Yıldıray OĞUR
Üç yıldır tutuklu yargılanan ve Türkiye ile ABD arasında krize neden olan ABD İstanbul Başkonsolosluğu irtibat görevlisi Metin Topuz’un yargılandığı davada nihayet karar çıktı.
Eylül 2017’de ”anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme”, ”devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin etmek” ve ”Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs etme”, “FETÖ üyeliği”, “FETÖ’ye yardım” ağır bir suç listesiyle tutuklanan ve hakkında iddianame düzenlenen, hatta Osman Kavala’yla ilişkilendirilmeye çalışılan Topuz, üç yılın ve onca uluslararası krizin sonunda sadece FETÖ’ye yardımdan 8 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Tutuklanması krize neden olduğu gibi aldığı ceza da anlaşılan Türkiye-ABD arasında krize neden olacak.
Kararın hemen ardından ABD Senatosu Silahlı Hizmetler Komitesi’nin, Türkiye’ye teslim edilmeyen altı F35 uçağının Amerikan ordusunun envanterine sokan bir karar alması tesadüf olmayabilir.
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo da Topuz kararı için tweet attı “Türk mahkemesinin ABD İstanbul Başkonsolosluğu çalışanı Metin Topuz’u mahkum eden kararından son derece derin rahatsızlık duyduk. Bu eylem Türk- Amerikan ilişkilerini baltalıyor. Bu mahkumiyeti destekleyecek hiçbir güvenilir kanıt yok ve kararın süratle bozulmasını umuyoruz” dedi.
Ona dün, gün içinde Ankara’dan peş peşe cevaplar verildi.
TBMM Başkanı Mustafa Şentop “Dünya sadece ABD mahkemelerine saygı duymak zorunda değil. ABD de Türkiye’deki mahkemelere saygı duymalı” dedi.
Adalet Bakanı Abdülhamit Gül “Türk yargısı bağımsız ve tarafsızdır, emir alacağı tek merci Anayasa ve kanunlardır. Hiçbir ülke, kişi, kurum veya merci Türk mahkemelerinin adil yargılamasına etki ve telkinde bulunamaz” diyerek Pompeo’ya cevap verdi.
Topuz’a mahkeme bile FETÖ üyeliğinden ceza vermemesine rağmen Dışişleri Bakanlığı sözcüsünün “Esasen Metin Topuz, ABD’nin ülkemizdeki temsilciliklerinde çalışan tek FETÖ iltisaklı kişi değildir… Bu durum FETÖ’cülerin sadece devlet kurumlarına değil, Türkiye’deki ABD misyonlarına da sızdığını ya da sızdırıldığını göstermektedir” cevabı Ankara’nın öfkesini gösteriyordu.
Ama dün en dikkat çekici tepki, Metin Topuz’un 40 yıldır çalıştığı ABD Büyükelçiliği’nden geldi.
Türkçe ve İngilizce attığı tweetlerde büyükelçilik özetle çalışanına ‘ne yaptıysa talimatlarımız doğrultusunda yaptı’ diyerek sahip çıktı:
“ABD’li yetkililer, Metin Topuz’a yönelik davada İstanbul’daki tüm duruşmaları izlemişlerdir. Bugünkü kararın derin hayal kırıklığı içindeyiz. Bu kararı destekleyecek inandırıcı bir delil görmediğimiz gibi, kararın süratle üst mahkeme tarafından bozulmasını diliyoruz.
Sayın Topuz, yaklaşık 30 yıldır iki ülke yetkililerinin & vatandaşlarının takdirini kazanan önemli çalışmalar yapmıştır. Talimatlarımız doğrultusunda, Türkiye & ABD kolluk kuvvetleri arasındaki işbirliğini geliştirmiş; her iki ülkedeki insanların güvenliğine katkıda bulunmuştur.
Sayın Topuz’un resmi görevlerine ilişkin iddialar, yerel çalışanlarımızın ABD hükümeti adına ve ikili ilişkilerimizi geliştirmek amacıyla yürüttükleri önemli çalışmaların kapsam ve mahiyetini çarpıtmaktadır.”
Aslında ABD elçiliğinin “talimatlarımız doğrultusunda” açıklaması davanın da kısa bir özeti.
