Yusuf Kaplan
Çağdaş insan’dan sözedip duruyoruz da; yok öyle biri!
Çağ da yok; insan da artık.
Çağ, bir ağ!
Devâsâ bir ağ hem de!
Çağdaş insan’sa, ağdaş sadece!
Ağ’a dönüşen çağ da, bu devâsâ ağ’da yaşayan ya da (bu çağ’ın alâmet-i fârikası konumuna yerleşen labirenti andıran sanal dünyanın devâsâ ağında sörf yaparcasına gelişigüzel akarak, oraya buraya kaçarak) yaşadığını sanan ağdaş insan da ayakbağı hakikatin önünde: Kendi’nin, kendi hakikatinin, kendini hakikate irtibatlayan ulvî bağ’ın önünde bir takoz, ayartıcı ve saptırıcı bir ağ’a dönüşen çağ da; sürgit ayartılan ve hakikatten kaçan ağdaş insan da.
ONTOLOJİK VOYERİZMİN ZAFERİ: İNSANIN ONTOLOJİK FELÂKETİ!
İşte çağdaş insan, kendini hakikate rapteden, bütün âlemleri temâşâ ettiren, gezdiren, yaşatan ulvî bağ’ı yitirdiğinden bu yana devâsâ bir ağ’da debelenip duruyor, fırtınalı bir denizin ortasında oraya buraya sürükleniyor yalnızca...
Çağdaş insan, ulvî bağ’ı, ulvî kaynakla bağlantısını yitirdiği için, kanatlandırıcı, bütün dünyaların meyvelerini tattırıcı bir çağ ruhundan da, bu lezzetli yolculuğu yaptıracak, insanı âlem içre âlemlerde gezintiye çıkaracak pusulasından da, ulvî çağrı utkusundan ve tutkusu’ndan da yoksun.
Çağdaş insan, kalbini körleştiren, zihnini felçleştiren, ruhunu çölleştiren, böylelikle insanı ayartıcı, baştan çıkarıcı bir sürgüne mahkûm eden devâsâ bir ağ’da mahpus.
Ama bunun farkında bile değil.
Değil; çünkü ağ’da sürükleniyor ve ağ son derece pornografik ve pagan, ayartıcı ve saptırıcı yani.
İnsanın ontolojik ölümü bu: Bütün insanî özelliklerini yitirmesi ama bunu bile farkedememesi, görememesi, bilememesi, idrak edememesi.
Ontolojik voyerizmin (dikizciliğin) zaferi: İliklerine kadar soluduğu; ama bir ağa, sanki Eflatun’un mağarasına hapsolmuşçasına yaşadığı, bu ayartıcı ağ’da, bu karanlık mağara’da oraya buraya sürüklendiği için göremediği ürpertici ontolojik felâketi bu şimdi, çağdaş insanın.
AĞDAŞ İNSAN: ÜZERİNDE “SÖRF YAPILAN” BİR “NESNE”!
O yüzden çağdaş insan, taşlaşmış bir “nesne” “gibi”...
Çağdaş sanal dünya, sörf yapılan yer değil de, ağdaş insan, üzerinde “sörf yapılan” bir “nesne” artık sanki...
O yüzden çağdaş insan taşlaşmış bir nesne “gibi”, dedim; çünkü çağdaş insan ne tam tamına insan ne de tam olarak nesne; aksine, hem insan hem de nesne aynı zamanda; -kültür, müzik, film, spor endüstrisinin ayartıcı tamtamlarıyla hayattan ve hakikatten kaçan bir pagan!
ÇAĞ KÖRLEŞMESİ VE RUH ÜŞÜMESİ: SİMÜLASYONLARIN AĞDAŞ İNSANDAN İNTİKAMI!
İnsansız bir dünya ve dünyasız bir insan’dan sözediyoruz artık...
İnsan, dünyasızlaştıkça; dünya insansızlaştıkça azalıyor insan: Rakam’laşıyor... Rakam’dan, dijit’ten ibaret bir nesne olup çıkıyor...
