Yıldıray OĞUR
34 şehit haberinin sarsıntısı ve ardından sosyal medyanın fişinin çekilmesiyle girilen yeis ve hezimet havası bir kaç gün içinde yerini, sabah namazlarında camilerde okunan Fetih sureleri, “Şehitler Tepesi boş değil” şiirleriyle başlayan Bahar Kalkanı harekatı ve insansız hava araçlı akınlarla zafer havasına bıraktı.
Tam “Esad rejimi tarihi bir yenilgi aldı”, “şebbihalar kaçıyor” haberleri yapılırken bir anda operasyon durdu, 34 şehit verilmesinde birincil sorumluluğu yetkili ağızlar tarafından dillendirilmiş Rusya ile Moskova’da yapılan görüşmeden, önceki Soçi Anlaşması’nın ve son bir ayda elde tutulmaya çalışılırken 60 askerin şehit olduğu haritanın gerisinde bir anlaşma ve ateşkes çıktı.
Bir anda fetih havası yerini barış havasına, “şebbihalar patlıyor” mesajları ise yerini “Müslümanın Müslümanla savaşı bitti” ye bıraktı.
Bu 10 gün içinde hem iktidar hem de muhalefet yeisle zafer, savaşla barış arasında hızlı gelgitler yaşadı.
Ama dün itibarıyla bakıldığında ülkenin gündeminde Kadınlar Günü, koronavirüs, tutuklanan gazeteciler vardı, sanki böyle bir on gün hiç yaşanmamış gibiydi.
Bu hafta ne olacağı Allah kerim.
O yüzden gelin benzer karışık ruh hallerinin yaşandığı başka bir zaman dilimine gidelim.
1951 yılına.
Türk askeri yine yurtdışında bir savaştadır.
Kore’den her gün şehit haberleri gelmektedir.
Şehitler için her yerde mevlitler okutulmakta, anma toplantıları düzenlenmekte, vatan, bayrak şiirleri okunmaktadır.
O yılın yazında Türkiye artık NATO üyesi olmuştur.
Kore’de ‘kızıllar’ askerlerimizi şehit ederken, Türkiye’de savaşa karşı faaliyetler yürüten komünistler artık en büyük iç tehdit olarak görülmektedir.
Yasadışı TKP üyelerine karşı tevkifatlar başlamıştır.
Bir de üstüne büyük kampanyalar sonucunda afla serbest bırakılan Nazım Hikmet, Türkiye’den kaçıp, Bükreş radyosundan Türkiye’yi kızdıran bir konuşma yapınca DP iktidarı komünistlere karşı tedbirleri artırmaya karar vermiştir.
Hükümet, komünizmle mücadele için İtalyan Ceza Yasası’ndan 1937’de aynen alınmış, 141 ve 142. maddelerdeki hapis cezalarını altı aydan 10 yıla kadar çıkaran, en büyük şeflere ise idam cezası getiren bir düzenleme Meclis’e getirilir.
Ama bu değişiklik bile bir grup DP’li milletvekilini kesmemiştir.
15 Kasım 1951 günü Meclis’te yasa değişikliği görüşülmeye başlanır.
Hükümetin yasa teklifini eleştirmek için kürsüye gelen DP’li milletvekillerinden birinin konuşması geçen hafta Meclis’teki yumruklu kavga kadar olmasa da, o günlerin nezaket standartlarını çok aşan bir kavgaya neden olur. Özellikle de şu cümleleri:
“O devrin bir Maarif adamı mükemmel bir Komintern kurmayı gibi hareket etmiştir. Diyorlar ki bu adam şefinin dahi gözüne girerek, onu dahi aldatarak bu işi yaptı. Onu kandırmasına imkân yoktur, çünkü şefin kurnazlığı malûm ve meşhurdur. Bu Şef, Maarif Vekili’nin yapmak istediğini anlamamış olamaz. Mükemmel biliyordu. Bu Şef o adamın sadece cürüm ortağı değil, suç âmiridir.”
Milletvekilinin ‘Komintern (Komünist Enternasyonel) kurmayı’ gibi hareket etmekle suçladığı CHP’li eski Maarif Vekili Hasan Ali Yücel’dir. Onun suç amiri dediği ‘Şef’i ise CHP’nin lideri İsmet Paşa...
Komünistlik suçlaması CHP’lileri ayağa kaldırmıştır. Bağıranlar, masalara vuranlar, özür dile diye tempo tutanlarla Meclis bir anda karışır. CHP’liler Meclis’i terk ederler.
Kürsüdeki hatip ise “şahsa söylemedim” diyerek özür dilemeyi reddedip, 141 ve 142. maddelerdeki değişikliklerin yetersizliği üzerine yaptığı ateşli konuşmasına devam eder:
“Kore'de komünistlere ölüm, memlekette komünistlere hapis, ne âlâ memleket! O halde başka yerlerde takibe uğrayan komünistler canlarını kurtarmak için Türkiye'ye iltica etsinler...
Kore'de oğlunu komünist kurşunu ile şehit yapmış bir ananın vicdanını bir yerli komüniste verilen hapis cezası tatmin etmez.
Muhterem Adalet Komisyonu’nun çok merhametli bir saatine rastlamış olacak. Hükümetin de öyle. Zaten imkân olsa da birkaç kızıl sallandırılmış olsaydı kızıllar bu kadar şımarmazlardı. Milletin hiç değilse sembolik olarak iki
komünisti asılmış görmek hakkıydı. Bu biçarelerden birini olsun asılmış görmeden gidersem gözüm arkada kalır. Hapis cezası vereceğiz, kafeste kuş besleyeceğiz. Ne güzel!
