Tanıl Bora
Alparslan Türkeş, 1990’larda şu tekerlemeyi sık sık yinelerdi: “Onlar ne kadar Kürtse biz de o kadar Kürdüz, biz ne kadar Türksek onlar da o kadar Türktür.” Müstakil bir Kürt kimliğini tanımamanın ‘şefkatli’ bir ifadesiydi. Her halükârda, Kürtlerin içine su serpen bir etki yaratmadığı kesin. Sünni-muhafazakâr söylemin,- R. Tayyip Erdoğan’dan alıntılayalım-, “Alevilik Alevi’yi sevmekse ben dört dörtlük bir Aleviyim” formülünün de, keza, hiçbir vakit Alevilerin gönlünü rahatlattığı görülmemiştir.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun, seçim kampanyasından da önce, birkaç yıldır aralıklarla tekrarladığı “Biz de milliyetçiyiz” sözünü da bu fasileye katabiliriz. (Bunun XX-large modeli de var: “Ülkücülük vatanseverlikse bir numaralı ülkücü, milliyetçi benim.”) Rey cinsinden bazılarını ‘kazanmayı’ sağlamış olabilir belki ama ülkücülerle-milliyetçilerle bir ‘anlaşma,’ bir ikna, bir nüfuz, bir etkileşim zemini açtığı çok şüpheli.
“Biz de milliyetçiyiz” teminatı vermenin, milliyetçiliğe nüfuz etmeye, onun baskınlığını kırmaya veya onu ‘geçiştirmeye’ fayda etmeyeceğini, yakınlarda birçok yorumcu hatırlattı.
***
Aracı kullanmanın nafileliğini de bilhassa Kemal Can söyledi. CHP’nin milliyetçilere milliyetçiler vasıtasıyla hitap etme denemesinin neticesi, aracı tuttuğu milliyetçilerin vetocu telkinlerinden başını alamamak oldu.
***
Vatanseverlik/yurtseverlik ‘söylemini’ de, kolayca bel bağlanacak bir çözüm saymamalı. En azından, bir sihirli söz değil bu; adını anmakla bir anda zihniyeti değiştirmiyor, başka bir fikrin kapısını açmıyor.
Teorik açıdan, yurtseverlikle milliyetçilik arasında elbette bir açı vardır. Yurtseverlik, biyolojik veya kültürel-tarihsel bir soya bağlanmış milliyetçilikten farklı olarak, vatandaş topluluğunun ortak değerlerine sadakat duyar; hamasetini fütuhat tarihinden değil vatandaş toplumu olma deneyimlerinin hatırasından çıkartır. Onun ‘millî’ davası, onun ‘beka’ meselesi, beraber yaşama tecrübesinin esenliğidir, o tecrübenin insan haysiyeti ölçüsüyle korunup geliştirilmesidir. Yurtseverlik, demokratik-cumhuriyetçiliğin öteki adıdır, bir bakıma.
Ne çare ki, yurtseverliği ‘doğru’ milliyetçiliğin parolası olarak kullananların, bu farkı, bu derdi anlatmaya çalıştığını, dahası böyle bir dert taşıdığına, genellikle rastlayamazsınız. Zaten yurtseverlik, dünyanın her yerinde, milliyetçiliğin bu teorik muhteva farkını gürültüye getiren işgali altındadır; o farkta diretmek, inat ve teyakkuz ister. Öyle bir itina, öyle bir dert, cari yurtseverlik ‘söyleminde’ pek nadirdir. Soldaki yurtseverlik söylemi, anti-kapitalizmi eksik, etnosantrik, ksenofobik, hamasi bir anti-emperyalizm tarafından özsuyu emilmiş bir söylemdir. Gerçekten sol bir yurtseverlik dilini inşa etmekte ısrar edenlerin, -mesela https://yurtseverce.com/ platformu-, muazzam bir mıntıka temizliği yapması gerekiyor.
***
Önceki Haftalık’ta, milliyetçiliğin siyasi iktidara muhalif sektörü içinde, “Nasıl bir toplum olmalıyız?” “Neyimiz bozuk?” sorularını sormaya bir ucundan yaklaşan eğilimlere dikkat çekmiştim.[1] Temas noktası, bu soru olmalı, değil mi? CHP “Biz de milliyetçiyiz” bayrağını açarken bu yönelimleri gözetmiş, oraları ‘işlemenin’ yolları üzerine düşünmüş müdür? Öyle görünmüyor. “Sınır namustur,” bayrak, bayrak, yine bayrak, kâfi görülmüş olmalı.