İnsan azaldıkça, azıyor, azmanlaşıyor; duyargalarını yitirerek duyarsızlaşıyor... Ruhsuzlaşıyor...
Çağ, ağ’a dönüşüyor sürgit... ve çağ, ağ’a dönüştükçe körleşiyor insan...
Ürpertici bir çağ körleşmesi yaşıyor...
İnsan ruhsuzlaştıkça, ruh üşüyor... Ölümcül bir ruh üşümesi yaşıyor çağdaş insan.
Simülasyonların (=gibi’lerin) intikamı mı bu ruh’tan; ruhuyla varolan, ruhu diri olduğu ölçüde diriltici bir soluğa sahip olabilen ağdaş insan’dan?
İSYAN / DEKANDANS HÂLİ DEĞİL, NİSYAN / DEKANDANSLA DANS HÂL-İ PÜR MELÂLİ!
Çağ, tastamam bir ağ’a, uçsuz-bucaksız ama daracık, ışıltılı ama kaskatı ve kapkaranlık, herkesi içine alan ama herkesi yutan, herkesi boğan küre ölçeğinde devâsâ bir ağ’a dönüştüğünden beri simülasyonlar intikam alıyor insan’dan adeta...
Dedim ya: Taşlaşmış, kalbini, kalp gözünü yitirmiş bir nesne insan bu ölümcül ağ’da: Ölümü bile bitiren, insanı canlı cenazeye dönüştüren ürpertici bir çöl çağ da, çağdaş dünya da, bu ağ’a mahkûm ve mahpus olan sözümona insan da!
İnsan, ulvî bağ’la ünsiyetini yitirdiği zamandan bu yana bu ayartıcı ağ’da nisyan’da / kendini de, hakikati de unutma girdabında!
Nisyan’da insan! İsyanda bile değil!
İsyan, dekandans (tefessüh, çözülme) hâlidir.
Nisyan’sa, dekadansla dans hâl-i pür melâli!
Bu gidiş, nereye peki? Ne’ye?
Özetle: Çağ körleşti, ruh üşüdü... İnsan, ruhu kendine getirecek İsrafil’in diriltici sûr’una gebe şimdi...
İNSANLIĞI DİRİLTİCİ SÛR’A ÜFLEME ZAMANI ŞİMDİ...
Ey hakikat yolcusu!
Bu sûr’a sen üfleyeceksin, sen sadece!
Sen kimsin peki?
Neresi’sin, nerelerdesin, hangi derelerde debelenmedesin?
Ne zaman kendine geleceksin?
Ne zaman üfleyeceksin bu diriltici sûr’a?
Unutma: İnsanlık sana gebe, sen hakikate...
Sen kendine gelince, ulvî bağ’la sarsılmaz bir şekilde irtibata geçince, leş kargaları kaçacak delik arayacak her yerde...
Yeter ki, sen, ayartıcı, baştan çıkarıcı siyasete kilitlenme; aksine, ayıltıcı, kanatlandırıcı hakikate demirlen ve siyasetin de hakikatten süt emsin, bizi kendimize getirsin, diriltici sûr’a üflesin yeniden -tıpkı bin yıldır yaptığımız gibi...
İşte o zaman, çağ, ruhuna kavuşacak; öncü kuşak ayağa kalkacak, yola çıkacak, hiç bir kınayıcının kınamasına aldırmadan yalnızca hakikat şarkısını bestelemek ve ağ’a hapsolan insanı hakikatle buluşturmak için cehd edecek...
İşte o zaman, insan ayartıcı / pornografik ve saptırıcı / pagan ağ’dan kurtulacak, ulvî hakikatle bağ kuracak, çağrı çağına kavuşacak, insanlık nefes almaya başlayacak bir kez daha tâ derinden inşallah...
Yazarlar
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2021
4.06.2021
31.05.2021
28.05.2021
14.08.2020
7.08.2020
20.07.2020
17.07.2020
26.06.2020
14.06.2020