Metin Topuz, 1982 yılında santral görevlisi olarak girdiği ABD İstanbul Başkonsolosluğu’nun en kıdemli çalışanı.
Bu 40 yıllık elçilik kariyerinin son 28 yılını İstanbul’daki Amerikan Narkotik Bürosu DEA’nin çalışanı olarak geçirmiş.
DEA ((Drug Enforcement Administration- ABD Uyuşturucuyla Mücadele Dairesi) 1960’dan beri İstanbul’da ofisleri olan ve Türk polisiyle birlikte çalışan Amerikalı narkotikçilerin, 1973’de kurulan FBI statüsündeki çatı örgütü.
Yani AK Parti yokken, FETÖ henüz palazlanmamışken ABD elçiliğinde çalışmaya başlamış birinden bahsediyoruz. Lise mezunu. İyi İngilizce biliyor. Statüsü Amerikan diplomatik misyonlarında kısaca LES (Locally Engaged Staff) ya da FSN (Foreign Service National) denen diplomatik statüsü olmayan yerel çalışan.
Onunla ilgili haberlerde 90’larda DEA ile Türk polisi arasındaki büyük uyuşturucu operasyonları sırasında çekilmiş fotoğrafları kullanılıyor.
İrtibat görevlisi olarak adlandırılan iş tanımı; ‘DEA’daki Amerikalı amirlerine tercümanlık, sık sık değişen Amerikalı görevlilerle Türk muhatapları arasındaki ilişkilerde devamlılığı sağlamak ve rehberlik.’ Yabancı gazetecilere tercümanlık ve mihmandarlık yapan yerel fixerlara benziyor yaptığı iş.
Ama tam da bu iş tanımı üç yıl boyunca Metin Topuz’un aleyhindeki en kuvvetli suç şüphesine döndü.
Çünkü bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının 38 yıl ABD elçiliği için çalışıp, Amerikan polislerine rehberlik yapmasını, bunu yaparken de o sırada görevli FETÖ’cü polisler ve savcılarla da görüşmüş olmasını sıradan bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşına anlatmak kolay değil.
O yüzden de Topuz, 15 Temmuz’un ağır havasının sürdüğü günlerde gözaltına alındığında yanında ailesi ve ABD elçiliği dışında kimseyi bulamadı. Kimse Metin Topuz neyle suçlanıyor, kendisi bu suçlamalara ne diyor diye kimse merak etmedi. Casusluk ve FETÖ’cülük damgası alnına vuruldu.
Metin Topuz, savcılık ifadesinde ve mahkeme savunmalarında ısrarla hatta mahkemede zaman zaman ağlayarak kendini anlatmaya çalıştı.
Yaptığı işin tercümanlık olduğunu ve iddianamede yer alan FETÖ’cü polis şefleri ve savcılarla görüşmelerinin tamamen iş gereği olduğunu söyledi “Biz karşımızdaki muhatabımızın kim olduğunu bilmeyiz. Devlet kimi görevlendirdiyse onunla irtibata geçeriz. Benim Türkiye Cumhuriyeti tarafından atamaları yapılmış kişileri belirlemek gibi bir yetkim yoktur. FETÖ üyesi olduğunu bilip teşhis etmemiz ve soruşturmamız mümkün değildir ayrıca vazifemiz de değildir. Devlet kimi atarsa biz onunla iletişime geçeriz” dedi ama derdini anlatamadı.
İddianamesinde savcının da sık sık Topuz’un bu savunmasına inanmadığını, iddianamelerde görmeye çok da alışmadığımız bir üslupla ifade ettiği görülüyor:
“Şüphelinin sonrasında alınan savunmasında kendince geliştirdiği mutat savunma gerekçeleri ve kaçamaklı beyanları”, “savunmasında sıklıkla başvurduğu kaçamak ve sığınak savunma alanı”, “şüphelinin yapmış olduğunu iddia ettiği tercümanlık ve mihmandarlık görevini aşacak biçimde”, “bu yöndeki savunmalarının üzerine atılı suçları inkara yönelik savunmalar”, “bu yöndeki savunmasının da aslında kendi kendini yalanlar niteliğe haiz olduğu.”
