Taha Akyol
Cumhurbaşkanı Erdoğan özel bankaları “yüksek faizle sömürü çarkını devam ettirmek”le suçladı, düşük faizli kredi için kamu bankalarını adres gösterdi.
Kamu bankları siyasi otoritenin emrindedir. Piyasa, serbest rekabet, iktisadi rasyonalizm, hatta verimlilik ve kârlılık ikinci plandadır. Siyasi iktidar nasıl emrederse kamu bankaları öyle davranır. Zarar ettiklerinde “görev zararı” diye tüm vergi mükelleflerine ödettirilir.
Bu yüzden toplam ekonomide verimlilik ve etkinlik düşer… “Siyasi otorite” fikri bütün tarihimizde ekonomiye musallat olduğu için hiçbir dönemde piyasa ekonomilerinin, mesela Güney Kore’nin iktisadi dinamizmini kazanamadık.
Kamu bankalarının kredi işlemlerin siyasi tercihler büyük önem taşır üstelik; “bizden” olmak öncelik sağlar!
FAİZ ÜZERİNDEN İKİ MESAJ
Tabii Erdoğan’ın “faiz sömürüsü” vurgusunun İslami yönü de var. Zaten kendisi “nass” diyor. Bu söylemle hem düşük faizli krediye muhtaç milyonlarca vatandaşımıza hem haram olduğu için faizden sakınan milyonlarca dindar vatandaşımıza mesaj veriyor: Seçmenin hem cebine hem kalbine sesleniyor.
Ancak şu bir gerçektir ki, bütün tarihimizde hiçbir iktidar, Erdoğan hükümetleri kadar ağır borç ve ağır faiz yükü altına girmemişti.
Erdoğan düşük faiz demekle doğru söylüyor, fakat emirle faiz indirmek gibi yanlış araçlar kullandığı için Türkiye’nin borcunu da faiz yükünü de tırmandırıyor. İşte hükümetin 2022 bütçesinde faiz ödemelerine ayrılan para 240 milyar liradır!
Hangi hükümet bu kadar ‘faizci’ olmuştu?!.
Ama Erdoğan, enflasyonun üstünde faiz uygulayan bankaları “faiz sömürüsü” yapmakla suçluyor.
Halbuki “faizlerin en azından enflasyon seviyesinde tutulma mecburiyeti” olduğunu söyleyen de kendisiydi. (11 Kasım 2020)
'ACI İLAÇ'
Erdoğan şimdi bankalara, “enflasyonun altında faiz işlemi yapın” diyebilir mi? O zaman döviz kaç liraya çıkar?! Kur Korumalı Mevduat mı, diyeceksiniz! Tamam da artacak kur farkının Hazine’ye ve Merkez Bankası’na yükleyeceği maliyet ne olacak? Bunun artıracağı enflasyon?..
ASO Başkanı Nurettin Özdebir, eli taşın altında bir sanayici olarak, gerçeği ifade ediyor:
“Enflasyonu kontrol etmeden atılan adımlar faizde kalıcı düşüş sağlamaz. Önemli olan TL’nin öngörülebilirliğinin artması; bunun da çıpası döviz kurlarıdır.” (26 Ocak)
Evet çıpa, döviz kurlarıdır!
Döviz kurları deyince de ekonomide verimlilik, teknoloji, katma değer, dış politika yani jeopolitik riskler, kurumların güçlü olup olmaması gibi birçok faktör devreye giriyor.
Nitekim Erdoğan’ın “düşük faiz” örnekleri olarak zikrettiği ülkelere bakın; hepsinde liyakat ilkesi, bağımsız Merkez Bankası, objekif ihale kanunları, sağlam kurallar ve kurumlar vardır: Amerika, Almanya, Japonya…
Evet düşük faizin yolu o ülkelerdeki gibi güçlü kurumlardır. Bilhassa Putin’i dinlemeyen Rus Merkez Bankası, Trump’ı dinlemeyen FED kadar bağımsız merkez bankaları…
Bağımsız merkez bankaları faizin “acı ilaç” olduğunu bilir ve oy hesaplarına kapılmadan uygular. Bir yıl önce Erdoğan da “faiz acı ilaçtır” diyordu. (20 Aralık 2020)
BAĞIMSIZ MERKEZ BANKASI
Birinci Dünya Savaşı’nın ardından 24 Eylül’le 8 Ekim 1920 tarihleri arasında toplanan Uluslararası Mali Konferans şu tavsiye kararını almıştı:
“Bankalar ve bilhassa merkez bankaları, her türlü siyasi nüfuzdan sakınmalı ve ihtiyatlı bir mali siyasetin prensiplerinden ilham alınarak idare olunmalıdır… Siyasi mahiyette her türlü nüfuzdan korunmalı ve sırf mali usullere göre işlemler yapması sağlanmalıdır.” (İlhan Tekeli, Selim İlkin, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, 1997, s. 242-243)
Bugün artık merkez bankalarının bağımsızlığı ve piyasa ekonomisinin kendi kurumlarıyla ve kurallarıyla çalışması artık modern ekonomik temel kuralı haline gelmiştir.
Erdoğan’ın 16 sene önceki şu sözleri doğruydu:
“İktidara geldiklerinde faizi kaldıracaklarını söyleyenler var, ama faiz bir dünya gerçeği. Bu bir dönem halkın aklına yattı ama dünyanın gerçeği bu değil. Gerçekleşmeyecek şeyleri söyleyip toplumu boş umutlarla oyalamayacağız.” (18 Nisan 2004)
O politikalar Türkiye’yi kişi başına 13 bin dolar gelir seviyesini çıkarmıştı. O politikalardan uzaklaşmak Türkiye’yi 8 bin dolara düşürdü.
Yanlışta ısrarı anlamak mümkün değil.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.06.2025
8.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
29.05.2025
26.05.2025
23.05.2025
22.05.2025
18.05.2025
15.05.2025