Abdurrahman Dilipak
“Bu duvardan bir tuğla çekerseniz, devlet altında kalır”mış. Güldal Mumcu, “çekin tuğlaları yıkılsın duvar, altında kim kalırsa kalsın” diyor.
Fatih, Urban’ın elini kesmişse ve adalet; yanında çalışan Hristiyanın elini kesen sultanın kısasla elinin kesilmesini emrediyorsa, Fetih geri dursun. Sultanın eli kesilsin.
Fethin büyüklüğü, sadece Fatih’in zekası, kılıcının keskinliği, ordusunun cesareti ve gücü, atlarının iyilikleri, toplarının sağlamlığı ile ilgili değildi. Onlar bu işin maddi, şekli boyutu ile ilgiliydi.
Fethin yıldönümündeyiz. Fatih’e ve onun askerlerine selâm olsun. Keşke Fethi başka boyutları ile okuyup, anlasak, Fatih’i de öyle!
Evet, adalet mülkün temelidir. Adalet yerini bulunca yıkılan mülk zulüm sarayının istinatgahıdır. Onun içindir ki, Hz. Ömer, Mısırlı Hristiyan esnafı aldatan Valinin oğlunu camide cemaatin önünde yargılayıp cezalandırmıştır.
Biri Uğur Mumcu cinayetiyle ilgili birini işaret etmesi ve o birinin “Ben bir tuğla çekersem devlet aşağı iner” sözü üzerine yıllardır birçok spekülasyon yapılıp durdu ve kimse gerçeğin peşine düşmeni, tıpkı Yazıcıoğlu, Hablemitoğlu, Dink, Üçok ve daha birçok cinayet konusunda olduğu gibi. Herkes kendi katilini koruyor. Herkes, ucu kendine dokunma ihtimali olan işlerin üstünü örtüyor ve Şeytan bu gibi işleri, bu durumu bildiği için bir şekilde herkesle ilişkilendiriyor. Ya da bu yola girenler, bir yerde bir şekilde birlikte olma gereği duyuyor. Ve herkes kendi adamını koruyayım derken bu Şeytani düzeni korumuş oluyorlar. Ağar, Mumcu konusunda söylediği iddia edilen sözleri reddediyor ama Güldal Mumcu iddiasında ısrarlı. Bu olay bir sır olarak kaldı. Detaylar önemli değil. Ama hatırlatalım, Cumhuriyet bu işi “İslami Cihad” diye bir hayali örgüte yıktı, CHP de “Şeriat düşmanı söylem ve eylemleri ile bu konuda gerçeğe ulaşılmasını engelledi”.. Yani bu işin sağı-solu yok. Duvarın arkasında başka bir dünya var. Bir tiyatro oynanıyor. Sahnede katil, hedefindeki adamı vururken, sahnenin arkasında katil ve maktul rollerindeki, başarılı oyunları için birbirini kutlayacaktır. Akşam birlikte kafa çekeceklerdir. Kontrollü bunalım stratejisi dedikleri şey böyle bir şey.
Osmanlı mimarisinde bir “Kilit taşı” var. Bunların duvarından herhangi bir tuğlayı çekseniz sistem çöker. Bizde asıl önemli olan o “kilit taşı”. Önce o yapıyı kim, niçin yaptı. O bir adalet sarayı ya da mabedse, kilit taşı hak ve hukuk, akıl ve erdemle yontulmuştur. Eğer zulüm sarayının kilit taşı ise o Şeytani bir zeka ile zulüm, kan ve gözyaşı ile yontulmuştur. Çekin yıkılsın zulmün kaleleri. Evet o taşı yerinden oynatırsanız sistem çöker ve o yapının içindekiler topluca zarar görürler. Şunu aklımızdan çıkarmayalım: Zulm ile abad olunmaz. “Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste” denmiştir. Mazlumla Allah arasında perde yoktur, zalimle, cahille, münafıklarla, müstekbirler ve fasıklarla Allah arasında perde çoktur. Sadece yetimleri görüp gözetmeyenlerin bile namazları ve duaları kabul edilmeyecektir. Her şeyin kemali zeval vaktine işaret eder. Allah bizleri iyi önderlerimiz, güçlü devletlerimiz, ekonomilerimiz, güçlü ordularınız, komutanlarımız, adil yöneticilerimiz olsa bile, hatta başlarında aynı anda birden fazla peygamber olan dönemleri, toplulukları hatırlayın, yine de Allah bizleri, mallarımız, canlarımız ve sevdiklerimizle, kimi zaman artırarak, kimi zaman eksilterek imtihan edeceğini söylemedi mi!.