Topuz, ifadelerinde en baştan itibaren hakkındaki suçlamaların temelini oluşturan FETÖ’cü polis ve savcılarla görüşmelerini inkar etmedi, hatta polisin ve savcılığın bilmediği anlaşılan ayrıntıları da anlattı.
İddianameden bu görüşmeleri yaptığı için suçlandığı evinde gözaltına alınırken bile söylediğini öğreniyoruz.
Ama iddianamede bu görüşmeleri inkar etmemesi de aleyhine delile dönüşmüş.
Özellikle iddianamedeki şu bölüm, aleyhte suç delili oluşturmada bir klasik olmaya aday:
“Şüpheli Metin TOPUZ hakkında yapılan soruşturmada, ikametinde arama işlemi ifası maksadıyla bulunan kolluk görevlilerinin tutmuş oldukları 25.09.2017 tarihli dosya içerisinde mevcut bulunan olay yeri görgü tespit tutanağına göre, şüpheliye hakkındaki arama kararı okunduğu esnada şüphelinin kolluk görevlilerine hitaben “FETÖ’DEN Mİ ALINDIM” şeklinde beyanda bulunduğu, kendisine olumlu yanıt veren kolluk personeline cevaben bu defa “BEN NEDEN ALINDIĞIMI BİLİYORUM. ABD KONSOLOSLUĞUNDA NARKOTİK MASASINDA ÇALIŞIYORUM. 17/25 ARALIK ÖNCESİNDE EMNİYETLE İRTİBATLARIM VARDI. SERDAR GÜLDALI, MAHİR ÇAKALLI, NAZMİ ARDIÇ, CENGİZ MALBELEĞİ, YASİN TOPÇU, YAKUB SAYGILI İLE İRTİBATIM VARDIR” şeklinde beyanda bulunduğu tespit edilmiştir. Şüphelinin kendisine yönelik soruşturma ile muhatap olduğu bu ilk anda refleks hali ile üzerine atılı suçları ikrar niteliğindeki bu beyanının, olayın sıcaklığı göz önüne alındığında samimi olduğu aşikâr olup, şüphelinin örgütle irtibatının konsolosluk görevi sınırlarını aşan ve bu nedenle de endişe etmesini gerektirecek unsurlar taşıyan, o günden bu yana da taşımış olduğu bu endişenin sonuçları ile karşılaşmasının kendi psikolojisinde yaratmış olduğu etkinin yansıması olduğu anlaşılmıştır. Sonrasında şüphelinin savunmasında beyan ettiği üzere bu kişilerle irtibatının sadece işi gereği olduğu hususu somut bir gerçeklik olsa idi şüphelinin bu konuda herhangi bir endişe taşımasını gerektiren bir husus olmayacağı da açıktı.”
Topuz hakkındaki suçlamalara bakalım biraz da.
İddianamedeki şu iki cümlede suçlamalar özetlenmiş:
“Şüpheli Metin TOPUZ’un kendisinin görevi ile ilgili iddia ettiği tercümanlık/asistanlık ve mihmandarlık görevini aşacak biçimde casusluk faaliyetleri kapsamında ülkemizde çok sayıda faaliyet yürüttüğü, iş bu soruşturma evrakı ve iddianamenin ana konusunu oluşturan 17 Aralık 2013’de gerçekleştirilen kumpas soruşturmanın yanı sıra örgütün farklı kumpas soruşturmalarına da müdahalelerinin olduğu ve kumpas eylemlerinin yürütülmesinde de etkin olduğu, yine örgüt mensupları ile yoğun ilişkiler içerisinde bulunarak bu yönde örgüt faaliyetlerinin yürütülmesinde etkin ve aktif görevler yürüttüğü, bu faaliyetlerinin casusluk eylemlerinin devamı niteliğinde olduğu anlaşılmıştır.”
“…savunmasında iddia ettiği uyuşturucu ile mücadele görevi sınırlarını aşacak biçimde ve 17/25 Aralık soruşturmaları olarak anılan soruşturmaların safahat ve süreci ile ilgili bilgi alış verişi, kendisi aracılığıyla örgüte gönderilecek talimatların iletilmesi, kumpas operasyonların sürecinin takip, koordinasyonu ve denetimi olduğu anlaşılmıştır.”
