Melih ALTINOK
Mahrem anların, özel sohbetlerin ortaya dökülmesi “eskiden” de bir tehdit aracıydı. Elbette bu “tehlikenin” varlığı da bir kaygı nedeniydi.
Ancak bu dönemlerdeki iletişim araçlarının sınırlı yapısı, söz konusu kaygıyı kısmen azaltıyor ve tehlikenin kapsamındaki insan sayısını daraltıyordu. Çünkü öncelikle, mahremin açık edileceği gazete ve televizyon gibi iletişim araçlarının da yayımın sorumluluğuna ortak olması gerekiyordu. İkinci olarak ise, yazılı ve görsel medya, “haber değeri” kıstasını gözeterek, mahremi söz konusu olan kişinin tanınmışlığıyla ilgileniyordu.
Ancak içinde bulunduğumuz, kabaca son 10 yıllık zaman diliminde mevzu bambaşka bir boyut kazandı.
Kaydedici cihazlardaki gelişme ve daha da önemlisi bu teknolojiyle eş zamanlı olarak enformasyonun yayılacağı mecraların da çeşitlenmesi söz konusu tehdidin etkisini arttırdı. Tehlikeye maruz kalacak insan kümesini genişletti.
Artık eskiden olduğu gibi yalnızca tanınmış kişilerin değil, “herkesin” mahreminin “herkese” yayılması mümkün.
Terk edilmiş bir yavuklu, bir gece yarısı kriz esnasında acısını dindirmek için, ilişkiye ait bir mahremi youtube, twitter, facebook gibi sosyal medya aracılığıyla yaşadığı ülkedeki, hatta dünyadaki sayısız insana ulaştırabilir.
Dolaysıyla artık her enformasyon herkesi ilgilendirir halde; ilgilenmeseniz de...
Kapat kapat kapıları yabancı gelmesin
Ne var ki bu “hal”, yani enformasyon üretme ve onu yayma özgürlüğünün sınırsızlaşması, paradoksal şekilde bilgiyi muğlaklaştırdı. Doğal olarak da gizlendiği dönemlerdeki ulaşma umudunu aratır şekilde onu milyonlarca sahte imitasyonu içinde âdete yok etti.
Evet, tanımadığımız insanlar hakkında, aslında merak konusu bile olmayacak sınırsız veri bize ulaşıyor belki. Ama “bildikçe” şüphemiz de artıyor ve tabii ki söz konusu bilgi de değersizleşiyor, etkisi azalıyor.
Yani asri zamanların faş edilmiş “mahremleri” girişte bahsettiğim internetsiz dönemlerdeki kadar bomba etkisi yapmıyor. Gerçek zamanlı hayatımızın içinde çabucacık unutuluyor.
Ama yine de olan oldu, giden gitti. Bu güvensiz ortam, hepimizin ruhsal bütünlüğünü ve tabii ki ilişkilerimizi adeta biçti geçti. Kimimiz utanma duygusunu, “adamlığını” geride bıraktı, saldırılara maruz kalan pek çoğumuz ise ciddi ciddi paranoyaklaştı.
Belki de bu “garip” sürecin en acı sonucu, hayatı katlanılır kılan en önemli sürprizin, henüz tanışmamış olma beklentisinin, “kazasız belasız” atlatılacak bir tehlikeye dönüşmesi oldu.
El mecbur kurulan diyaloglarda kibirli yaftası yemeyi de göze alarak artık daha ketumuz; doğal olarak daha az samimi. Zira ilişkilerdeki en kontrolsüz anlarımız, içtenliklerimiz, duygusal patlamalarımız günü gelir, en ahlaksız şekilde aleyhimizde delil olarak kullanılabilir, değil mi?
Hele hele meşhurlar serisinin hali duman. Her biri, en çok Timur Selçuk’tan bildiğimiz Ümit Yaşar Oğuzcan’ın o harikulade dizelerini mırıldanıp duruyor; evet üstelik de kalabalık meyhanelerde değil, bir başlarına, evlerinde.
Ama tesis yok
Hakikaten yok. Bu yaşam dünya üzerindeki 7 milyar insana tek kişilik gettolar tahsis edecek kadar geniş değil.
O halde, nasıl, Giddens’ın tanımıyla modern dünyanın simgesel işaretleri (para) ya da uzmanlık alanları (doktorluk) gibi yerinden çıkartma düzeneklerine “alıştıysak.” Nasıl cebimizdeki paranın hep satın alabileceğine ya da hiç tanımadığımız, bilgisine ve niyetine dair fikrimizin olmadığı bir cerrahın hata yapmayacağına güvendiysek. Aynı şekilde kişiler arası ilişkilerde de “ihanete uğramayacağımız” umuduna güvenmeyi yine “hatırlayacağız.”
