Alper GÖRMÜŞ
Balyoz davasının karara bağlanmasının ardından, 28 Eylül 2012 ile 26 Ekim 2012 arasında sekiz bölümlük bir “Balyoz kararları tartışması”na girişmiştim.
O yazılar, “Bu dizi burada bitiyor... Belki gerekçeli kararın ardından meseleye yeniden döneriz” cümleleriyle sona ermişti. Bugünden itibaren, birkaç yazı boyunca gerekçeli kararla ilgili olarak yazacağım.
Haklısınız: Balyoz davasının gerekçeli kararını ele almayı vaat eden bir yazı dizisinin birinci bölümünün, kararla hiçbir ilgisinin bulunmadığı izlenimi veren bir başlık taşıması biraz tuhaf...
Fakat, bizim gazete de dâhil olmak üzere bazı gazeteler gerekçeli kararı bir noktasından (“Dijital belgelerin asılları Genelkurmay’da”) öyle bir abartıyla sundular ki, o nokta dışında başka her şey ikinci planda kaldı. Ardından Genelkurmay’ın açıklaması geldi. Ardından Merkez’in kurt gazetecileri bu açıklamayı işlerine geldiği gibi yorumladılar. Ortalık karıştı, her şey birbirine girdi, ben de dizinin ilk bölümünü, heyecanlı-aceleci bir gazeteciliğin döşediği taşlardan yararlanarak gollük bir vuruş yapan“Merkez” gazetecilerine laf yetiştirmeye ayırmak zorunda kaldım.
Mahkeme de haklı, Genelkurmay da...
Filmin sonunu baştan söyleyeyim: Ortaya çıkan kargaşada ne Mahkeme’nin bir dahli var ne de Genelkurmay’ın...
Bu, senaryosunu, Mahkeme’nin gerekçeli kararını abartarak aktaran bir gazetecilikle, Genelkurmay’ın açıklamasını çarpıtarak yorumlayan bir gazeteciliğin yazdığı bir film...
Hikâyemiz, bir dizi gazetenin, gerekçeli kararı “Delillerin aslı Genelkurmay’da” (Taraf),“Balyoz’un orijinal belgeleri Genelkurmay’dan geldi” (Zaman) vb. manşetlerle sunmalarıyla başladı.
Manşetler, kamuoyunda haklı olarak, sanki davadaki tüm delillerin asıllarının Genelkurmay tarafından mahkemeye gönderildiği ve mahkemenin de şimdi onları açıkladığı biçiminde yorumlandı. Bu durumda, ortada tartışmalı hiçbir delil kalmıyordu.
Oysa kazın ayağı öyle değildi. Mahkemenin gerekçeli kararının bu manşetlere ilham veren bölümü aynen şöyleydi:
“Gölcük Donanma Komutanlığı ve Eskişehir’de sanık Hakan Büyük’te ele geçirilen dijitallerde bulunan taranmış belgelerin asıllarının ilgili birliklerde mevcut olduğu, Genelkurmay Başkanlığınca Mahkememize bildirilmiştir.”
Gerekçeli kararda daha sonra, yine sadece bu belgelere referansla şöyle devam ediliyordu:
“Teslim edilen yazılı belge ve asıllarının Genelkurmay’ca askeri birimlerde asılları bulunduğu belirtilen taranmış belgelerin dijitalleri içinde yer alması, delillerin doğruluğunu gösterir.”
Yani Mahkeme, davadaki tüm delillerin asıllarının Genelkurmay tarafından kendilerine gönderildiği şeklinde bir ibareyi kesinlikle kullanmamıştı. Mahkeme mealen şöyle diyordu: “Biz, Balyoz davası çerçevesinde suç teşkil ve kararımızda hangileri olduğunu açıkça belirttiğimiz bazı dijital belgelerin asıllarının askeri birimlerde bulunduğunun teyit edilmesini, öbür delillerin de doğru olduğu şeklinde değerlendirdik.”
Genelkurmay kime, ne demiş oldu?
Hiç şüpheniz olmasın, araya abartılı gazetecilik girmeseydi ve kamuoyunda “Bütün delillerin aslı Genelkurmay’daymış meğer” gibi yanlış bir algı oluşmasaydı, Genelkurmay o “zorunlu”açıklamayı yapmayacaktı. Zaten açıklamanın içinde vardı bu imâ...
Gelin önce şu açıklamanın bizi ilgilendiren bölümünün tamamına bir daha bakalım:
“Bazı basın yayın organlarında, ‘Balyoz Davası olarak bilinen davanın tüm delillerinin asıllarının Genelkurmay Başkanlığında bulunduğu ve sanıkların, sahte olduğunu iddia ettikleri belgelerin orijinallerinin Genelkurmay Başkanlığınca Mahkemeye gönderildiği’ yönünde haberler yer almaktadır.
(...)