Metin Topuz’un Amerikan çıkarları için çalışan bir casus mu, FETÖ tarafından ABD elçiliğine sızdırılan bir casus mu olduğu konusunda iddianamenin kafası karışık.
Bazı delillerle Topuz’un aslında FETÖ’cü olduğu, onlar adına iş yaptığı iddia ediliyor.
O delillerden biri “Adli Öksüz isimli şahsın kayınbiraderi olan Ali Sami Yıldırım ile 2015 yılı içerisinde iletişim sağladığı tespit edilen bylock kullanıcısı Muhittin Özbaşı ile 2015-2017 arasında çok sayıda görüşme.”
Yani özetle Adil Öksüz’ün kayınbiraderiyle görüşmüş biriyle görüşmüş. Bu kişi de bylock kullanıcısıymış. Topuz mahkeme ifadesinde “Muhitin Özbaşı’nı 30 yıldır marangoz olarak tanıdığını, bayramlarda, kandillerde tebrik için görüşmüş olabileceğini” söylemiş.
İddianamede Topuz’un FETÖ’cü olduğuna, FETÖ’cü polislerle ve savcılarla işi gereği değil, bu örgütün bir mensubu olarak ilişki kurduğuna gösterilen en kuvvetli delil ise Feyyaz Öztürk adlı bir kişinin tanık ifadesi.
O ifadede Öztürk, Metin Topuz’la birlikte, firari savcı Zekariya Öz’ü ziyarete gittiklerini, orada Topuz’un ondan özetle “hizmet için gizli tanık olmasını” istediğini anlatıyor.
Ama sonra anlaşılıyor ki bu tanık, Amerikan narkotik polisi DEA’nın Türkiye’deki uyuşturucu operasyonları için kullandığı bir muhbir. Metin Topuz’la oradan tanışıyor. İfadesinden aralarında bir husumet olduğu anlaşılıyor.
Çünkü Tanık, Topuz hakkında 2006-2008 arası suç duyuruları yaptığını iddia etmiş. Ama mahkeme sefahatinde bu suç duyurularının olmadığı tespit edilmiş. İfadesini verdikten üç ay sonra yurtdışına gittiği anlaşılan davanın en kritik tanığı bir türlü duruşmaya getirilememiş. “İtalya’dayım” diyerek gönderdiği adres ise sahte çıkmış.
Yine casusluk iddialarına gösterilen delillerden biri de Topuz’un birlikte çalıştığı Amerikalı DEA görevlileriyle içinde oldukları Whatsapp gruplarındaki İngilizce yazışmaları.
Mesela 2015 yılında Emniyet’teki paralel yapı operasyonuyla ilgili aralarında şöyle bir konuşma geçmiş:
“Topuz: Bugün yeni bir paralel operasyonu oldu. Yeşilkaya, yardımcısı Osman Balcı ve Yasin Topçu’nun da içinde olduğu 18 polis memuru tutuklandı. Hamza Tosun firari
Cameron T: Gülünç
Topuz: Yasin ve Hamza birkaç vakada iyi iş ortaklığı yapmışlardı. Yeşilkaya dangalağın tekiydi
Keri J: En merkezde paralel devlet. Kral olmak güzel!
İddianamede bu görüşme ile ilgili savcının yorumu şöyle: “…bu grupta şüpheli ile birlikte çalıştıkları anlaşılan diğer yabancı oldukları değerlendirilen kimlik bilgileri meçhul şahısların FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile aralarında mevcut eski irtibat ve bağlantılarından bahsettikleri ve örgüte yönelik yürütülen soruşturmaları itibarsızlaştırmaya çalışarak irtibat kurdukları tespit edilmiştir.”
Başka bir Whatsapp grubu da Reza Zarrab, ABD’de gözaltına alındığında kurulmuş.
Topuz, birlikte çalıştığı Amerikalılara Hürriyet’te gördüğü bu haberin linkini atmış. Gazetelerde içinden bazı cümlelerin seçilip yayınlandığı o konuşmaların tamamını da bir okuyalım.
