Süleyman YAŞAR
Bildiğiniz gibi Merkez Bankaları para politikasını bir çıpaya bağlayarak uygulamaya çalışırlar. Tarihî olarak ele alırsak, para politikası çıpaları; altın sisteminde altının sabit fiyatı olarak belirlendi. Fakat yeterli miktarda altın bulunmadığından altın çıpası terk edildi.
Bunun üzerine monetarism’in zirve yaptığı 1980’lerde, para arzı, çıpa olarak alındı. Fakat paranın devir sürati kontrol edilemediğinden bu çıpadan vazgeçildi.
Ardından döviz kuru çıpa olarak alındı. Bu defa dövize spekülatif ataklar bu çıpayı da yerle bir edince, enflasyon hedeflemesine geçildi.
Şimdi enflasyon hedeflemesi rejimi de tartışılıyor.
Niye tartışılıyor?
Çünkü küresel petrol ve gıda fiyatları arttığında Merkez Bankaları faiz oranlarını çoğaltıyorlar. Tabii faiz artınca ülke ekonomisi daralıyor, büyüme hızı geriliyor. İşte bu nedenle enflasyon hedeflemesi rejimi yetersiz kalıyor.
Gelelim bu kısa açıklamayı niçin yaptığımıza...
Harvard Üniversitesi John F. Kennedy School of Government’dan iktisatçı Jeffrey Frankel, enflasyon hedeflemesi rejiminin artık terk edilmesi gerektiğini söylüyor. Ve enflasyon hedeflemesi rejiminin ekonomiyi gereksiz büyüttüğünü ve küçülttüğünü ileri sürüyor.
Yine Frankel, Avrupa Merkez Bankası’nın 2008 krizinde artan petrol fiyatları nedeniyle enflasyondan korkarak faizleri çoğalttığını, oysa ekonominin durgunluğa doğru gittiği bu dönemde yüksek faizlerin adeta durgunluğu hızlandıran etki gösterdiğini ileri sürüyor.
Bu arada Frankel, Amerikan Merkez Bankası’nın 2004-2006 yıllarında faizleri aşırı düşürdüğünü ileri sürüyor. Dolayısıyla Amerikan ekonomisinin nominal olarak yüzde 6 oranında büyüdüğünü belirtiyor.
O hâlde ne yapmalı?
Jeffrey Frankel Merkez Bankalarının bundan böyle nominal milli geliri (nominal gross domestic product) hedeflemesinin doğru olacağını ileri sürüyor. Nominal milli gelir hedefi yıllık yüzde 4-5 artış olarak belirlendiğinde, bu büyüme hedefi yüzde 4 oranındaki enflasyon hedefine denk düşebiliyor. Böylece nominal milli gelir hedefi reel büyüme hızını çoğaltıp reel faiz oranlarını otomatik olarak azaltıyor. Uzun dönemde yüzde 4- 4,5 oranındaki nominal milli gelir artış hedefi yüzde 2- 2,5 oranında reel büyümeye denk geleceğinden enflasyon yüzde 1,5- 2 düzeyinde kalabiliyor.
Gelelim nominal milli gelir hedeflemesinin faydasına...
Enflasyon hedeflemesi rejiminde artan petrol ve gıda fiyatları karşısında Merkez Bankaları enflasyonu önlemek için faiz artırıp ekonomiyi küçültüyor ya da aksi durumda faiz indirip ekonomiyi aşırı genişletebiliyorlar. Hemen bir örnek verelim; enflasyon hedeflemesi rejimini uygulayan Türkiye’de hem enflasyon hedefi bir türlü tutmuyor hem de bir anda ekonomi hızla genişliyor ya da hızla daralıyor.
İşte Frankel’in önerisi bu oynaklığı giderebiliyor. Özellikle küresel fiyatlar karşısında çaresiz kalan yükselen ülkeler için iyi bir öneri oluyor nominal milli geliri hedeflemek. Denemekte fayda var.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.07.2016
13.07.2016
4.02.2016
2.02.2016
1.02.2016
10.06.2016
31.05.2016
27.05.2016
18.05.2016
17.05.2016