Ali BAYRAMOĞLU
Kimi tarihçiler Abdülhamit paradoksundan söz eder.
Sultan Abdülhamit bir taraftan otoriter, baskıcı, örneğin Ermeni meselesinde acımasız (kanlı anlamına kızıl sultan tabiri buradan gelir) bir siyaseti ve devri simgeler. Diğer taraftan ülkenin modernleşmesine en çok katkıda bulunan, bekayı hedef alan denge ve güç politikalarıyla milli varoluşu temsil eden bir padişahlardan kabul edilir.
Abdülhamit konusunda bugün bile ülkedeki farklı siyasal ve toplumsal farklılıkları karşı karşıya getiren bu paradoksun uçlarıdır. Bir taraf için büyük bir han, bir kurtarıcı-koruyucu söz konusudur, diğer taraf için ise istibdat rejiminin acımasız hükümranı…
Kefenin galebe çalan tarafını iç dinamikler, duygular, güç ve başarı veya demokrasi, eşitlik arayışı kadar, uluslararası iklim belirler. Uluslararası arenada yaşanan gelişmeler, hakim değerler, öne çıkan siyasi formlar, çatışmalar bu konuda sanıldığından daha fazla etkili olur.
Abdülhamit devrinde uzun süre kefenin birinci yüzü, yani sert kısmı bu nedenle önde olmuştur. İçe kapanma, varoluş, tehdit, tehlike unsurları, güçlü siyasi irade tutkusu, bugün dahi Abdülhamit değerlendirmelerinde asli unsuru oluşturur.
Abdülhamit paradoksuna en yakın, bunu en çok akla getiren isimlerden birisi şüphe yok ki, Tayyip Erdoğan’dır.
Bir yanıyla despot bir siyasetin mimarıdır Erdoğan. Yönetim tarzında, hukuk, demokrasi, kurumsallığı devre bırakan Erdoğan, modernleşme, güç ve büyüme hamlelerinde güvenilir bir siyasi irade öznesidir.
Abdülhamit’te olduğu gibi, Erdoğan bakımından da, farklı siyasi görüşleri karşı karşıya getiren, zıt işlev gören bu iki uçtur.
Bir başka benzerlik dış dinamiklerle ilgilidir.
Erdoğan’ın son dönem seçim başarılarını uluslararası iklimden bağımsız okumak bir yanılgı olur.
Nitekim Türk cumhurbaşkanı bu iklimin hem beslediği bir isim hem bu iklimi besleyen bir aktör, kimileri için neredeyse bir model…
Yukarıdaki satırları yazmama, Arjantin ve özelikle Hollanda’daki seçimler vesile oldu.
Dün İtalya, Fransa, Macaristan, bugün Hollanda, Arjantin, yarın muhtemelen Trump…
Kültürel, ekonomik sorunlar karşısında anti-liberal, şahıs vurgulu çözüm önerileri. dışlayıcı, sınır koyan, milliyetçi, yasaklayıcı siyasi tutumlar bugün global düzeydeki otoriterliği taşıyan ana dalga haline gelmiş durumda.
Rüzgar o istikamette esiyor ve esecek.
Arjantin krizler ve çaresizlik karşısında şahıs merkezli ve sonu otoriterliğe mahkum yeni aktörler üretti. Hollanda da dışlayıcı, düşman, ırkçı milliyetçilik toplumun desteğini aldı. “Toplumsal destek ve tepki” ile “otoriter öneri ve tehlike siyaseti” arasındaki bağ içinde yaşadığımız dönem bakımından önemli bir gösterge haline gelmiş durumda.
Hamit paradoksu sonu her zaman kötü bitse de, bir dönem için bir başarı formülüdür. Bu, sadece Erdoğan için tüm otoriter liderler ve dönemler için geçerlidir. Avrupa’da haftada 40 saat çalışma sınırlamasını bir çalışan hakkı olarak getiren ilk ismin Hitler olduğunu unutmamak gerekir.
Alternatif, ancak paradoksun iki ucunu bir araya getirecek bir bakışla, toplumsal tepkinin, güç arayışının, tehdit algısının otoriterlik dışı formlarını düşünmekle mümkün…
Işık çok uzakta…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
2.06.2025
29.05.2025
18.05.2025
15.05.2025
10.05.2025
8.05.2025
4.05.2025