Biliyorum, kimimizin, insanlıkta ısrar edip karşısındakinin insanlığına güvenmesine geçmiş deneyimleri engel. Mazisi iyi olanlarımızı güvenden alı koyan ise, belki de her gün haberlerden şahit olduğu, dostların bile her anı kaydettiği, en adisinden ahlaksızlık halleri.
Ama inanın mecburuz. Belki de bunu Gambetta gibi güveni “başkalarının [kötülük yapma. M.A] özgürlüğüyle başa çıkabilmenin bir yöntemi” olarak görenlere kulak verip, “öğrenerek” becereceğiz.
Bunu önce kendi psikolojimiz için yapacağız. Zira yine Giddens’ın tabiriyle güvenen kişi aslında “kendi kaderine manevi bir rehine” vermektedir. Hem zaten “normalde itimat halinde olan” insan da başka ne yapacağını henüz keşfedemedi. Ama aynı zamanda, kapıda bekleyen, insanlığını yitirmemiş bireylerle kuracağımız dostluklar ve yaşam için de başaracağız bunu.
Çünkü hakikaten güvensiz yaşanmaz ya da şairin kulakları çınlasın, yaşanırsa yaşam olmaz.
Ayrıca aramızda kalsın ama, birileri niyeti bozduysa, siz istediğiniz kadar içinize kapanıp malzeme vermemeye çabalayın, nafile. Çünkü bildiğiniz üzere, gelişen “montaj” sanayi de en çok, insanlığından adım adım uzaklaşanların emrine amade.

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Konser iptalleri baydı
2.06.2022 - Elçiye zeval olmaz
17.05.2021 - 31 Mart’ta Binali Bey’e verdim, bu kez oyum...
11.05.2019 - Ekrem Bey size soruyorum ama cevabı Murat Bey’den bekliyorum
10.05.2019 - Sınırları aşmak
6.05.2019 - Pardon, Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlı olmayan belediye mi var?
1.05.2019 - Yine ne varsa Atatürk de var!
29.04.2019 - Kılıçdaroğlu’na yumruk!
22.04.2019 - Erdoğan’ın yükü
17.04.2019 - Bu saatten sonra...
8.02.2019
Yazarlar
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları





































































































Kemal Evlen
Enver paşa değil enver şerefsizi.
türkan
başbakanı o kadar çok seven ahmet altan bile gerçekleri görmeyi başardıda sen ki ölümlerden dönmüş,yaşatılanları bilen bir insan olarak nasıl bu kadar kör olabiliyorsun anlamıyorum.yazık.
metin özdemir
sayın miroğlu sizi kutluyorum valla bir yazı ancak böyle güzel olur bir başbakan için bu kadar dikkatlice yazılmış bir yazı sizce haksızlık yapılıyor bu hükümete ve bu başbakana gelecek dönem batman miletvekilliğiniz garantiye aldınız sanırım hadi hayırlısı bir metinerimiz daha oldu böyle yazmaya devam ederseniz belki geleceğin başbakanı da olmaya hak kazanırsınız ahmet altanın yazılarını okuyormuşsunuz okuyordum diyorsunuz ya bende sizin yazılarınızı okuyorum ama bundan böle okuyordum olacak
Osman Baran Can
hergün bloğunuzu dikkatlice okuyorum
Kemal Evlen
Enver paşa değil enver şerefsizi.
türkan
başbakanı o kadar çok seven ahmet altan bile gerçekleri görmeyi başardıda sen ki ölümlerden dönmüş,yaşatılanları bilen bir insan olarak nasıl bu kadar kör olabiliyorsun anlamıyorum.yazık.
metin özdemir
sayın miroğlu sizi kutluyorum valla bir yazı ancak böyle güzel olur bir başbakan için bu kadar dikkatlice yazılmış bir yazı sizce haksızlık yapılıyor bu hükümete ve bu başbakana gelecek dönem batman miletvekilliğiniz garantiye aldınız sanırım hadi hayırlısı bir metinerimiz daha oldu böyle yazmaya devam ederseniz belki geleceğin başbakanı da olmaya hak kazanırsınız ahmet altanın yazılarını okuyormuşsunuz okuyordum diyorsunuz ya bende sizin yazılarınızı okuyorum ama bundan böle okuyordum olacak
Osman Baran Can
hergün bloğunuzu dikkatlice okuyorum