***
Milliyetçiliğin üç düzlemini ayırt edersek: Zihniyet kalıbı olarak milliyetçilik; siyasi kimlik olarak milliyetçilik; ve milliyetçiliğin (milliyetçiliklerin demek daha doğru) muhtelif konulardaki kabulleri, önerileri, ‘lâfları’… İlk iki düzlem, esas itibarıyla ‘imanîdir,’ dışa kapalıdır. Temasa, etkileşime ihtimalen elverecek olan, üçüncü düzlemdir. Somut, özgül konuları konuşmak…
O düzlemde de, tabii, dil sorunu var. Tercüme sorunları var - ideolojik jargonlarla ilgili tercüme sorunları... (Ondan öncesi de var.“Millete hitap etmek” diye bir şeyin, yani topyekûn kamuoyuna, daha doğrusu bütün kamuoylarına seslenmenin neredeyse imkansız olduğunu biliyorsunuz. Kamuoyları ayrışmıştır ve memleketimizde bir “kamu yayıncılığı” bulunmuyor.)
***
Dil ve tercüme sorunuyla beraber, tabii, duygusal duvarlar var. Sloganların, ideolojik formüllerin berisinde, hissiyatın derinlerinde, milliyetçilere milliyetçi-olmayanların nesi batar? Tasa-kıvanç cemaatinin dışında, onun hiçbir derdiyle hemdert değilmiş gibi görülürler. “Biz”liğin otağı addedilen millete aidiyet eksiklerinden ötürü, herhangi bir “biz”liğe ehil olamaz gibi görülürler – ya da ancak bir başka hain “biz”e dahil olsalar gerektir. Deprem bölgesinde, aç bîilaç vaziyette başka kimsenin değil de “terörist” addettiği bir komünist partinin yardımını gördüğünü hayretle anlatan MHP seçmenini hatırlarsınız. Deprem dayanışmasının kurduğu o farklı “biz” deneyimi, muhakkak önyargılarda bir kesintidir – ama işte, ömrü ne kadardır? O “biz”liklerin ömrü nasıl uzatılır?
Bu konuştuğumuzla da bağlantılı; milliyetçilere, milliyetçi-olmayanların eleştirelliği batar. Kendi kusurlarına sevdalılığın ideolojisi olarak milliyetçilik (Orhan Koçak’ın tarifini uyarlıyorum), toplumsal durumumuza yönelik eleştirel bakışı, ‘beğenmezliği,’ aşağılama ve kibir ifadesi olarak görür. (O ‘eleştirellik,’ maalesef, kimi zaman sahiden kibir suretindedir.) Bu bakımdan, yine geçen Haftalık’ta söz ettiğim, yeni-muhalif milliyetçilik içindeki (öz)eleştirel potansiyelin altını çizeceğim.[2] Yine, “Nasıl bir toplum olmalıyız?” sorusuna alan açmanın mana ve ehemmiyetine dayanıyoruz.
Bir de, yerli-ve-millî mitini dağıtmanın da bir icabı olarak, ‘dünyevî’ anlamıyla ‘yerli’ye nüfuz etmenin mana ve ehemmiyeti… Yerelin, yer’in yerlisi olmak… Coğrafya olarak, toprak, akarsu, orman olarak vatan; yine Necmi Erdoğan’ın kitabının adıyla söyleyelim, kayıp halk olarak, borçlandırılmış, minnete muhtaç edilmiş, dilsizleştirilmiş yoksul-emekçi halkı olarak millet… Solun sadece yerli değil global bir sorunu olarak, taşrayla temas açığını kapatma ‘davasını’ da ekleyelim.[3]
***
Başka herkes gibi, milliyetçiler de 7/24 milliyetçi olarak gezmiyorlar. (Veya Yağmur Tunalı’nın tabiriyle 7/24 “Türklük ediyor” değiller.) Milliyetçiliği konu etmeden de konuşacak şeyler vardır.
James Joyce’un Ulysses’inde yazarın alt benliği sayılan Stephen ne demiş: “Ülkeyi değiştiremeyiz. Gel, konuyu değiştirelim.”[4] Konuyu değiştirmek, ülkeyi değiştirmenin de yolu olabilir!
[1] https://birikimdergisi.com/haftalik/11416/milliyetcilik-yukseliyor
Kastettiğim elbette bu soruların mealen sorulmasıdır.
[2] Yine bununla alakalı: https://birikimdergisi.com/haftalik/11290/il-gider-tore-kalir
[3] Umut-Sen’in çalışmaları bağlamında konuşmuştuk bunu: https://birikimdergisi.com/haftalik/11165/gogsunde-mahcup-bir-isci-efkari-buyuyordu
[4] “We can't change the country. Let us change the subject.” (Penguin, 2000 s. 748) Bu hikmetli sözü, Hayati Sönmez hatırlattı.
Yazarlar
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.09.2025
23.08.2025
7.08.2025
24.07.2025
29.06.2025
29.05.2025
10.05.2025
22.04.2025
9.04.2025
7.03.2025