Yaşar YAKIŞ
ABD Merkez Kuvvetler (CENTCOM) Komutanı Votel, geçen hafta Suriye’yi ve sonra da Ankara’yı ziyaret etti. Genelkurmay Başkanlığı ve Dışişleri Bakanlığı’nda temaslarda bulundu. Ondan birkaç gün sonra da Suriye’deki Amerikan askerlerinin YPG/YPJ amblemli fotoğrafları medyaya yansıdı. Bu fotoğraflar, Türkiye’nin büyük tepkisine neden oldu. Türkiye’deki karar vericiler, bu gelişmeleri beklenmedik bir olay gibi karşıladılar mı bilmiyorum ama Suriye’yi yakından takip eden gözlemciler için bu olayın sürpriz sayılacak bir yanı yoktur.
Türkiye acaba bölgedeki gelişmeleri doğru değerlendirebiliyor mu?
İlk olarak eğer Türkiye’deki siyasi karar mercileri ABD’nin PYD kuvvetleriyle bu kadar iç içe olamayacaklarını sanıyor idiyse, bu değerlendirmenin yetersiz olduğu anlaşılıyor. Devletin çok ciddi çalışan askeri makamları ile uluslararası ilişkilerin nabzını gayet iyi tutabilen Dışişleri profesyonelleri, bunu isabetle takdir edebilecek durumdadırlar. Kaçınılması gereken husus, siyasi karar mercilerinin, bu profesyoneller tarafından yapılan değerlendirmeleri ve üretilen alternatifleri bir kenara itip iç kamuoyuna yönelik söylemlerle dış politikaya yön vermeye çalışmalarıdır.
Değerlendirmenin ikinci ayağı ABD ile aramızdaki görüş ayrılıklarıdır. Türk kamuoyunun bir kesiminde adeta ABD’nin Ortadoğu’da atacağı her adımı Türkiye’nin isteklerine uyarlaması gerekir gibi bir beklenti var. Küresel bir aktör olan ABD’nin tüm dış politika hedeflerinin Türkiye’ninki ile aynı olması beklenemez. NATO müttefiki olmalarına rağmen iki ülkenin çıkarlarının bire bir örtüşmediği alanlardan biri Kürt sorunudur. Her iki taraf da bu farklılığa saygı duymaya ve karşı tarafın hassasiyetlerini korumaya çaba göstermektedir: Türkiye, birçok askeri havaalanını ABD’ye açtı. Bunun karşılığında ABD de Suriye politikasında Türkiye’nin hassasiyetlerini gözeten bazı uyarlamalar yaptı. Bölgedeki gelişmeleri en yakından izleyen çalışkan Türk gazetecisi Fehim Taştekin’in Al-Monitor adlı itibarlı internet gazetesindeki köşesinde verdiği bilgilere göre, ABD’nin Türkiye’ye verdiği sözü tutarak Cerablus-Afrin arasındaki bölgede, Türkiye sınırına yakın yerlerde PYD ile birlikte ortak harekât düzenlemeyecekleri anlaşılmaktadır. Ancak bir Kürt kaynağın Taştekin’e söylediklerine göre Kürtler bu bölgede kendi başlarına bir harekât gerçekleştirirlerse ABD buna karışmayacak.
ABD karşı çıksa dahi PYD bu kez Rusya’ya dönerek bu amacına ulaşma yolları arayacaktır. Türkiye, bu verileri göz önünde bulundurup PYD ile ortak bir zeminde buluşma yollarını arasa daha gerçekçi bir politika üretebilir. Aksi takdirde Türkiye, PYD’yi ABD’nin kucağına daha fazla itmiş olacaktır.
Değerlendirmenin üçüncü ayağı Suriye’deki Kürtlerle ilişkilerimizdir. PYD, Suriye’nin kuzeydoğusundaki iki Kürt kantonu Cezire ve Kobane ile kuzeybatısındaki Kürt kantonu Afrin arasında bir koridor oluşturmak için çaba sarf etmektedir. Türkiye buna karşı olduğundan ABD, bu işi muhtemelen Suriye Demokratik Güçleri (SDG) adlı örgüte yaptıracaktır. SDG, içinde Suriyeli Türkmenlerin, Arapların ve Hıristiyanların da yer aldığı fakat komuta kademesinin PYD’nin elinde olduğu bir örgüttür. Türkiye’nin, önlenmesi zor böyle bir gelişme karşısında, PYD ile uzlaşma yolları aramak yerine yeni kırmızı çizgiler koyması gelecekte kendisini zor durumda bırakacaktır.
Değerlendirmenin dördüncü ayağı üslup meselesidir. Sessiz diplomasi, amaca ulaşmada, etkili bir araçtır. Türkiye, dost ve düşman yabancı ülkelere mesajını medyada bağırarak çağırarak değil, sessiz diplomasi araçlarını kullanarak verse daha başarılı olacaktır.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları










































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.04.2020
3.04.2020
29.03.2020
6.03.2020
28.02.2020
23.02.2020
16.02.2020
9.02.2020
26.01.2020
13.01.2020