Komünizm tehlikelerin en pratiği ve en aktüelidir, ip ister, ip.... Kastamonu kendiri ister... Nizama ilişmeyecekler ama meselâ Kore'ye asker göndermemiz aleyhinde bulunacaklar... Nizamı değiştirmeye teşebbüs etmeyecekler fakat meselâ Atlantik Paktına girmemiz aleyhinde bulunacaklar, yahut daha basiti Atlantik Paktı aleyhinde konuşacaklar. Nizama dokunmayacaklar fakat faraza “Bizim için en yakın ve en tabiî müttefik Amerika değil, Rusyadır” diyecekler. Bu da bir fikirdir ve komünizm değildir. Fakat öylesine bir fikir ki, komünizm demeden komünizmin ekmeğine yağ sürer ve nizamı bozmaya, nizamı değiştirmeye teşebbüs mahiyeti yok, fakat ondan da beter... Komünizmin azılılarını ölüm temizler bu hakikat kabul edilsin ki, kızıl Don Kişotların ara sıra ipi düşünerek enseleri seğrisîn, yahut kurşunu düşünerek kulakları çınlasın. (Alkışlar)”
Kürsüdeki hatibin sözlerini düzeltmek için az sonra Başbakan Menderes kürsüye çıkıp, onun adına özür diler.
Yerinden Başbakan’a bile itiraz eden bu ateşli anti-komünist mebus, DP Seyhan milletvekili Arif Nihat Asya’ydı.
Aslen Çatalca doğumlu olan Arif Nihat Asya, yıllarca Adana Erkek Lisesi’nde edebiyat öğretmenliği yapmış, orada Halkevi dergisini çıkarmış, Adana gazetelerinde yazmış, Adanalılar da onu 1950’de DP’den milletvekili olarak Meclis’e göndermişti.
1940 yılında lise öğretmeniyken, birkaç ay önce Hatay’ın Türkiye’ye katılmasının da heyecanıyla biraz daha coşkuyla kutlanan 5 Ocak Adana’nın kurtuluş günü töreni için yazdığı Bayrak şiiriyle ünlenmiştir.
Şiir “Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü” diye başlamaktadır, çünkü kızıllığın o günlerde henüz negatif bir politik anlamı yoktur.
Ama altı yıl sonra 1946 yılının 5 Ocak’ında Adana sokaklarını kızıllara ateş püsküren kalabalıklar dolduracaktır.
Öfkenin sebebi Sovyetler Birliği’nin Türkiye'den toprak talep ettiği haberlerinin gazetelerde çıkmasıdır.
Stalin, İkinci Dünya Savaşı’nın muzaffer bir devleti olarak Türkiye’den Kars ve Ardahan’ı ve Boğazlarda hak talep etmiş, kapalı kapılar ardında ilerleyen kriz, ABD ve İngiltere’nin Türkiye’ye destek açıklamalarıyla gazetelere de yansımıştı
Adana’daki 5 Ocak kurtuluş günü kutlamaları Ruslara karşı büyük bir protesto gösterisine dönmüş, yirmi bin kişiyi bulan kalabalık Adana sokaklarını turlarken, Türk Sözü gazetesinin önünde toplanmıştır.
Gençler içeriye girip gazete matbaasında oturan Arif Nihat Asya’yı sandalyesiyle havaya kaldırıp, kalabalığın karşısına çıkarırlar.
Arif Nihat Asya, Rus tehdidine meydan okuyan bir konuşma yapar, ısrarlar üzerine Bayrak şiirini okur.
Bir kaç ay sonra da Bayrak şiirinin de içinde olduğu ilk şiir kitabını yayınlar:
“Bir Bayrak Rüzgar Bekliyor”
Kitaba adını veren diğer bayrak şiirini bugün hepimiz biliyoruz.
Meşhur “Şehitler tepesi boş değil” mısraının geçtiği şiir...
Arif Nihat Asya şiiri yakın dostu şair Ziya İlhan Zaimoğlu’na ithaf etmişti. Zaimoğlu hem şairdi hem de aynı zamanda siyasi polisti. Hatay’ın Türkiye’ye katılması sürecinde de resmi görev yapmıştı.
Şiirde geçen tepedeki meçhul asker türbesinin neye denk geldiği, şiirin hangi motivasyonla yazıldığı hakkında kaynaklarda bir bilgiye rastlayamadım.
Ama şiir yayınlandığında ve muhtemelen yazıldığında da Arif Nihat Asya, Moskova’ya, kızıllara karşı öfkeyle doluydu.
Ne ilginçtir ki yıllar sonra bu şiirle girilen bir çatışmanın sonu Rusya ile anlaşmayla bitti.
Günün sonunda şehitler tepesi maalesef boş kalmadı ama bayrak da beklediği rüzgarını bulamadı.
Belki de insanların hayatlarının masada olduğu hassas diplomatik meselelerde, cerbezeli şairlerin mısralarından uzak durmakta fayda vardır...
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları









































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.12.2025
23.12.2025
17.12.2025
15.12.2025
10.12.2025
9.12.2025
6.12.2025
3.12.2025
1.12.2025
24.11.2025