Yüksel TAŞKIN
CHP Kurultayı’nda iki adayın konuşmalarını izlerken, umarım bir gün AKP, MHP ve HDP’de de çok adaylı kongreler izleyebiliriz diye düşündüm.
CHP, 12 Eylül darbesine rağmen yeniden kurumsallaşmış bir siyasi parti olma yolunda ilerliyor. Parti içi demokrasi konusunda daha alınacak çok yol var. CHP, çokseslilikten taviz vermeden, parti yetkililerini başarılarına göre değerlendirme kültürünü oluşturabilmeli. Partide görev alanların performansları, nesnel biçimde oluşturulmuş kriterlere göre denetlenmeli. Partililer de adayların sadece vizyonlarına değil, ortaya koydukları emek ve başarıya göre oy verebilmeliler.
CHP, parti içi demokrasiyi etkin bir çalışma kültürüyle birleştirebilirse, AKP’yi çok ciddi biçimde zorlar. Tarih CHP’yi yeniden iktidar olma kavşağına getirip bıraktı. Bu tarihsel fırsat bir bakıma AKP’nin kendi sağında hiçbir parti bırakmamasıyla da ilişkili. Ülke demokrasisinin tehlikede olduğunu hisseden farklı seçmen gurupları, CHP’yi izlemeye başladılar.
Aslında sosyal demokrasi, Türkiye’nin bugün ihtiyaç duyduğu temel çözümler için ciddi avantajlara sahip. “demokrat” olmak, farklı yaşam biçimlerine saygıyı, aktif olarak sahip çıkmayı mümkün kılıyor. Ama bir de “sosyal” kavramı var. Bu da en basit ifadesiyle, “komşusu açken tok yatmama” ilkesine karşılık geliyor. CHP’nin önünde kendisi dışına açılarak, demokratlar ve mağdurlarla yan yana gelebilmek gibi tarihî bir sorumluluk var.
CHP’nin sert ulusalcılardan gelen direnci aşıp geniş bir demokratlar ittifakı oluşturabilmesi veya bu ittifakın bir bileşeni olması da tek başına yeterli olamayacaktır. Toplumun mağdurlarını da AKP’yle olan “tünel etkisi” ilişkisinden koparabilmesi gerekiyor. Nedir “tünel etkisi”? Çok sayıda insan, içerisi karanlık olduğu hâlde tünelin sonunda ışık (umut) olduğu algısına sahip. Ama yavaş yavaş tünelin sonuna geliniyor ve karanlığın devam ettiği fark ediliyor.
Giderek artan umutsuzluğun “cellâdına gülümseme” etkisine dönüşerek daha da içinden çıkılmaz psikolojik bir boyun eğme hâli almaması için, CHP’nin yoksullara somut projelerle gidebilmesi gerekiyor. Daha da önemlisi CHP bu projeleri mevcut belediyeleri yoluyla vakit kaybetmeden hayata geçirmeye çalışmalı. İçerisinde yaşadığımız Türkiye’de iktidarın yolu yerel yönetimlerden geçiyor.
CHP’nin demokrat ve mağdurlar ittifakının söylemsel ve pratik ayaklarını oluşturabilmesi için her meşrepten demokrat aydının desteğine ihtiyacı var. Özellikle sosyal demokrat ve sosyalist aydınlarla CHP arasındaki soğuk ilişkilerin aşılmasına çaba harcanmalı. Sözgelimi CHP’nin sosyal politikalar alanında değerli çalışmalar yapan akademisyenlerin peşine düşmesi ve onların ortaya koydukları pratiğe yönelik raporlardan istifade edebilmesi gerekiyor. Bu örnekler ekonomiden, dış politika yapımına kadar pek çok farklı alana da taşınabilir.
Partinin mevcut kurumsal yapısı, akademik bilgiden istifade edilebilmesine; bu bilgilerin siyasal çözümlere dönüşebilmesine müsait değil. Bilgi ve siyaset arasında uzun vadeli ve kurumsal bir ilişki kurulamadığı için de ortalık “-mış gibi yapan starlara” kalıyor. Bu “starlar” da, kendilerine yönelik büyük beklentileri karşılayamadıkları için, şöhret oldukları hızla yok oluyorlar.
CHP’nin bilgi siyaset ilişkisini yeniden sağlıklı biçimde kurabilmesi için, düşünce kuruluşlarıyla ciddi bir etkileşime girmesi gerekiyor. Türkiye’nin en eski düşünce kuruluşlarından olan, çoğunluğu sosyal demokrat eğilimli üyelere sahip TÜSES’in Baykal döneminde partiden dışlanması, aslında ne yapılmaması gerektiğini çok güzel özetliyor.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları


















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.04.2024
15.12.2019
26.07.2019
18.12.2017
27.09.2017
19.09.2017
10.08.2017
27.07.2017
10.07.2017
26.06.2017