi HÜDA-PAR’a sarılmamızı istiyor ve HÜDA-PAR’ın Türkiye’yi bu ‘beladan’ kurtarabileceğini düşünüyor.
YDGH, Vahap Coşkun’un isabetli analizinde de belirttiği gibi ( Açık Görüş-4 Ocak) direk Kandil’e bağlı bir kuruluştur. Kandil’in ortaya koyacağı siyasi irade ve HÜDA-PAR’ın göstereceği azami hassasiyet Kürtler’in kendi aralarında bir çatışma yaşamalarını önleyebilir. Çabaların bu yönde yoğunlaşması gerekir. Kürtler’in, DBP ve HDP gibi kimseye nasip olmayan iki partisi varken, bu iki partiyi bile zaman zaman sollayan, kamuoyu karşısında güç durumda bırakan, 6-8 Ekimde ve şimdi de Cizre’de olduğu gibi, olayların pasif izleyicisi haline getiren bir gençlik örgütlenmesine Kürt siyasetinin, ‘müzakere aşamasında’ ihtiyaç duymaması gerekir.
O halde çözüm bu gençlere eylemlere giderken yüzlerine maske takmamalarını istemekten geçmiyor. Bu gençlerin DBP veya HDP’ye davet edilmesi tek gerçekçi çözüm olacaktır.
Bu daveti yapabilecek ve davetine icabet alacak tek kişi ise, şüphesiz bu gençlerin hayran olduğu PKK lideri Abdullah Öcalan’dır.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.04.2016
13.04.2016
11.04.2016
10.04.2016
8.02.2016
6.02.2016
5.02.2016
4.02.2016
3.02.2016
30.03.2016