Cafer Solgun
Türkçe’de “kendine Müslüman olmak” diye bir tabir var. Birinin sadece kendini esas almasını, paylaşma, empati duygu ve erdeminden yoksun olmasını, bencil, benmerkezci olma halini ifade eden bir tabir. Türkiye toplumunda oldukça yaygın bir davranış şeklini ifade ediyor aynı zamanda. Bu, rahatlıkla “kendine demokrat olmak” şeklinde de okunabilir.
Özeleştiri, muhasebe yapma, kendi geçmişi ve yaşam pratiğiyle yüzleşme yetenek ve cesaretinden yoksun olanların en genel ve sıkça rastlanan tutumu oluyor bu.
Özeleştiri yapmak yerine aslında “faili” kendisi olan hatalarını, yanlışlarını dahi sağa sola yamamaya gayret ederler. Genellikle edep ve adap ölçülerinden de bihaber olduklarından terbiyesizleşmeleri, çamurlaşmaları işten bile değildir.
Akıllı ve kurnaz sanırlar kendilerini. Aslında sadece sahtekardırlar. İçten pazarlıklıdırlar. Dürüstlük, içtenlik öylelerinin kitabında sadece gereğinde başvurulacak “rol kesme” numaralarıdır.
Siyasette de karşılığı vardır bu “toplumsal” hasletimizin ve herhalde “kendine demokrat olmak” deyince belli bir yaşta olanların aklına hemen Süleyman Demirel gelecektir. Malum, Demirel sadece usta bir demagog değil aynı zamanda bir “kendine demokrat” timsalidir.
12 Eylül faşizmini izleyen yıllarda siyasi yasakların kalkması gündeme geldiğinde, Demirel “yasak karşıtı bir demokrat siyasetçi” kimliğiyle arz-ı endam etmişti. Darbelere karşıydı, yasaklara karşıydı, demokrasi ve özgürlük istiyordu, vs. Demirel’i gayet iyi tanıyan Aziz Nesin bile adamın başına saksı düştüğüne ve artık demokrat olduğuna kanaat getirmişti. O derece…
Yasaklar kalktı, Demirel diğer yasaklı siyasetçiler gibi el altından yönettiği partisinin açıktan başına geçti, bir süre sonra başbakan oldu, sonra da cumhurbaşkanı. Ve Demirel bu sürecinde yeniden “bildiğimiz Demirel” haline geliverdi. Ona göre demokrasi; “Seçimler oluyor mu? Oluyor? İşbaşında bir hükümet var mı? Var. Meclis açık mı? Açık” idi. Hak ve özgürlükler ile ilgili ölçüsü, kendisinin memleketin başında olması ile sınırlı bir “kendine göre” ölçü idi.
Diğer siyasetçiler çok mu farklı?
Günümüz siyasetçilerine bakın. Tarihi perspektifte çok da uzun olmayan bir geçmişte AKP ve lideri Recep Tayyip Erdoğan ne idi, ne oldu? Düne kadar egemen devlet anlayışıyla, müesses nizamla “demokrasi” diyerek, “özgürlük” diyerek mücadele eden parti ne zaman ki “egemen” oldu, ağızlarını “devletimiz” diyerek açar kapatır oldular. Hak, hukuk, özgürlük, barış, adalet sözcükleri de bu dönemde kırk kez düşünüp bir kez telaffuz edilen sözcükler haline geldi; aman, ne olur ne olmaz denilerek…
“Kendine demokrat” olmak deyince bilumum renkleriyle “muhalefet” yapanların çoğunun anlayış ve yaklaşımı da farklı değil.