“Mahkemenin gerekçeli kararında ise; ‘Gölcük Donanma Komutanlığı ve Eskişehir’de sanık Hakan Büyük’te ele geçirilen dijitallerde bulunan taranmış belgelerin asıllarının ilgili birliklerde mevcut olduğu, Genelkurmay Başkanlığınca Mahkememize bildirilmiştir’ ibaresine yer verilmiştir.
“Bu ibareden yola çıkılarak, dava konusu tüm delillerin asıllarının bulunduğu ve Genelkurmay Başkanlığınca mahkemeye gönderildiği şeklinde basında yer alan iddialar asılsızdır.”
Gördüğünüz gibi Genelkurmay, Mahkeme’nin kullandığı ibareyi eleştirmiyor. Tam tersine, “Gölcük Donanma Komutanlığı ve Eskişehir’de sanık Hakan Büyük’te ele geçirilen dijitaller”in aslının kendisinde olduğunu ve Mahkeme’ye gönderdiğini kabul de ediyor. Ardından da, bu ibareden yola çıkan ve bambaşka bir şey söyleyen abartılı gazeteciliği eleştiriyor.
Merkez’in kurtları devrede...
Genelkurmay’ın açıklamasından sonra Merkez’in kurtları girdi devreye... Entrikaları iki ayak üzerinde yükseliyordu: a) Mahkemenin demediğini, bazı gazetelerin haberlerine gönderme yapmaya devam ederek demiş gibi yapmak, b) Genelkurmay’ın basına yönelik açıklamasını (eleştirisini) Mahkeme’ye yönelikmiş gibi sunmak.
Bu atraksiyonların nasıl somutlaştırıldığını, “Merkez’in merkezi”nden iki kurt gazetecinin hayli şiirsel başlıklarla kaleme aldıkları yorumlarından kalkarak göstermeye çalışayım...
Ertuğrul Özkök (“Yargıtay’a ‘Bozun’ dilekçesi”):
“Gerekçede, söz konusu belgelerin hangileri olduğu belirtilmiyor. Bahsettikleri şeyler seminerde kullanılan senaryolara ait metinlerse, zaten bunu inkâr eden yok.
“Ama CD’lerde sonradan üretildiği iddia edilen belgelerin asıllarıysa, Genelkurmay dün, ‘Dava konusu tüm delillerin asıllarının bulunduğu ve Genelkurmay Başkanlığı’nca mahkemeye gönderildiği iddiaları asılsızdır’ açıklamasını yaptı.” (Hürriyet, 9 Ocak 2013)
Mehmet Yılmaz (“Ol mahkemenin hükmüne derler mi adalet?”):
“Akıl alacak bir iş değildi, ama oldu. (...) Dün açıklanan gerekçeli kararda sahteliği iddia edilen belgelerin asıllarının askeri birliklerde bulunduğuna ilişkin bir ifade var. Mahkemeye göre, bu bilgiGenelkurmay tarafından mahkemeye teyit edilmiş. (Yazar “tevcih” diye yazmak istemiş galiba ama o da olmaz! A.G.)
(...)
“Genelkurmay açıklamasında mahkemenin gerekçeli kararında Gölcük Donanma Komutanlığı’nda ve Eskişehir’de sanık Hakan Büyük’te ele geçirilen belgelerin asıllarının ilgili birliklerde olduğu belirtiliyor. ‘Bütün dijital belgelerin aslının birliklerde olduğu’ değil. (...) Ama karar bunlar gerçekmiş gibi verildi.”
Bir bumerang olarak “abartı” gazeteciliği
Konumuzun başlıkla bağlantısını kurarak bitiriyorum...
Geçtiğimiz günlerde, “Genelkurmay’ın kullanışlı gazetecileri” haberleriyle ilgili olarak kaleme aldığım bir yazıda, “Bu türden abartılı gazeteciliklerin, ele alınan konuyu deşmeyi zorlaştırdığı ve tam tersine, konunun kapanmasına hizmet ettiği kanaatindeyim” diye yazmıştım.
İşte yine öyle oldu. Abartılı bir gazetecilik, bir bumerang gibi fırladı ve geri dönüp onu atanı vuruverdi.
Bu haberler olmasaydı, Merkez’in kurt gazetecileri bir gün sonra “TSK: Balyoz belgesi yok”(Hürriyet, 9 ocak) diye nal gibi manşet çakamayacak, kurt köşe yazarları yukarıda okuduğunuz türden makaleler döktüremeyeceklerdi.
Ne diyeyim, ders olur inşallah.
NOT. “‘Kitlesel eylem’ deyince akan sular durmalı mı”nın 2012 eylemlerini ele alacağımı söylediğim bölümünü mecburen erteliyorum. Nasıl olsa bundan sonra da bolca başka eylemlere şahit olacağız, yeri gelince devam ederiz.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025
29.04.2025
25.04.2025
21.04.2025