“Topuz: Hürriyet gazetesine göre Rıza Zerrab Miami’de tutuklandı. Suçlama İran’a uygulanan ekonomik ambargo sırasında Amerikan Hükümetini dolandırmak, banka dolandırıcılığı ve para aklama. Türkiye’deki şirketlerinin çoğu da soruşturma altında. Umarım Obama savcıyı suçlamaz)
Kimberleee: Vay. Reza Zarrab. FBI mı DEA mı vakası olduğunu söylemişler mi?
Topuz: FBI.
Kimberleee: Bu büyük bir vurgun!
Topuz: Türkiye’deki FBI’cılara bol şans. Türkiye’deki şirketleri hakkında bilgi almaya çalışacaklar.
Kimberleee: Hahaha. Evet siyasi bağlantıları nedeniyle bunun hiç eğlenceli olmayacağına eminim.
Kimberleee: Ve eminim ki Dubai tarafı da bunun içindedir. Orada bile daha çok şansları var.
Topuz: İranlı bu adam. Yakında konuşmaya başlar.
Kimberleee: İnşallah.
Cameron T: Hikayesi ne onun?
Kimberleee: Eski usul yöntemlerle para aklayan bir aile. İstanbul’daki hawallayı (Bankacılık dışı kuyumcuların üstünden yapılan para havale sistemi) yönetiyordu.
Cameron: Aahhhhh. Güzelmiş.
Cameron: Fedarellerin onu nasıl ele geçirdiği merak ediyorum.
Kimberleee: Muhtemelen bir yaptırım ihlali.”
Savcı, bu whatsapp görüşmesi için “şüphelinin Rıza Sarraf isimli şahısla ilgili yaptığı öngörünün gelinen aşamada isabetli olduğu, bu hususun öngörü sınırlarını aşan, konu hakkında detaylı bilgiye sahip şüphelinin bilgi paylaşımı olduğunun değerlendirildiği” diyerek konuşmayı Metin Topuz’un casusluğuna, ABD’deki Hakan Atilla davasındaki rolüne delil olarak göstermiş.
Halbuki bu konuşma, İstanbul’daki DEA çalışanı Amerikalı narkotikçi polislerin ve Topuz’un FBI tarafından yapılan bu gözaltıdan önceden haberdar olmadıklarına, soruşturmayla ilgili bilgilerinin bulunmadığına da delil olarak gösterilebilir.
İddianamede Topuz’un casusluğuna ve ABD’deki Zarrab davasıyla ilişkisine gösterilen en önemli delil ise 20 Eylül-01 Ekim 2012 tarihleri arasında iddianamedeki tarife göre “ABD Adalet Bakanlığı Uyuşturucu ile Mücadele Teşkilatı (DEA) ile İstanbul Emniyet Müdürlüğü arasında ortaklaşa yürütülen görüşmelere katılmak üzere” dönemin İstanbul Emniyet Mali Suçlar Şube Müdür Yakup Saygılı, yardımcıları Yasin Topçu, İbrahim Şener ve Metin Topuz’un yaptığı ABD gezisi.
Bu gezide heyet iddianameye göre “New York Güney Bölgesi Başsavcılığında mali suçlar ve uyuşturucu suçlarıyla görevli savcılarla görüşmeler yapmışlar”.
Gezi sırasında Saygılı, ipadını kaybetmiş.
İddianamede bütün bunlar birleştirilip şu iddia edilmiş:
“Yakub Saygılı’nın ise bu seyahat sırasında bilgisayarını kaybettiğini iddia ettiği anlaşılmış olup, tüm bu hususlar bir arada değerlendirildiğinde, şüpheli Metin Topuz’un da iştirak ettiği bu gezide kaybolan tablet bilgisayarın ziyarette ilgili muhataplara teslim edildiği ve bu suretle de daha sonra ABD ülkesinde açılan davaya da esas teşkil etmek suretiyle o tarihe kadar ele geçen usulsüz deliller ve tespitlerin yurt dışına kaçırıldığı anlaşılmıştır. Bu suretle de şüpheli Metin Topuz’un casusluk eylemlerinde bulunduğu anlaşılmaktadır.”
