Hüseyin ÇAKIR
Küreselleşme ve 4. Sanayi Devrimini anlamadan, bu süreçlerin içine girmeden, ne işletmeler, ne eğitim-öğretim, ne de siyaset alanında başarılı olmak zor ve imkânsız hale geliyor.
Dijital Dönüşüm dediğimiz şey 3. Sanayi Devrimini başlattı. 4. Sanayi Devrimi dijitalleşme temelinde en ileri teknolojileri üretim içinde derinlemesine yerleşiyor. Makine, ürün, sistemler, süreçler ve insanlar, sensörler ve uyarıcılar yoluyla birbirine bağlanıyor ve tüm süreç boyunca birbirleriyle iletişim kuruyorlar. Bütün bunlar nesneler interneti olarak tanımlanıyor. Hayatımızdaki bütün eşyalar ve kullandığımız bütün nesneler birbiriyle konuşuyor. Uzun uzun yapılan işlemler artık yapay zekâ ve makine öğretisine emanet.
Bu süreç Türkiye ve dünyayı olumlu ve olumsuz etkiliyor ve yönlendiriyor; birbiriyle çelişen kapitalizmleri ortaya çıkartıyor.
FARKLI KAPİTALİZMLER
Kapitalizm gelişirken, burjuvazi, ticaret, vergi hukuku para değeri ve bütün bunların devlet sınırları içinde standart olmasını istedi. Ulus devlet sınırları böylece çizilmiş oldu. Devlet ve devletlerarası hukuk, uluslararası ticaret hukuku, devlet yönetim sistemleri 1. 2.ve 3. Sanayi devrimlerinin gelişmesinin önünü açacak biçimde düzenlendi. Demokrasi, insan hakları, 3. Sanayi devrimiyle birlikte evrensel ilkeler haline geldi.
Küreselleşme ve 4. Sanayi Devrimi, üretim, ticaret, sermaye hareketleri alanında ulus devlet ötesi, küresel ağlar ilişki içinde hareket ediyor. Ulus devlet modelini aşan bu küresel faaliyetlerin ulus üstü, hukuk oluşumu sürüyor.
Bu süreç erken kapitalist ülkelerle geç kapitalist ülkeler arasında sistem farklılıklarını ortaya çıkarttı. Geç kapitalistleşen Doğu Asya, Avrasya, Latin Amerika, Kuzey ve Güney, eski Sovyet coğrafyasında, Çin ve Rusya’da olduğu gibi kontrollü demokrasi, kontrollü kapitalizm olarak tanımladıkları, otoriter, anti demokratik sistemle 4. Sanayi devrimini yakalayacaklarını düşünüyorlar.
16 Nisan referandumuyla Türkiye’de bu kategoriye direksiyonu kırdı.
Batı kapitalizmi bugün demokrasi, insan hakları, temel hak ve özgürlükler, hukukun üstünlüğü değerlerini“insanlığın değerleri” olarak savunuyor, bütün dünyanın bu değerleri savunmasını istiyor. Avrupa Birliği (AB) böyle bir düşüncenin gelişimi sürecinde ortaya çıktı. AB kriterleri, batı kapitalizminin geldiği en yüksek demokrasi ve demokratikleşme noktası olarak kabul ediliyor. Bu model sosyal ve demokrasinin kurum ve kurallarının kurulduğu ve işlediği bir model; bu modelin birçok unsuru biçimsel kaldı, dijital dünyanın gelişimine yanıt veremiyor. Bu nedenle Batı demokrasisi siyasal alan olmak üzere birçok alanda tıkanmış ve krize girmiş durumda. .
KAPİTALİZM GELİŞİYOR, SİYASET DARALIYOR
Sosyal demokrat, sol, sosyalist iktidarlar 50 yılda kapitalizmi, reformlar yoluyla demokrasinin geliştiği, sosyal devlet modeli haline getirdiler. Demokrasi, demokratik değerler, insan hakları, hukukun üstünlüğü, çoğulcu ve katılımcı demokrasi bu 50 yılda oluştu. Kapitalizm bu demokratikleşme dönemde çok gelişti, bu değerlerin savunucusu oldu. Kuşkusuz sosyalist ve kapitalist sistem rekabet ve çelişkisi bu gelişmede itici rol oynadı.
Bugün başta sosyal haklar, bireysel hak ve özgürlükler, temel eğitim hakkı, seçimli demokrasi, kimi zaman biçimsel de olsa hukuk devleti, gibi kurumlar ve haklar öyle veya böyle bütün devletler tarafından kabul edilmiş durumda.
Siyasal olarak, sosyal demokrat ve sosyalist partilerin ideolojileri, reformcu politikaları başta AB olmak üzere batı demokrasisinin bugünkü noktaya gelmesinde belirleyici olmuştur.
Kapitalizmin sosyalleşmesinde önemli rolü olan Alman Sosyal Demokrat Partisi (SPD) Programları enternasyonal nitelikli olmuştur. Sosyal demokrasi, sol ve sosyalist hareketin en gelişmiş programı kabul ediliyor. Uzun tartışmalardan sonra 2006’da Hamburg Programı kabul edildi. Program 21. Yy. şöyle tanımlıyor:
“21. yüzyıl tam anlamıyla küresel olan ilk yüzyıldır, insanlar dünya çapında birbirine daha önce hiç olmadıkları kadar muhtaçtır.
Dünya bütünleşiyor. Dijital iletişim araçları ve diğer teknik yenilikler mekânın ve zamanın anlamını kökten değiştirmiştir.