En “hak, hukuk, adalet” diye bağıranlara biraz yakından bakın…
Aslında tipik inkar ideolojisinden beslenmiş Türk milliyetçisi olduğu ve Kürtlere karşı hiç de sempati beslemedikleri halde sırf “maksat muhalefet cephesi geniş olsun” diye Kürtlere “gaz” verdiklerini ama Kürtlerin hakkı, hukuku ile ilgili bir çift anlaşılır söz söylemeye dahi dillerinin varmadığını görürsünüz…
İçten içe Alevi düşmanı oldukları, Alevilere karşı içleri nefretle kararmış olduğu halde, sırf “Aleviler de bir kitle neticede” diye Alevileri kendilerinin uzak durduğu sokaklara davet etmek için yarıştıklarını, ama Alevilerin hakları için, yaşadıkları haksızlıklar için kıllarını dahi kıpırdatmadıklarını görürsünüz…
Hak ihlalleri, mağduriyetler, haksızlıklar “kullanışlı” olmaları ölçüsünde radarlarına takılır.
Kürtler, Aleviler, solcular (“ulusolcular” değil) böylelerinin gözünde birer “muhalefet yapma aracından” ibarettir.
Başkaca bir kıymet-i harbiyeleri yoktur.
Muhtemelen kendi kapalı devre karanlık ortamlarında çok “akıllı”, “uyanık”, “kurnaz” filan olduklarını düşünüyor, birbirlerini takdir ediyorlardır. Devekuşu misali kafalarını toprağa gömdükleri için aslında bütün çıplaklıklarıyla gözler önünde olduklarının da farkında değiller.
Devekuşu demişken, bilinen bir sözdür; devekuşu yüke gelince “ben kuşum”, uçmaya gelince ise “ben deveyim” dermiş.
Anlayan anlar da… Anlamayana davul zurna da çalsan faydasız…
***
Bu son “davul” yazım. Yüreği aynı duygu ve duyarlılıklar için çarpan okurlarla elbet yollarımız kesişmeye devam edecek.
Sağlıcakla kalın…
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTAlbayrak’ın Gelgitleri.. 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset arenasında birileri hesabını yanlış yapıyor 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer balkonuna havuz yapılan rezaletin perde arkası! Buna nasıl izin verildi? 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomideki Gelişmelerin Değerlendirilmesi 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBirinci Yılında Süreç: Olanlar, Olmayanlar 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveci‘Orta Sınıf’ bu kez kazanıyor… 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAGerçek sanık sandalyesinde 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSiyasi değil sosyolojik, hatta psikolojik 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBen Şüheda Sena Öğütalan; masumiyetim tek teminatımdı, kâbusum oldu… 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Kim bu Devlet Büyükleri?” 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolErdoğan ve Trump 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYoksa bu gelen hukuk ve demokrasi mi? 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİYapıttan Yapana: Zatî olana yolculuk 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanÖzgür Özel sol medyanın gazına gelmedi 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Trumpizm’in güç gösterisi nereye kadar? 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞ“DEVLETİ ZENGİN”,”VATANDAŞI AÇ VE YOKSUL” ÜLKE… 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSumud tecrübesi bize neler söylüyor? 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye’nin sosyal devletin rolünün yeniden inşası kaçınılmaz 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKaan’ın motorları ve bir soru: Türkiye’nin F-35 alması şart mıdır? 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’dan sonra AKP dağılır 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEller Bağlı Duruş: Barışın ve Özgürlüğün Ahlâkî Politik Çığlığı... 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUBir fotoğrafın bana düşündürdükleri… 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANFotoğraflar tarafsız değil 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraDevlet Millet Kucaklaşması 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNGazze Planı: Bölgesel teslimiyete giriş 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayOVP’nin iç çelişkileri ve stratejik yönelimi 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ile Batı arasındaki “sözleşme” bozuluyor mu? 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇ“Siyasette zorlama yoktur!” 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMeşruiyet ve toplumsal cinsiyet: Eşbaşkanla tokalaşılmadı 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTCumhurbaşkanı, “muhalefet”, “Kürtler” 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRDEMOKRATİK TOPLUM VE "YILIŞIK" FOTOĞRAF 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçMemleketin geleceği hangi fotoğrafta? 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuAYM “vatandaşı koru” dedi… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.09.2025
14.09.2025
5.09.2025
29.08.2025
22.08.2025
17.08.2025
10.08.2025
1.08.2025
25.07.2025
19.07.2025