Alper GÖRMÜŞ
Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) sözcüsü Hüseyin Çelik’in “dekolte” eleştirisinin bu kadar büyük bir tepki toplamasının en önemli nedeni, Çelik’in sözlerinin, AK Partili siyasetçilerin benzer sözlerini izlemiş olmasıydı…
Böyle durumlarda her ilave söz, her tekrar bir öncekinden çok daha büyük bir etkiye yol açar... Nihayet “bardağı taşıran” o son söz gelir ve sözün sahibinin şaşkın bakışları arasında birikmiş tepki infilak eder.
Sözün sahibinin şaşkınlığı samimidir; çünkü söylenenin benzerleri önce de söylenmiştir ve onlar bu kadar yoğun bir tepkiye yol açmamıştır.
Problem şuradadır ki, sözün sahibi, bıktırıcı “tekrar”ın bir noktada şiddet etkisi üreteceğini bilmemektedir.
***
Bu etkiyi anlatan, psikologların sıkça kullandığı bir hikâye vardır…
Eski yüzyıllarda, Roma’da kendi halinde yaşayan bir kambur varmış. Roma’nın en sevilen gençlerinden biri, ona “N’aber pis kambur” diye takılmayı huy edinmiş.
Böyle böyle aradan tam yirmi yıl geçmiş... Yine bir takılmanın ardından kambur adam bıçağını çekip genci öldürmüş.
Cinayet kentte o kadar büyük bir infiale yol açmış ki, kambur adamın savunmasını sadece bir avukat göze alabilmiş.
Duruşmada, söz savunmaya gelince avukat yerinden kalkmış ve tek tek mahkeme başkanına, yargıçlara, savcıya saygılarını sunmuş... Sonra tekrar başkana dönüp onu övgülere boğmuş... Seremoninin yargıçlar üzerinden devam edeceğini anlayan başkan durdurmuş avukatı... “Yeter” demiş, “siz buraya mahkemeyi bloke etmeye mi geldiniz, müvekkilinizi savunmaya mı?“
Avukat gülümsemiş, “Elbette müvekkilimi savunmaya geldim. Fakat düşünün bakalım bana neden kızdınız? Çünkü durmadan aynı sözleri tekrarladım. Demek insan sürekli tekrar edildiğinde selam ve saygıya bile kızabiliyormuş. Oysa müvekkilimin öldürdüğü genç tam yirmi yıldır ona ‘pis kambur’ diye hitap etmiştir… Savunmam bundan ibarettir, takdir yüce mahkemenindir.”
***
AK Parti sözcüleri sürekli olarak insanların hayat tarzlarına karışmadıklarını söylerlerken, bu yönde kısıtlayıcı düzenlemeler yapmadıklarını, “eyleme geçmediklerini” hatırlatmış oluyorlar.
Fakat farkına varmıyorlar ki, “eyleme geçmeseler” de toplumsal yaşamda hangi “tarz”ı beğendiklerini, hangisini beğenmediklerini sık sık tekrar etmeleri, yukarıda izah etmeye çalıştığım psikolojik algı üzerinden toplumun bazı kesimlerinde olağanüstü bir sinirliliğe, gerilime yol açıyor.
Ayrıca, hayat tarzlarına karışmadıklarını ve fakat hangi tarzlardan hoşlanmadıklarını birlikte telaffuz ettikleri cümleler, vurgunun “hoşlanmadıkları” üzerine yapılması nedeniyle, bu etkiyi daha da artırıyor.
Hüseyin Çelik de öyle yaptı... Kimsenin hayat tarzlarına karışmadıklarını söyledikten sonra, “ama” bağlacıyla neyin kabul edilemeyeceğini bildirmiş oldu.
“Ama”lı cümlelerde “ama”, kendisinden önce gelen cümle öbeğini önemli ölçüde hükümsüzleştirir, kendisinden sonra gelen cümle öbeğinin etkisini ise misliyle artırır.
Çelik’in sözlerine dönelim: Tam tersini yapsaydı, cümlesinin birinci bölümünde dindar, muhafazakâr bir insan olarak rahatsızlık duyduğu “tarz”a işaret etmiş, ardından da “ama” diye ekleyip “kimsenin tercihlerine karışmayız, karışamayız” deseydi, cümlenin vurgusu “tercihlere saygı” üzerine yapılmış olacaktı.
Fakat: Hüseyin Çelik’in bunu dahi yapmaması gerekirdi.
Perşembe günü bu noktadan devam edeceğim.
İyi bayramlar...
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları




































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.07.2025
14.07.2025
23.06.2025
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025