Tarihte ilk kez dünya çapında, insanoğlunun büyük bir kısmının dâhil olduğu bir iş bölümü yaşıyoruz. Küreselleşme, sınırların ve pazarların açılması yalnızca teknik yeniliklerin değil, siyasal kararların da sonucudur.
Küreselleşme açlığın, yoksulluğun ve salgınların üstesinden gelme olanağını getirir. Dünya ticareti çok sayıda insana yeni iş ve refah getirir. Fakat küresel kapitalizmin belirleyici özelliklerinden biri de demokrasi ve adalet eksikliğidir aynı zamanda.
Böylelikle özgür ve dayanışmacı bir dünyaya giden yolda bir engel oluşturur. Eski adaletsizlikleri körükler, yenilerini yaratır. Bu yüzden ülkemizde, Avrupa'da ve dünyada küresel kapitalizme sosyal bir yanıt verecek olan bir siyaset için mücadele etmekteyiz.
Küresel kapitalizm büyük ölçüde sermaye biriktirmesine karşın bu sermaye yoluyla mutlak bir refah artışına neden olmaz.
Zincirden boşanmış finans piyasaları, uzun vadeli sürdürülebilir bir ekonomiye ters beklentiler ve spekülasyonlar yaratır.
Hızlı ve yüksek bir rant tek hedef haline geldiğinde sıkça istihdam olanakları yok edilir ve yenilikler engellenir. Sermaye esasen katma değere ve refaha hizmet etmelidir.”
SDP, Hamburg Programı’nda “Fransız Devriminin temel talepleri özgürlük, eşitlik, kardeşlik, Avrupa demokrasisinin temelleridir.
Eşit özgürlük hedefi modern çağda adalet ile özdeş tutulduğundan beri, özgürlük, adalet ve dayanışma, özgürlükçü demokratik sosyalizmin temel değerleridir.
En büyük ulus devletler dahi küresel sermayenin yatırımları için yarışan basit birer şirket yerleşim yeri haline dönüşme tehlikesiyle karşı karşıyadırlar. Ulus devletler bu yüzden birleşmeli ve etkilerini birlikte artırmalıdır.
Avrupa bu yolu seçmiştir. Sosyal bir Avrupa dünyanın diğer kıtalarına da örnek olabilir.
Dünyada hiç bir zaman bu kadar bilgi bulunmamıştır. Teknik ilerleme inanılmaz bir hız kazandı. Biz sosyal demokratlar insanların geleceklerini barışçı, adil ve dayanışmacı bir biçimde düzenleyebileceklerine inanıyoruz.
İçinde yaşadığımız zamanın net ve gerçekçi bir analizinden yola çıkarak yaşamaya değer bir geleceğe ilişkin tasarımlarımıza varıyoruz. 20. yüzyılın ulus devletlerine ve eski sanayi toplumuna dönmenin bir yolu yoktur.
21. yüzyılın büyük görevi küreselleşmenin demokratik siyaset yoluyla şekillendirilmesi ve düzenlenmesidir.
Demokrasimiz bir güven bunalımı geçirmektedir. Geleneksel parti bağları zayıflamaktadır.”
Program tartışmaları başladığında dünya çok değişmişti, kabul edilişinden 10-yıl sonra değişim öyle hızlandı ki, programdaki ilkeler ve tanımlamalar eskimiş oldu.
İngiltere İşçi Partisi’nin 3.Yol programıyla girdiği dünyayı anlama arayışı da hüsranla sonuçlandı.
Özetle sosyal demokrat, sol sosyalist partiler başta işçi sınıfı hareketine dayanan Batı’da ve bütün dünyada, ideolojik, politik olarak evrimci-reformcu rollerini yitirdiler. Bu nedenle muhafazakâr ırkçı partiler yükselişe geçtiler. 4. Sanayi devriminin yaratacağı, sosyal, ekonomik çelişkiler yeni siyaseti ortaya çıkartacak. Sosyalizmin ve sosyal demokrasinin deneyiminden, yeni siyasetin yararlanacağı çok şey var.
Sonuç olarak dijitalleşme ve 4. Sanayi devrimini aynı hızda gerçekleştiremeyen ülkeler arasında eşitsizlik artacak, geride kalan ülkelerde rejimleri ve sistemleri otoriter yönetimleri üretmeye devam edecek.
Türkiye 24 Ocak 1980 kararlarından bu yana Batı kapitalizmi dünyasına entegre olma- olmama kavgasında gidip geliyor, bu aynı zamanda demokratikleşme ve otoriterleşme gidiş geliş kavgası. AB ve Batı dünyası kurumları ve değerlerinden koptukça, “öteki kapitalist” dünyaya doğru gidiyor.
Muhalefetin bir de bu gözle dünyada ve Türkiye’de olup bitene bakması, iktidara alternatif olabilmek için önce kendini yenilemesi ile işe başlaması gerekiyor diye düşünüyorum.
Yoksa “benim oğlum bina okur, döner döner yine okur” döngüsünde dönüp durulur.
Yazarlar
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKimmiş bakalım devlete saldıran? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBüyük eşik atlandı, sıra mayınlı alanda… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasPara vermeden diploma alanlarımız da bunlar 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSistem çürümüş ki nasıl çürümüş 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHayır, bu Türklük Sözleşmesi değil! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.05.2018
13.05.2018
6.02.2018
29.04.2018
22.04.2018
8.02.2018
1.02.2018
25.03.2018
19.03.2018
11.03.2018