Vedat Bilgin
“Artık seçime son üç gün kala, millet iradesinin büyük ölçüde şekillendiği söylenebilir. Elbette her seçim önemlidir fakat tarihimizde iki seçimin sadece seçim olmakla kalmayan, tarihsel bir dönüm noktası olma anlamını taşıdığını görmek durumundayız. 1950 Seçimleri Türkiye’nin tek partili ‘otoriter bir rejimden’ çıkılmasını ifade ettiği için bir ‘siyasal devrim’ niteliğindedir. 24 Haziran bu yönde yani demokratikleşme sürecinde ileri bir aşamayı temsil eden başkanlık sistemine geçişi sağlayan tarihimizdeki bir başka dönüm noktasında yapılan seçim olacaktır.”
Aslında bu seçimler Türkiye’de sistemin değişmesi gerektiğini söyleyenlerle, bunun değişmemesini isteyenler arasında geçmektedir. Bir başka ifadeyle bu seçimle ‘parlamenter sistem’ adı altında, 1950 seçimlerinden sonra ilk askeri darbeyle, 27 Mayıs’tan sonra kurulan, seçimlere rağmen, milletin seçtiği siyasetçilere hiç aldırmadan varlığını sürdüren, devleti ele geçiren bir zümrenin tahakküm düzenine son verilecektir.
NEYİN DEĞİŞİMİ?
“Bir ülkedeki siyasal düzenin gerçek kimliğini onun kurduğu tahakkümün hangi toplumsal temellere dayandığını analiz ederek belirleyebiliriz. Bu açıdan bakıldığında, tahakküm düzeninin dayandığı toplumsal zeminde askerlerin, bürokrasinin ve jüritokrasinin yani yargıç-idareciler grubunun bulunduğu görülecektir. Bu zümrelerin iktidar zemini, devletin içinde hiyerarşik olarak örgütlenmiş bulunan kurumlar vasıtasıyla oluşturulmuş bir yapıdır fakat bunların hem kurucusu hem de güç sembolü olan mekanizma ideolojiktir ki bu bakımdan 24 Haziran’da ortaya çıkacak millet iradesinin militarist ideolojiyi tasfiye etmesi yeni bir ‘siyasal devrim’ olacaktır.”
Devlet yapısı içinde bulunan kurumlar ise, başta MGK olmak üzere adeta kendi iktidarlarını militarizm ideolojisi üzerinden bizzat kendilerinin demokrasiye geçit vermeyecek şekilde sürekli olarak üretmektedirler; bu bakımdan da sistem değişimi aynı zamanda ülkedeki iktidarın toplumsal ve kurumsal yapısını değiştirecek bir olaydır.
Türkiye’deki ‘anti demokratik militarist düzen’ millet iradesine rağmen yaklaşık 60 yıllık tarihinde parlamenter sistem adı altında varlığını sürdürürken iki temel fonksiyon üretmiş bulunmaktadır. Bunlardan ilki, bir ‘zümre iktidarıdır’. Bu iktidar elitlerinin kendi halkına karşı sömürge yöneticiler veya sömürge valileri gibi davrandığını kendi halkının kültürünü değiştirmekle, yok etmekle övündüklerini hatırlatmaya gerek var mıdır?
YA BAĞIMSIZLIK YA BAĞIMSIZLIK
Diğeri ise, ülkeyi dışa bağımlı hale getirmiş olmasıdır. NATO, IMF, Dünya Bankası gibi yapılarla kurulan ilişki herhangi bir ortaklık veya üyelik ilişkisinin dışında, tam anlamıyla bir vesayet ilişkisi mahiyetindedir. Parlamenter sistem adı altında uygulanan anti-demokratik ‘militarist düzen’ Türkiye’yi Batı’ya bağımlı hale getiren bir yapıda olduğu için, bu sistemin değişmesine karşı Batı sisteminin gösterdiği tepkiyi, aldığı tutumu anlamak gerekir.
“Demek ki 24 Haziran’da millet iradesiyle yürürlüğe girecek yeni siyasal sistemle birlikte birincisi, Türkiye artık militarist ideoloji ve kurumsal hiyerarşiler üzerinden Batı’yla arasında yapılandırılmış olan
bağımlılık ilişkilerinin bütünüyle tarihe gömülmesidir. Böylece, Türkiye’yi içe kapatarak, başta Ortadoğu olmak üzere bütün gönül coğrafyasını Batı emperyalizmine açık tutan, onu destekleyen dış politika da tarihe karışmış olacaktır. İkincisi; devlet içinde hiçbir iktidar grubunun oluşumuna imkân tanımayan, devletin bütün kurumsal yapısının seçilmiş başkanın kabinesi vasıtasıyla yönettiği bir hükümet şekli ortaya çıkacaktır. Meclis ise yine milletin iradesine göre yasama yapan bir müessese olacaktır. Bu, milletin üzerindeki iç iktidar zümrelerinin tahakkümünün de bağımlılık ilişkilerinin ürettiği dış baskısının da sonu olacaktır. Unutmayalım demokrasi meselesi bir bağımsızlık meselesidir.”
Yazarlar
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.03.2020
27.05.2019
20.05.2019
9.05.2019
6.05.2019
2.05.2019
30.04.2019
22.04.2019
18.04.2019
15.04.2019