Allah’ın gazabından kaçıp rahmetine sığınmak isteyenler, Allaha, resulüne ve kitaba yönelsinler, tefrikaya düşmesinler, sabırlı olsunlar, sabredenlerden, şükredenlerden, direnenlerden olsunlar. Bilsinler ki, Hay ve şer Allah’ın iradesi içindedir ve biz O’nun rızasına sığınırsak, mahzun olmayacağız, kurtuluşa erenlerden olacağız. Böyle olmasaydı zaten yeryüzü fesada uğrardı. İnsanlar cahil, zalim, kan dökücüdür. Allah onları bu şekilde imtihan etmektedir. Bu dünya bizim için bir imtihan yeridir. Sanırım günlük hadiseler, siyasi ve iktisadi gailelerle uğraşıyorken bu büyük hakikatten gafil oluyoruz. Sonuçta insanlar, belki farkında değiller ama, kaçtıklarını sandıkları şeye doğru koşuyorlar.
Ya hu, Allah’ın ipine tutunuyorsanız neden korkacaksınız! Sizi gören, duyan, bilen, hüküm sahibi, kadir-i mutlak, ortağı olmayan, “ol” deyince olduran, “öl” deyince öldüren, “Kader’e, “Rızg”a, “Ecel”e hükmeden bir Allah var. Eceliniz, o takdir edilen ve ertelenen vakitten önce ya da sonra ölmeyeceksiniz, Rızgınızdan az ya da çok yemeyeceksiniz. Kaderinizden başka bir kader de yok. Bunların tek kefili var o da Allah’tır. Unutmayın “Hayır da şer de” O’nun iradesi içindedir. Onun rızasının tecellisinin vesilesi olmaya bakın. Çoklukla, güçle, geçmişle, atalarınızla övünmeyin. Siz neyseniz osunuz. Övgü, salat ve selam Allah’a ve resulünedir. Allah’ın rahmeti, esirgemesi ise O’nun yolunda gidenleredir. Yani Veresetül enbiyayadır. Peygamberin ayak izlerinden yürüyerek hılful fudul yolunda Müellefetül Gulub için çabalayan, insanları ortak bir kelimeye, Allah’a ve cehennem ateşinden kurtuluşa davet edenleredir.
Bizim merhametimiz gazabımızdan, sevgimiz nefretimizden büyük olmalı. Kınayanların kınamalarına aldırmadan “sırat-ı mustakim” yolunda ilerlemeliyiz. Korku ve ye’s yok. Tefrika yok. İnanalım, amenna ve saddakna diyelim: “Asra yemin olsun ki, insanlar hüsrandadır. Ancak İMAN edenler, SALİH AMEL sahipleri ile SABREDENLER ve SABRI TAVSİYE EDENLER müstesna”..
Şu halimize bakın.. Üzgünüm! “Hadi halimizi Allah’a ve resulüne arz edelim” diyenler ne kadar az! Herkes öfkeli, güzel söz ve hikmet unutulmuş, herkes ötekilerin yokluğunda kendine varlık arayışında. Başkalarının acılarında mutluluk, yenilgilerinde zafer arıyor. Oysa biz ademoğulları, birbirimize karşı bir zafer değil, birlikte Şeytana karşı bir zafer kazanacaktık. Ne kadar sabırsızız ve kendi hatalarımızı unutup, başkalarının hataları üzerinden kendimize, halimizin sorumlusu olarak “günah keçileri” arıyoruz. “İnni küntü minezzalimiyn” diyen var mı çevrenizde. “Beni bana bırakma” Rabbim diyen var mı? “Kendi nefsine taht kurup oturan Şeytan”ı görmezden gelirken, başkalarının Şeytanlarını taşlamak için sokaklara çıkanlara bakar mısınız. “Beni bana bırakma, beni nefsimle baş başa bırakma” diye dua eden dervişlere ne oldu, onlar şimdi ne işlerle uğraşıyorlar. Hani Cihad edecektik. Hani gerekirse Hicreti göze alacaktık. “İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal / Hamallık ki sonunda ne rütbe var ne de mal / Yalnız acı bir lokma zehirle pişmiş aştan / Ve ayrılık anneden vatandan arkadaştan”.. Ama paranın bu kadar tatlı, kadınların sıcak, koltuğun heyecan verici olduğunu bilmiyorduk. Bekara karı boşamak kolaymış. Güç, servet iktidarın o büyük dönüştürücü gücü, önce ona sahip olan zayıf karakterli, akıl ve iman yoksulu BİREY’leri dönüştürürmüş. Din bir ritüel, seremoni ve ikonalara dönüşürmüş, tarihin mefahire. Meğer “Gökyüzünün başka rengi de varmış! / Geç fark ettim taşın sert olduğunu. / Su insanı boğar, ateş yakarmış! / Her doğan günün bir dert olduğunu, / İnsan bu yaşa gelince anlarmış.” Ey iman edenler, yeniden Müslüman olmaya ne dersiniz. Malumunuz Allah’ın dini yeri-göğü, ölümü ve hayatı açıklar.. Bizim yaşadığımız din gelin-kaynana kavgasını bile çözmüyor da. Selâm ve dua ile.
Yazarlar
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.08.2024
4.06.2024
27.05.2024
20.05.2024
5.05.2024
29.04.2024
22.04.2024
2.06.2022
7.03.2022
17.02.2022