Peki bu ipadde soruşturma dosyalarının olduğu, bunların kaybettim denerek ABD’lilere teslim edildiğiyle ilgili başka bir kanıt var mı? Yok. İddianamede bu sonuca akıl yürütmesiyle varılmış. Akıl yürütmesiyle varılan casusluk suçlaması şöyle:
17/25 Aralık’ın en kritik ismi Saygılı bir yıl önceki bu seyahatte bilgisayarını kaybettiğini iddia ederek ABD’lilere ipad içerisinde daha sonra Zarrab-Atilla davasında kullanılan delilleri teslim etti. Yani bu geziyi organize eden Topuz da bu yüzden casus.
Soruşturma dosyasını okuyunca bu geziyi ilk önce ifadesinde Metin Topuz’un anlattığı anlaşılıyor. Saygılı ve diğerlerini nereden tanıdığını ayrıntılarıyla anlatırken bu ABD gezisisini de anlatmış. Peki ipada ne olmuş?
Topuz’un versiyonu şöyle. Evet bu ziyaret sırasında Sayglı ipadını kaybetmiş ama ABD’de değil. ABD’ye Amsterdam aktarmalı olarak uçmuşlar. Saygılı tableti Amsterdam’a gittikleri uçakta unutmuş, fakat ABD’ye giden uçağı kaçırma tehlikesi ile karşı karşıya kaldıkları için tableti bulamamışlar.
Ama Topuz’un ifadesinde olup iddianamede olmayan daha önemli bir bilgi var.
Topuz, Saygılı ve yardımcılarıyla 2012’de ABD’ye, İstanbul’daki Amerikalı DEA görevlileriyle birlikte gittiklerini anlatmış.
Ama iddianameyi okuyunca sanki sadece Topuz’un tek başına FETÖ’cü polis şeflerine eşlik ettiği zannediliyor.
Zaten davanın en temel çelişkisi de burada saklı.
İddianamedeki suçlamaların üzerine kurulduğu bütün görüşmeler, Emniyet ve savcılık ziyaretleri ve ABD gezisinde Topuz’un rolü “DEA görevlisi Amerikalılara” tercümanlık ya da mihmandarlık yapmak.
Ama suçlamaların hiçbirinde esas görüşmeleri yapan, irtibatları kuran, ABD gezisine bu polisleri götüren Amerikalı DEA yetkililerinden hiç bahis yok.
Halbuki eğer ortada bir suç varsa, bu suçun esas faili tercüman ve mihmandar olan Topuz değil, o Amerikalı resmi görevliler olmalı.
ABD elçiliği “talimatlarımız doğrultusunda” çalıştı derken bunu söyledi.
Ama ne savcılık ve de hükümet yetkilileri suçlamaların merkezindeki esas failler olan kurulan Amerikalı polislerin peşine düşmediler.
Çünkü onların peşine düşmek daha büyük bir uluslararası krize neden olabilirdi.
Öyle olunca da kabak, ABD’nin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduğu için Brunson gibi hararetle savunmadığı, ABD elçiliği çalışanı olduğu için Türkiye’nin de yabancıların adamı muamelesi yaptığı Metin Topuz’un başına patladı.
‘O tarihlerde muhatabımız olan devletin resmi savcıları, polisleri FETÖ’cüyse ben ne yapabilirim’ diye özetlenecek savunması da, kendisinin sadece tercüman, mihmandar olduğunu ağlayarak anlattığı ifadeleri de bir işe yaramadı, içinde darbe, casusluk geçen büyük suçlamalarla yargılandı, o büyük suçlamalar ispatlanmadı, sonunda FETÖ’ye yardımdan 8 yıl 9 ay hapis cezası aldı.
Bu yardımın ne olduğu da anlaşılamadı.
Vehimler, komplo teorileri, akıl yürütmeler, ‘elçilik çalışanıysa kesin casustur’ önyargıları üzerine kurulmuş bu davanın Türkiye’ye gereksiz maliyetinin ise anlaşılmayacak bir tarafı yok.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtTüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
18.06.2025
16.06.2025
15.06.2025
11.06.2025
8.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
1.06.2025
26.05.2025